İyi okumalar... Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. :)
Bölüm 8
Gözlerimi açtığımda karanlıktı, korkuyla doğrulmaya çalıştım ama belime sarılı olan kollar kalkmamı engelledi. Sonra burnuma dolan tanıdık koku, korkularımın üstüne bir perde çekti. En çok korktuğum şeylerden biriydi karanlık. Geceleri yatarken mutlaka ufak da olsa bir ışığın olması gerekirdi. Ama şimdi, Çağan yanımdayken eskisi kadar korkmuyordum karanlıktan. Sanki o yanımdayken her şey daha kolay oluyordu. Sevgisi, bana verdiği güven hayatımı düzene sokmama yardım ediyor; korkularımı birer birer kovuyordu.
Yerimde kıpırdandığımda biraz daha sarıldı bana. Elimi yavaşça yanağına koydum ve okşadım. Derin bir nefes aldı. Biraz daha yaklaştım ona ve kokusunu derince içime çektim. Aldığı her nefes nefesime karışıyor sanki bana gelecek günlerin güzelliğini vaat ediyordu. Kalbimin yorgunluğu onun yanında geçiyordu, ruhum onun yanında dinleniyor, nefeslerim onunla can buluyordu.
Aklıma o yemekte olanlar geldiğinde istemsizce kasıldı bedenim. Tüm yaşamımın bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmiştim o yemekte. Paraya tapan iki kişinin, çıkarları uğruna hiç düşünmeden vazgeçtiği bir çocuk olduğumu anlatmışlardı hiç utanmadan. Bana yaşatılan sevgisizliğin nedenini öğrenmiştim. En çok da insanların ne kadar acımasız olabileceklerini göstermişlerdi bana.
Gözlerime dolan yaşlar birer birer yanaklarımdan düşerken Çağan'a biraz daha sokuldum. Hıçkırıklarım dudaklarımı zorluyordu. Tutamadığım bir hıçkırık sessizliği yardı ve karanlık odada yankılandı.
Çağan, sıçrayarak uyandığında kendimi daha fazla tutamadım. Ona sıkıca sarılıp üzerindeki tişörte tutundum sımsıkı.
''Bahar'ım?'' Çağan'ın uykudan boğuklaşmış sesini duyduğumda daha çok arttı ağlamam. Yatakta biraz doğruldu beni bırakmadan ve yan taraftaki ışığı açtı. Başımı göğsüne gömdüm. Saçlarıma konan öpücükle derin bir nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım. Başımı biraz yukarıya kaldırdı ve gözlerime baktı. Gözyaşlarımı sildi yavaşça.
''Ağla...'' dedi kısık bir sesle. ''Dök içinde biriken zehirleri!'' Derin bir nefes aldı. ''O insanlar için son bir kez daha ağla Baharım. Bugün akıt içinde onlar için biriktirdiğin yaşları ki bugünden sonra onlar için tek bir damla yaş bile düşmesin o ilkbaharı yaşatan gözlerinden.'' Bakışları keskinleşti.
''Çünkü yarından itibaren senin gözünden düşen her bir damla için onların gözünden binlercesi düşecek!''
.............&&&&.............
Gözlerimi yavaşça açtığımda güneşin perdelerin arasından odayı aydınlattığını gördüm. Elimi arkama doğru attığımda bir boşluk karşıladı beni. Kaşlarımı hafifçe çatıp arkamı döndüğümde gördüğüm görüntü küçük bir kahkahanın dudaklarımdan kaçmasına neden oldu. Çağan'ın yerinde kocaman, pembe bir unicorn duruyordu. Dudaklarımdaki gülümseme büyürken onu kendime çektim ve sarıldım. Çocukluğumdan beri unicornları çok severdim, kendi evimde de buna benzer bir pelüş oyuncak vardı ama bu onların yanında çok büyük kalıyordu.
Yastığın üstündeki kağıt dikkatimi çektiğinde elime aldım ve okuduğum satırlarla dudaklarımdaki gülümseme biraz daha büyüdü.
'Düşündüm ki, o burada olursa belki kendini daha çok evinde hissedersin. Yerimi ona bırakıyorum, tabii şimdilik! Seni ve sabah öpücüğümü mutfakta bekliyorum Bahar'ım. Beni çok bekletme...'
Yanımdaki oyuncağa bir kez daha bakıp gülümsedim ve üstümdeki yorganı kenara çekip yataktan kalktım. Banyoya gidip aynaya baktığımda dudaklarımdaki gülümseme yavaşça soldu. Gözlerim çok az uyumanın ve saatlerce ağlamanın etkisiyle şişmiş ve kızarmıştı. Aynada gördüğüm yansımam akşam yaşananları gözlerimin önüne getirdiğinde kalbime yerleşen sızı bir kez daha canımı yaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)
General Fiction''Geç kaldım değil mi?'' diye sordum ümitsizce bakışlarımı tekrar ona çevirirken. Gözlerimin en derinine baktı. ''Bana söylediklerin... Çok kırdı beni, kendimi çok kötü hissettim Bahar, senin canını yaktığımı düşündükçe kendimden nefret ettim.''...