Bölüm 11

4.2K 239 160
                                    

Merhaba:) Diğer bölümlere göre biraz daha kısa bir bölüm oldu ama diğer bölüm daha uzun olacak :) 

Özellikle son kısmı yazarken bana ilham veren şarkıyı da eklemek istedim bu kez. Bence özellikle son kısma oldukça uyan bir şarkı :)

İyi okumalar:)

Bölüm 11

Birkaç gündür Gökhan Bey'le konuştuklarımızı düşünüp duruyordum. Çağan'la konuşmam gerekiyordu ama ne zaman bana durgunluğumun nedenini sorsa tek yapabildiğim onu geçiştirmek oluyordu. Bir şeyler olduğunun farkındaydı, cevaplar arıyordu ama biliyordum ki o cevapları benden duymak için bekliyordu.

İşten sonra eve geldiğimde önce ılık bir duş alıp kendime gelmeye çalıştım. Üzerime pijamalarımı geçirip salondaki koltuğa uzandım. Televizyonun sesi kulağıma uğultu şeklinde geliyordu. Çalan kapıyla birlikte oflayarak yerimden kalkıp kapıyı açtım.

Aslı, elindeki poşetlerle içeriye girip kapıyı kapattı. Poşetleri yere bırakıp bana sarıldığında sıkıca sarılıp karşılık verdim ona. Uzun bir süredir şehir dışında olduğu için görüşmemiştik ve şimdi ona sarıldığımda anlamıştım onu ne kadar özlediğimi.

''Sen ne zaman geldin?'' dedim ayrıldığımızda. Gülümsedi ve tekrar eline aldığı poşetleri mutfağa bırakıp bir kez daha yanıma geldi.

''Dün geldim canım. Biraz dinlendim, sonra da sana geldim.'' Salona geçip koltuğa oturduğumuzda dikkatle yüzüme baktı ve başını koltuğun arkasına yaslayıp ayaklarını koltuğun üzerine doğru çekti.

''Asıl haberler sende galiba?'' dedi başıyla beni işaret ederek. ''Ne bu yüzünün hali, niye üzgünsün sen?''

Oflayıp ben de başımı koltuğa yasladım. ''Önemli bir şey değil.'' Kaşlarını çattı.

''Sen bir anlatmaya başla da önemli olup olmadığına ben karar veririm.'' Dedi eliyle de konuşmamı işaret ederek. Sonra bana biraz daha yaklaştı. Merakla ona doğru biraz eğildim.

''Çağan'la mı bir şey oldu? Yoksa kavga falan mı ettiniz?''

''Hayır ama sanırım edeceğiz.'' Dedim daha çok kendimle konuşur gibi.

''Bahar şunu düzgünce anlatacak mısın canımın içi yoksa ben seni önce bir döveyim sonra mı anlatacaksın?''

''Anlatmazsam susmayacaksın değil mi?'' diye sordum umutsuz bir sesle. Hiçbir şey söylemeyip sadece sırıttığında ben cevabımı çoktan almıştım ve daha fazla kızdırmadan birkaç gün önce olanları anlatmaya başladım.

Beni dikkatle dinledi ve koltukta tamamen bana doğru döndü. ''Bence bir an önce Çağan'a anlat Bahar. Belki işler daha da büyümeden bir yolunu bulmanıza yardımcı olur.''

''Anlatacağım ama...''

''Ama falan yok Bahar yoksa farklı şeyler düşünmeye başlayacak.'' Kaşlarımı çattım.

''Ne düşünecekmiş acaba?'' dedim sinirle. Sinsice sırıttı.

''Senin onu sevmediğini düşünebilir mesela.'' Sonra durdu ve sırıtması biraz daha büyüdü. ''Yani şimdi teselli etmek isteyenler de olur bence.'' Arkamdaki yastığı öfkeyle yüzüne fırlattığımda kocaman bir kahkaha attı.

''Saçmalama, Çağan öyle bir şey yapmaz!'' Öfkeyle saçlarımı geriye doğru ittim. ''Hem onlar kimi teselli ediyormuş ya, sıkar o biraz!''

Tekrar bir kahkaha attığında öfkeyle ona baktım. Anladığım şeyle gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

''Aslı!'' Yanaklarımı sıkıp koltuktan kalktı.

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin