Merhaba:) Bu kez erken geldim ama önümüzdeki hafta çok yoğun olacağım için bölüm atamayacaktım. Ben de fazla bekletmek istemedim.
Bu bölüm hem sakin hem de fırtınanın yaklaşan etkilerini göreceğimiz bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Kontrol ettim ama yazım yanlışları varsa affola.
İyi okumalar:) Oy ve yorumlarınızı bekliyorum:)
20. Bölüm
Bir Ay Sonra...
Zaman hızla akıp giderken düğünümüzün üstünden neredeyse iki ay geçmişti. Çağan ile aynı evi, aynı hayatı paylaşmaya o kadar kolay alışmıştım ki bazen kendim bile buna şaşırıyordum. Her günümüz birbirinden daha güzel geçiyor, her geçen an bir kez daha şükrediyordum.
Yemeğimizi yedikten sonra kahvelerimizi alıp bahçeye çıkmıştık. İkimizin de en sevdiği yerlerden biri bahçedeki salıncaktı ve şimdi yine orada birbirimize sarılmış bir halde oturuyorduk.
Çağan'a babasıyla olanları sormak istesem de şimdiye kadar beklemiştim. O gün, Çağan'ı o kadar kötü bir duruma getirecek ne söylediğini deli gibi merak ediyordum ama yine de onun anlatmasını bekliyordum. Ama son zamanlarda sanki bir şeyler oluyordu ve ben artık merakımın önüne geçemiyordum ve her ne oluyorsa o adamla da ilgili olduğunu düşünüyordum.
''Çağan?'' dedim kısık bir sesle. Başını bana doğru eğip gözlerimin içine baktı ve gülümsedi.
''Efendim Bahar'ım.'' Dedi o da kısık ama yumuşacık bir sesle. Kısa bir an ona baktım. Gözlerime dokunan gözleri o kadar hayat doluydu ki bir an için o bakışlara gölge bulaştırmaktan korktum.
''Bahar'ım? Benimle her şeyi konuşabilirsin biliyorsun değil mi?'' dedi bir eli yanağımı bulduğunda. Gülümsedim ve başımla onayladım. Daha fazla düşünmeye fırsat vermeden sordum.
''Düğünümüzden önceki gün kahvaltıda...'' dedim ve durdum. Gözlerine yerleşen gölgeler ona hatırlamak istemediği anıları hatırlattığımı gösteriyordu. Yine de hiçbir şey demeden devam etmemi bekledi.
''O gün babanla ne konuştunuz Çağan? Ne üzdü seni o kadar?'' Derin bir nefes aldı ve belimdeki kolunu biraz daha sıkıp ona iyice yaklaşmamı sağladı. Başımı omzuna yaslayıp yüzüne baktığımda bakışları o güne dalmıştı. Tam konuşmayacağını düşündüğüm anda kısık sesini duydum.
''Babam ve Gökhan Bayrın, ortaklık anlaşması imzalamışlar.'' Dedi ve bana baktı. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken bir şey söylememe izin vermeden devam etti.
''Bana dedi ki, ikisi de bizim evlenmemizi istemiyorlarmış ve bu yüzden de...'' dedi ve derin bir nefes aldı.
''Senden ne istedi Çağan?'' dedim söyleyeceği şeyden korkarak. Dudaklarını alnıma bastırdı ve fısıldadı.
''Düğünü iptal etmemi istedi.'' Başımı hızla kaldırıp ona baktım. O adamın bir şeyler yaptığını biliyordum ama bunu söyleyebileceğini tahmin etmemiştim. Başkalarının hayatlarını yönetmek onlar için ne kadar kolaydı böyle. Dudakları acı bir gülümsemeyle kıvrılırken devam etti.
''Yapmadığım için de...'' dedi ve güldü. ''Beni evlatlıktan reddetti.''
''Ne?'' Şaşkınlıkla ona baktığımda gülümsedi ve beni kendine çekip başımı göğsüne yaslamamı sağladı. Elimi kalbinin üstüne koyup hafifçe okşadım.
''Çağan ben çok üzgünüm.'' Dedim kısık bir sesle. Bana sıkıca sarıldı.
''Üzülme Bahar'ım.'' Dedi bir eli saçlarımı bulduğunda. ''Ben hiçbir zaman onun oğlu gibi hissetmedim kendimi ya da o bana babam olduğunu hiç hissettirmedi. Hep onun için taşıması gereken bir yük olduğumu hissettim.'' Derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)
General Fiction''Geç kaldım değil mi?'' diye sordum ümitsizce bakışlarımı tekrar ona çevirirken. Gözlerimin en derinine baktı. ''Bana söylediklerin... Çok kırdı beni, kendimi çok kötü hissettim Bahar, senin canını yaktığımı düşündükçe kendimden nefret ettim.''...