Bölüm 10

271 43 67
                                    

"Hoşça kal" dedi ve çıktı. Ali ablasının arkasınca baktı, baktı ve nedenini bilmediği ağlama isteği onu esir aldı. Hönkürtü ile hıçkıra hıçkıra doyasıya ağladı. Ağladı, ağladı... Günlerdi uyuyamadığından koltukta sızıp kaldı.

   Yine kan ter içinde uyandı. Kabus görmüştı.
'Bir birine karışmış sesler, bağırış çağırış, belirsizlik, kan, çarpışan arabaların gürültüsü..' Rüya olduğunu anlayınca, su içmek istedi, sehpanın üzerindeki sürahiden kendine su aldı, yangından çıkmış gibi tek nefesde içti. Gece olduğunun farkına vardı. Etrafına baktı, her yer karanlıktı, sokağın ışığı eve vuruyordu. Oysa ablası giderken hava aydınlıktı. Uzun zamandır uyumadığı kadar uyumuştu. Duvardaki kenarı ahşap  işlemeli eski saate baktı. 4:00. Kalkmak istedi, kalkamadı. Koltuk değnekleri kanepenin kenarında duruyordu. Bu hale düşmesinde suç onlarınmış gibi öfkeyle baktı onlara.  Kendini hatırlayınca;

 "ben ne yapıyorum, ben kendime ne yapıyorum.  Ablam haklı, bunu kendime yapmaya hakkım yok, yok, yok" diye elleri ile ayaklarına darbeler indirdi sinirini ayaklarından çıkarırcasına, adeta inledi:

"Kendime bunu yapmaya hakkım yok.'' Az önce nefretle baktığı koltuk değneklerinin yardımı ile ayağa kalktı. Yatak odasına geçti .

          Ali bu odayı aynı zamanda çalışma odası olarak da kullanıyordu. Masası karmakarışıktı. Oysa iki ay öncesine kadar fazla denecek kadar titizdi, hep çalıştıktan sonra masasını toplardı. Ve herzaman da yarın çalışmak için hazır hale getirirdi. Kendinden başka kimsenin masasına yaklaşmasına izin vermezdi. Ama şimdi buranın  haline bakan Ali'nin durumunu  anlardı. Acıdı kendine, asıldı yüzü, eridi, kayboldu, küçüldü sanki. Gözü dolabın üzerindeki aynaya takıldı, kendine baktı. Zayıflamıştı, aynadan göz altları torbalaşmış, hasta bir yüz ona bakıyordu. Karşısında yabancı biri varmış gibi yadırgadı kendisini. 

"Ali, bu sen misin? Bunu kendine neden yapıyorsun, neden, neden?" diye öfke karışık ağlamaklı sesiyle isyan etti. Yatağın yanında yere çöktü, bir süre elleri ile başını tutup ağladı. Ansızın biri kaldırmış gibi ayağa kalkmak istedi 

"Kendime gelmem lazım, kendime gelmem lazım, herkesi üzüyorum, yıllardı  günahımın cezasını anneme, ablama çektiriyorum. Haklılar, herkes haklı, böyle olmaz, böyle gitmez. Benim iyileşmem lazım," diyerek kendi kendine konuştu. 

Kararlıydı. Gaipten  bür güç gelmiş gibi bir anlık koltuk değneklerini unutup ayağa kalkmak istedi. Kalkamayınca onlardan yardım almamak için yatağa dayanıp kalktı ve yatağına oturdu.

Pencereye baktı. Güneş bulutların arasından göz kırpıyordu. Sabahın ışıkları onu  adeta selamlıyordu. İzin almadan eve giren güneş bu gün her günkinden farklıydı.

Eğilip yere düşmüş koltuk değneklerini aldı. Onların yardımıyla pencereye yaklaştı. İki aydan sonra ilk kez perdeleri açtı - ablası açınca bağırarak kapattırıyordu- temiz havanı içine çekti. Güneş ona gülümsüyordu. Farkında olmadan o da güldü. Ferahlamış gibiydi. O güzel anlamlı gülümsemesi yüzünde yine belirdi. Sanki yüzerinden bir yük kalkmıştı.

Biraz rahatlamıştı, ağlayarak kalbindeki acını dışarı akıtmıştı. Üşüdü. Pencereyi kapatıp masasına baktı. Karmakarışık masa bir yabancınınmış gibiydi.

 Sandalyeye oturdu. Gelişigüzel sepelenmiş sayfalardan birini eline alıp okudu. 

 "Şimdi para bana hükmediyor, oysa önceleri ben paraya hükmediyordum. Ben insanlıktan cıkmış, zalim bir adamım artık. Ben, sizin tanıdığınız o masum insan değilim."

Yarım kalmış sayfayı tamamlamak istedi. Yazmaya çalıştı. Kahramanının karakteri uzerine düşündü:

 Zalim ınsana dönüşmüştü Cevat. Eskiden her kesin sevdiği o adam, nasıl olmuştu bu duruma gelmişti. 

 "Şartlar, ah şu kahrolası şartlar." Kahramanı da her kes gibi şartları ve zamanı suçluyordu, oysa burda en masum olan belki de zamandı. Zamanın ne getireceği bilinmez derler ya. Bilinir. Zaman - hayat senin elindedir. Zamana nasıl davranırsan o da sana öyle davranır. Uyursan, zaman uyumaz, uyursan zaman senden gider. Neyi ister ve ne için mücadele edersen, onu getirir, ya dolayı yolla, ya da doğrudan. Cevat da hayatın onun karşısına çıkardığı zorluklara karşı gelmiş, istediği zenginliği elde etmek için yanlış yollara sapmıştı.

"İnsan bazen kendisinin de katili olabilir... Benim gibi" dedi

Yarısını kurtaran adam veya Aktör(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin