Yarısını kurtaran adam veya Aktör(TAMAMLANDI)

Bölüm 2

Şarkıyı bitirdi, gitarını öpüp yerine koydu. Hep söylediği kelimeyi bir daha söyledi.

"Bana şans dile." Gitarıyla konuştu yine arkadaşıyla konuşur gibi. Onun için önemli olan bu gitar, aletten ziyade arkadaştan öteydi.

"Bana baş ağrılarını anında geçiren bir hap söyleyebilir misiniz?  Ben biliyorum, işte benim  gitarımın sesi. Sevgilimin  tellerinden dökülen o sesden başka buna gücü yeten bir şey yoktur dünyada"
Evet "sevgilim" diyordu gitarına, bir de isim takmıştı Holly diye. Kutsal demekmiş,  duyanlar aşık olduğu birinin ismi olduğunu düşünürdü ama hayır, gitar yani nam-ı diğer Holly babasının ona aldığı son hediyeydi.  ona anlam yüklemesi de o sebepten idi. Kimseye anlatamadığı duygularını gitarının tellerine dokunarak dışa vurabliyordu.

Dinleyenlerin anlamasını, belki de anlamamasını istediği duygularını ilan ederken, ona tercümanlık yapan bu masum aleti "kullanıyordu." Gitarını seslendirirken, ona şans dilediğini düşünür, biraz hüzünlenir, biraz da sevinirdi. Babasını hatırlıyordu, yanındaymış gibi hissediyordu, özlüyordu onu. En olmadık zamanda kaybetmişti, en ihtiyacı olduğu zamanda. Gençliğinin baharında. Yokluğuna hiç alışamamıştı.

Ali, babasını kaybettikten sonra zor zamanlar geçirdi. Günlerce evden çıkmadı. Çocukken yaşadığı acılı günleri bir daha yaşamasın diye  annesi  acısını içine gömdü oğlu için. Bir süre kendisini toparlamayan Ali, bu haliyle annesini ne kadar çok üzdüğünün farkına varınca çok  kızdı kendine. Bencillikte bile suçladı kendi kendini.
"Artık bilmiyorum, kendim için mi ağlıyorum, babam için mi? Yalnız kaldığım için kendime mi ağlıyorum, kendime mi üzülüyorum, ya bu dünyadan  göçüp gittiği için babama mı? Zaten ismi ve cisminden başka hiç yanımda olmadı ki."
Yanında olmak derken ne istiyordu, filmlerdeki gibi babasıyla balık tutmaya giden çocuk mu olmak istiyordu, ya da tuttuğu futbol takımının elbiselerini giyip babasıyla beraber stadyumda futbolculara tezahürat yapmak mı?