Merhaba:) Yine çok fazla bir ara vermeden yeni bölümle geldim. Aslında 30. bölümde final yapacaktım ve Çağan ile Bahar'a veda edecektik ama çok fazla olmasa da finali biraz erteledim.
Çok fazla bir şey söylemeden bölüme geçiyorum. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Görebildiğim kadarıyla yazım yanlışlarını düzelttim ama gözümden kaçanlar olduysa kusura bakmayın.
Oy ve yorumlarınızı unutmayın olur mu? İyi okumalar:)
.........&&&&&&.........
İnsanlar karşısındaki kişilere kötülükler yaparken bir gün karşılığını görebileceklerini hiç düşünmüyorlardı. O an için kendi çıkarlarına uyan tek şeyi yapıyor, karşısındaki kişinin neler yaşadığını umursamıyorlardı.
Ahmet Ertekin'in bundan aylar önce Bahar'ıma söylediği o cümleleri unutmamıştım. Onun kalbini, gururunu paramparça eden o adamın söylediği her cümle eksiksiz bir biçimde aklımdaydı. O zaman karar vermiştim tüm yaptıklarının karşılığını vereceğime ve harekete geçmiştim. Ama beni en çok hırslandıran, o adama olan nefretimi körükleyen bir ay kadar önce öğrendiklerim olmuştu.
Bahar'ı kaçıran adamları araştırmayı hiç bırakmamıştım. O gün, o adam ölmüş olsa da ona işini veren kişileri bulmam gerektiğini biliyordum. Uzun bir süre hiçbir şey bulamasam da bir ay kadar önce sonunda onları bulmuştum. Biz hep Gökhan Bey'in düşmanlarında aramıştık suçluyu ama asıl aramamız gereken yerin çok farklı bir yer olduğunu görmüştüm. Öğrendiklerim beni deliye döndürmüş ve artık kendimi durdurmaktan yorulmuştum. O adamlara Bahar'ımı kaçırmaları için yardım eden asıl kişinin Ahmet Ertekin olduğunu öğrendiğim an o adamı dibe çekmek için elimden geleni yapmıştım. Ahmet Ertekin başına gelenleri fark ettiğinde çok geç olmuş, elinde benim diyebileceği neredeyse hiçbir şey kalmamıştı.
Şimdi karşımda duran adamlara bir kez daha baktım. İkisi de bizim hayatımızda yara açmaktan başka bir şey yapmamışlardı. Açtıkları yaraları her kapatmaya çalıştığımızda o yaraları tekrar kanatmak için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlardı. Karşımda öfkeli ama endişeli bakışlarla bana bakan adamlara her baktığımda onlardan biraz daha nefret ediyordum. Kalplerindeki sevgisizlik bir kez daha yüzüme çarpıyordu.
''İkinizi de bundan sonra ailemin etrafında görmek istemiyorum.'' Dedim ağır hareketlerle ayağa kalkarak. Babam oturuşunu dikleştirerek bana baktı.
''Çok büyük konuşuyorsun Çağan, pişman olacağın şeyler yapıyorsun.'' Derin bir nefes aldım ve yavaş hareketlerle kapıya doğru yürüyüp kapıyı açtım. Bir kez daha ikisine baktım ve bakışlarımı babama çevirdim.
''Ben en büyük pişmanlığımı senin değişeceğine inanıp onca yıl sana baba dediğimde yaşadım Selim Bey.'' Dedim canımı yakan bir sesle. ''Bundan sonra istesen de canımı yakamazsın!''
..........&&&&&&...........
Bugün kendimi her zamankinden biraz daha yorgun hissettiğim için Kayra beni zorla eve göndermişti. Ben de gelip ılık bir duş almış ve koltuğun üzerine uzanmıştım. Bebeklerimiz artık dördüncü aylarını bitirmişlerdi ve onları artık daha fazla hissedebiliyordum. Bu benim için o kadar güzel o kadar büyük bir mucizeydi ki her gün şükrediyordum. Tam uykuya dalacaktım ki kapı çaldı. Saate baktığımda Çağan'ın gelmesine daha biraz daha olduğunu gördüm. Çiğdem annenin geldiğini düşünerek kapıyı açtığımda karşımda uzun zamandır görmediğim o tanıdık yüzü gördüm.
''Derya Hanım?'' dedim düz bir sesle. Derin bir nefes aldı.
''Bahar! Kızım...'' dedi titreyen bir sesle. ''Biraz içeriye girebilir miyim?'' Kısa bir süre yüzüne baktım ve içeri girmesi için yavaşça kenara çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)
General Fiction''Geç kaldım değil mi?'' diye sordum ümitsizce bakışlarımı tekrar ona çevirirken. Gözlerimin en derinine baktı. ''Bana söylediklerin... Çok kırdı beni, kendimi çok kötü hissettim Bahar, senin canını yaktığımı düşündükçe kendimden nefret ettim.''...