Bölüm 26

206 29 70
                                    

"Ali iki saatten de kısa süre sonra Salih Bey'in yanındaydı. Konuşmalarını detaylıca anlattı. Salih  Bey 

"sana polisin işine karışma demiştim. ifade verirken bu sorular sorulmuştu."dese de Ali'nin daha farklı bilgiler edindiğini düşünüyordu. Salih Bey ona Esra'nın Asya'yı tanışıklığının olup olmadığını sordu. Sebebini sorunca da. "Bu hafta içinde Esra Asya Hanım'a bir kaç defa telefon etmiş, kısa konuşmalar yapmış. Daha önce hiç aramaları yok, bir de en son üvey annesiyle konuşmuş, o da hal hatır sormak için aradığını söylüyor. Tühaf olan daha önce hiç aramaması. Sorunca da ' gittikten sonra  merak ettim cevabını veriyor'

"Peki babası? Babası ne söylüyor? Onun haberi var mıymış bu aramadan?"

"O da 'olabilir merak etmiştir numarasını benden aldı diyor. Ali Esra'nın Asya'yı tanıyacağını sanmıyordu.

"O psıkopattan ne desen beklenir, belki benimle ilişkisini öğrendi" diye kendi kendine söylenirken, Salih Bey;

"nasıl yani?"

"Salih Bey, siz onu tanımıyorsunuz, ondan kurtulmak için yıllardı neler çektiğimi ben biliyorum"

"Basit bir kıskançlık mı sence?"

"Artık ne düşüneceğimi bilmiyorum."

   Salih Bey'in yanından çıkarken bir telefon geldi. Sahibe Nazar'ın oğularından Ahmet ve Cemal'ın Ankara'ya geldiğini söylediler. Ali'nin kafası iyice karışmıştı, bir tarafda yıllardı varlığından haberdar olmadan yaşayan akrabalar, diğer tarafda da Esra. Hangi şüphenin peşine düşeceğini kestiremiyordu. Esra'yla Asya'nın önceden bir birilerini tanıma ihtimali olup olmadığını düşündü, olabilirdi de. Nasıl olsa aynı universiteden mezunlar.  Birbirlerini tanıyor olabilirlerdi.

'Benimle ilgisi olsaydı...Asya bunu bana neden söylemedi... ne söyleyecekti, doğru düzgün aradığım mı var, hesap sorma gibi algılayacağımdan sormamıştır. Bir "arkadaş"'a nasıl sorulur ki bu soru. Evliliğimden ne zaman bahsettim ki. Belki de hiç bilmiyordu. Kırılmıştır bana, o yüzden söylememiştir. Acaba annem söylemiş midir?' Kafasında kendisiyle sohbet ederken, son zamanki aramasında işi olduğunu bahane ederek fazla konuşmadığını hatırladı. Oysa aradığı zamanlarda uzun uzun konuşurlardı. Ali kapatmadıkça o da kapatmazdı. Sesindeki soğukluğu hissetmişti. Yorgunluğuna vermişti.

"Neredesin Asya?" diye elini direksiyona vurdu. Çaresizdi, ne yapacağını, nereye gideceğini bilmeden arabayla dolandı durdu. Asya'nın arabasının bulunduğu sokağa saptı. Oraya bir de bakarsa, belki bir ipucu bulabilirim diye düşünürken, karşısındaki arabanın tanıdık olduğunu fark etti, dikkatle baktı karanlığın içinde, ışıklandırmanın fazla olmadığı yolda karşısında giden arabanın benzin istasyonuna girdiğini görünce o da durdu .

"Allah, Allah, bunun burda ne işi var" demeye kalmadan. İhsan arabadan inip arka kapını açtı. Arabadan inen bir hanımdı

"Esra bu, evet, evet Esra" diye kendi kendine konuştu. İhsan arabasına benzin doldururken, Esra markete girdi. Bir şeyler alıp çıktı. İhsan'sa bu arada benzincinin parasını ödeyip, arabanın kapısını Esra için açmiştı bile. Esra ön koltuğa oturdu. İhsan kapıyı kapatıp kendisi de şöför koltuğuna geçti. Bütün bunları seyreden Ali' nin dudaklarınadan dökülen kelimelerden haberi bile yoktu.

"Aşağılık herif" Esra onun için hiçbir anlam ifade etmese de İhsan'a hale çok kızgındı. Ve "bunlar ne iş çevriyorlar" diye düşünürken, düne kadar Ali'den boşanmamak için ayak direten Esra'nın İhsan'la başka tür ilişki içinde olabileceğini düşünmedi bile. Onlardan şüphelenmekte haklıydı. Daha önce de Ali hakkındakı tüm bilgileri ona İhsan iletmişti.

Yarısını kurtaran adam veya Aktör(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin