Bölüm 25

228 29 94
                                    

Ali "sende onların anahtarı var m?" diye sordu.

"Ne yapacaksın anahtarı?"

"Evine bakmak aklına gelmedi mi?"

Zehra Hanım bu sözleri duyunca telaşlandı 

"Ben nasıl bunu düşünemedim, inşallah bir şey olmamıştır"  deyip anahtarı Ali'ye verdi. Ali kapıyı açtı, belli ki evde kimse yoktu. Etrafa göz gezdirirken, Zehra Hanım  önceki gün Asya'ya verdiği kutuyu masanın üzerinde görünce heyacanlandı.

"bak, bak bu kutuydu. Verdim, aldı çıktı. Akşamdı zaten, rahatsız etmeyeyim dedim, dün de pazardı, dinleniyordur dedim, o yüzden  aramadım. Sabahtan beri de arıyorum, arıyorum kapalı çıkıyor."

 Annesi bunları söylerken,  Ali kutuyu karıştırıyordu. Kutuda trafik kazasıyla ilgili çeşitli gazetelerden kesilmiş haberler vardı. Birini alıp okudu.

"Trafik canavarı yine can aldı. Anne baba öldü. Küçük çocuk mücize eseri kurtuldu."  Başka bir gazete haberindeyse,

"Kimliği belirlenemeyen anne baba Kimsesizler Mezarlığı'nda defnedildi." diye geçiyordu.  Ali gazete parçalarını geri kutusuna  bırakıp;

"onu nerede bulacağımı biliyorum. Anne, sen eve geç, ben sana haber veririm." deyip aceleyle dışarı fırladı.

     Ali Kimsesizler Mezarlıgı'nda görevliyi bulup ona Asya'nın resmini göstererek görüp görmediğini   sordu. Görevli dün geldiğini  ona birilerini sorup   kısa süre sonra gittiğini söyledi.   Ali ne yapacağını bilmezken, aklına Asya'nın arkadaşı geldi. Ona telefon edip  Asya'yı sordu. Arkadaşı  dün konuşurlarken "babama gidiyorum" dediğini hatırladığını söyledi. Bunun üzerine Ali Sabahattin Bey'in adresini öğrenebilmek için annesine telefon etti. Annesi sadece oturduğu semtin adını bildiğini, onu da sohbet ederlerken Emine'den duyduğunu söyledi.

'Babasındadır işte neden telaşlanıyorsun' diye kendi kendini  avutmaya  çalışan Ali yine de sakinleşemedi.

'Öyleyse peki neden telefon kapalı?'
Ali tüm bunları düşünürken Asya'nın numarasını bir daha çevirdi. Bu kez de"....kullanılmamaktadır" diyordu 'bir şey olmuş, ona ulaşmam lazım' derken Kemal'i hatırladı telefon açtı. Selamsız  sabahsız

"Kemal, sana bir isim soyad veriyorum hemen  o adamın adresini bana bul, ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur" dedi. Oturduğu semti de söyledikten sonra annesini aradı. Asya'nın gelip gelmediğini sordu ve  şayet gelirse onu  haberdar etmesini istedi. Ali zaman kazanmak için arabasını annesinin  söylediği semte sürdü. Az zaman sonra Kemal telefon edip adresi bulduğunu  söyledi .

                 Ali  söylenen adrese geldi. Zile bastı. Kapıyı hizmetçi açtı. Acil Sabahattin Bey'le görüşmek istediğini bildirdi. Hizmetçi karşısında Ali Suray'ı gördüğüne inanamadı. Şaşkınlıktan ne yapacağını bilmedi. Ve onu ne kadar beyendiğini söyleyip övgüler yağdırırken Ali çıldırmak üzereydi, nezaketi bırakıp; 

"hanımefendi, Sabahattin Bey'le acil görüşmem gerekir, evdeler mi acaba, bir zahmet haber verir misiniz ?" hizmetçi bozulduğunu belli etmeden

"Evet, afedersiniz, buyurun" deyip Ali'yi içeri davet etti. Ali Suray'ın gelişine şaşıran Sabahattin Bey Asya için geldiğini öğrenince telaşlandı.

"Kızıma bir şey mi oldu?"

"Henuz bilmiyorum, ben de onun için geldim, iki gündür ulaşamıyoruz, akadaşları dün sabah size gelmek için çıktığını söylediler."

"Evet, dün sabah gelmişti, ama bir saat bile kalmadan gitti."

"Ne için geldiğini söyleye bilir misiniz?"

Yarısını kurtaran adam veya Aktör(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin