Bir az gittikten sonra arabayı kenara çekti.
"Evet geldik, ine bilirsiniz" dedi. Ali Asya'yı genelde gençlerin takıldığı bir mekana getirmişti. Burası bahçe içinde ağaçların ve çiçeklerin olduğu rengarenk açık mekanda sanat evini hatırlatan huzurlu bir yerdi. Her masanın kendi alanı vardı, masalar bir birine fazla yakın değillerdi. Zincirli sepetlerde asılı çiçekler ağaçların kendi çiçeği gibi duruyordu. Her yer bir biriyle uyumlu aynı zamanda farklıydı. Farklı zamanlarda gelirsen, her defasında farklı hissetmek için başka masayı seçe bilirsin ve bence de seçmelisin. İnsanda da güzel, hoş hissler uyandıran şiir gibi bir yerdi burası. Ağacın altına koyulmuş iki kişilik masalardan birine geçtiler. Ali
"nasıl, burayı sevdin mi?" diye sordu.
"Muzik gibi, insani rahatlatıyor, kendini başka alemde hissettiriyor." diye cevap verdi Asya.
"Sıkıldığım, kötü hissetiğim zamanlarda gelirim buraya... İçeri girdiğin an unutturuverir bütün olumsuzlukları"
" Bence de, öyle olmaması imkansız zaten, bir şovalen eksik resim yapmak için."
Kahve içerken Ali Ferruh beyleri sordu. Asya, Ali oradan ayrıldıktan kısa bir süre sonra işten ayrıldığını, mesleğine yakın bir iş bulduğunu, ama dönerken helallik almak için uğradığını, iyi olduklarını söyledi. Hesabı ödeyip masadan kalktılar. Arabaya bindiler. Ali önce Asya'yı bırakacak, sonra kendi evine geçecekti. Onbeş yirmi dakika falan gittikden sonra Asya
"karşıdan sola dönersiniz, o mahalle "dedi.
Ali "benim annem de orada oturuyor. Nerdeyse konşuymuşuz. O demek oluyor ki tesadüf hala peşimizde" dedi ve gülümsedi. Asya'kalbiyle gülen adam' dedi içinden ve bir yerde okuduğu cümleyi hatırladı "Gülüşünü sevdiğin adam insandır!"
Bu arada Ali bir şey sormuş, ama duymamıştı.
"Özür dilerim, duymadım, ne söylediniz?"
"Binalardan hangisi diye sordum."
"İşte bu apartman, burası. Teşekkür ederim, sizi fazlasıyla yordum."
Ali ilk kez görüyormuş gibi dikkatle Asya'ya baktı. Asya Ali'nin bakışlarından bir anlam çıkaramadı.
"Yanlış bir şey mi söyledim?" dedi
"Yok hayır, burası bizim apartman da ondan, hayret ben seni daha önce nasıl oldu da buralarda görmedim"
"Çok olmadı buraya yerleşeli, üç dört sene var ya yok "
"Aslında ben buraya sık sık gelmem. Annem oturuyor burada. Ben annemi yoklayacağıma annem beni yokluyor da. O yüzden rastlamamışım her halde"
"Burası dedemin evi."
"Dedeniz kim? Belki tanıyorumdur."
"Rahmetli oldu kaç sene evvel, Veli dede"
"Veli, Veli, he Veli dayı evet, evet tanımaz olur muyum? Bizim kapı komşumuzdu. Ben de buralara fazla gelmediğim için vefat ettiğini sonradan öğrendim, Allah rahmet eylesin iyi adamdı."
"Allah rahmet eylesin."
Arabadan indiler.
"Siz de geliyor musunuz ? Annemin evi burada dediniz ya o yüzden soruyorum."
"Evet, gelmişken bir anneme uğrayayım"
Apartman kapısını açınca sonbahar rüzgarı onlarla beraber apartmana girdi. Asansörle beşinci kata kalktılar, oradayken hiç konuşmadılar. Ayaklarını inceliyor gibi birbirinin ayaklarına bakıp bakıp durdular. Arada bir de başlarını kaldırıp birbirlerine gülümsediler. Asya kapıyı kendi anahtarıyla açtı, Ali'ye
![](https://img.wattpad.com/cover/142979633-288-k21851.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarısını kurtaran adam veya Aktör(TAMAMLANDI)
AdventureYarısını kurtaran adam. Okuduğunuzda pişman olmayacağınız Wattpad'de rastlamadığınız farklı bir hikaye.Kitap çocukken kardeşinin ölümüyle psikolojik sarsıntı ve travma geçiren bir aktörün hayatını elealıyor. Zamanla bu sarsıntıyı atlattığını s...