Bölüm 42

96 4 0
                                    


---Ben iki eşten ayrıldım diye ne onların hayatları sona erdi nede benim ki. Hem ayrıca ben uygun bir eş bulursam yeniden evlenmeyi düşünüyorum

---Ciddimi söylüyorsun bunu?

---Tabi ki ciddi söylüyorum. Ben yalnız bir hayat sürdürecek yapıya sahip biri değilim.

---Aklında evlenmeyi düşündüğün biri var mı peki

---Şimdi yok ama ilerleyen zamanlarda buluruz birisini

---Ben kesinlikle bir daha evlenmem

---Büyük konuşma oğlum. Yarın karşına yüreğini hoplatan biri çıkar bu söylediğin lafı yemek zorunda kalırsın. Şimdi içinde bulunduğun durumu biliyorum. Ama ölenle ölünmüyor, hayat devam ediyor.

---ben ölenimle öldüm zaten Volkan, sen neden bahsediyorsun. Hem genç delikanlı değilim ki karşıma çıkan birisi yüreğimi hoplatsın. Zaten hoplayacak zıplayacak yürekte kalmadı bende. Felek beni ve hayatımı hoplattı hoplatacağı kadar.

---kendine biraz zaman tanı. Hem sürekli böyle karamsar düşünmenin de sana bir faydası yok. Evlenirsen belki de bir çocuğun olur onunla uğraşır hayata tutunursun.

---Allah aşkına sus. Hayata tutunacak dalım, kolum mu var ki?

---ya oğlum o zaman otur sürekli ağla. Sanki sadece sen evlat kaybettin. Git büyük şehirlere hastane morglarının önünde gez. Bak kaç aile ölen çocuklarını toprağa veriyor. Zafer'in ölümü seni nasıl üzdüyse beni de aynı derecede üzdü. Ama yapılabilecek bir şey yok dostum anla artık bunu.

---Sen evlat acısı nedir bilmiyorsun Volkan. Boş boş konuşuyorsun. Dedikten sonra elimde ki bira şişesini fırlattım ve Volkan'a:

---Beni eve bırak

---Ne oldu şurada gerçekleri konuşuyoruz diye tafra yapmaya başladın hemen

---Ben afra tafra yapmıyorum. Sadece son on yıldır neler çektiğimi, neler yaşadıklarımı bilmez gibi konuşuyorsun, birde üstüne bana akıl vermeye kalkıyorsun. Açıkça söyleyeyim beni anlamıyorsun.

---Ne var yani akıl vermek suç mu oldu şimdi. Ben sana bir şey sorsam sen bana akıl versen sen suç mu işlemiş olacaksın.

---off tamam Volkan. Rica etsem beni eve bırakır mısın?

---Bırakırım ama bu asık suratla değil.

---Ne yapmamı istiyorsun kahkaha mı atayım şimdi.

---Ya şuraya eski çocukluk günlerimi hatırlayıp biraz olsun mutlu olmaya geldik. Şimdi geldiğimiz noktaya bak. Tamam, bu konuyu kapatalım. Ha bak sana ne söyleyeceğim. Ben evlenmeyi düşünüyorum dedim ya sanırım benim oğlan benden önce evlenecek. Son zamanlarda ayakları yere basmıyor. Aklı bir karış havada geziyor. Elinde bir telefon akşamları odasına kapanıp saatlerce konuşuyor. İş yerinde sürekli mesaj yazıyor. Sanırım hayatında birisi var ama henüz bana bu konuda bir şey çıtlatmadı.

---Ne de olsa genç delikanlı oldu. Hayatında birisinin olması gayet normal. Sen onun yaşındayken çoktan evlenmiştin unuttun mu?

---Evet haklısın. İnşallah onun kaderi babasının kaderine benzemez. Sevdiği ve mutlu olabileceği birisiyle evlenir.

---İnşallah dediğin gibi olur. Fatma ile ayrıldıktan sonra hiç görüşüp konuştunuz mu?

---Yüz yüze hiç görüşmedik. Ama nafaka parasını yatırmayı unuttuğum zaman telefon edip Volkan bey parayı henüz yatırmamışsınız diyor tok bir sesle. Bende Fatma Hanım özür dilerim unutmuşum hemen yatırayım diyorum. Hani el kızı derler diye söylerdi büyüklerimiz boşa söylememişler. Boşandıktan sonra bunu çok iyi anladım. Sanki bir yabancı olup çıkıveriyorlar.

Volkan bu cümleyi söyleyince Selda'nın bana davranışı geldi aklıma. Demek ki bu sadece Selda'ya has bir tavır değilmiş dedim içimden.

---hadi seni eve bırakayım da annen bana kızmasın. Ha silahı sormayı unuttum getirdin mi yanında?

---Ya volkan kusura bakma tam anneme silahı soruyordum ki o ara Zeynep telefon açtı bende unuttum.

---Neyse başka zaman alırım. Zaten lazımda değil ama bazen kendimi boş hissediyorum o yüzden istemiştim.

---Tamam, olmazsa aklıma gelince ben işyerine getirir sana teslim ederim merak etme.

Volkan beni eve bıraktığında annemin balkonda yere oturmuş Zeynep için sarma sardığını gördüm. Annem bana oğlum Zeynep için ev mantısı açmaya gücüm yok acaba hazır mantı yapsam beğenir mi diye sordu mahcup bir ses tonuyla. Tabi ki anne zaten senden hiç kimse ev mantısı açmanı bekleyemez dedim gülerek.

---eskidenmiş saatlerce mantı açmak, hiç mi kolumuz elimiz ağrımazmış bilemiyorum ki. Şimdi her şey kolaylaştı. Kadınlık öncedenmiş. Şimdi kadın olmaya ne var, her şey hazır. 'haklısın'' anne dedikten sonra eğildim ve yanağından öptüm. Tam kafamı geri çekiyordum ki bir elini boynuma atıp kendine doğru çekti ve oda benim yanağımdan öptükten sonra ''kurban olurum seni bana verene'' dedi buruk bir sestonuyla    

Kimse Masum DeğildirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin