Merhaba :) Bu hafta bitmeden bölümle geleceğime söz vermiştim ve geldim. Biraz daha zamanı olsa da yavaş yavaş finale yaklaşıyoruz artık. Elimden geldiğince düzenli bölüm atıp Çağan ve Bahar'a veda etmeyi planlıyorum.
Birkaç kez kontrol ettim ama yazım yanlışı varsa kusura bakmayın. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar:)
Bölüm 23
Sırtım hastane duvarına yaslı, ellerim saçlarımın arasında korkuyla beklemek... Abimi şimdi daha iyi anlıyordum. Canından çok sevdiğinin o odada olduğunu bilmek ama onu görememek o kadar çaresiz hissettiriyordu ki!
Bahar kollarımın arasına düştüğünde kalbim küllenmeyen bir ateşle yandı sanki. Kollarımın arasında cansızca duran bedeni bütün korkularımı kalbime doladı. Alnından akan kan yanağında ince bir yol çizmiş, yanına düşen elleri hareketsizdi.
En son aradıklarında arkadan gelen bir ses dikkatimi çekmişti. İlk başta ne olduğunu anlayamasam da onun bir tren sesi olduğunu fark ettiğimde nerede olabileceklerini tahmin etmiştim. Gökhan Bey, istemese de bir işe yaramış o adamı oyalamıştı. Bu sayede telefon sinyali de yakalandığında Bahar'ıma bir adım daha yaklaşmıştım ve onu bulduğumuz o an gözlerimin önünde başa saran bir film sahnesi gibi tekrar tekrar yaşanıyordu. Bahar'ımın başına dayanan silah benim de kalbime baskı yapıyordu sanki. Metalin soğukluğunu hissettim onunla beraber. Duyduğum silah sesiyle kalbim durdu bir an için. Ayaklarımdaki güç kesildi, gözlerimin önünde onlarca ışık karardı.
Yere yığılan adamı gördüğümde şaşkınca yan tarafıma baktım. Yanımdaki polisin ateş ettiğini anladım ve bakışlarım Bahar'ımı buldu. Gözlerini sımsıkı kapatmış öylece duruyordu. İyiydi, çok şükür iyiydi. Ayaklarım benden habersiz ona koşarken adımlarıma itaat ettim. Önünde diz çöktüğümde ellerim yanaklarını buldu. Kollarım onu sardığında kalbim aradığım sıcaklığa kavuştu. Burnuma dolan kokusu yaşam nefesini tekrar ruhuma doldurdu. Onu hissetmek, yeniden doğmak gibiydi ve ben bugün onlarca kez ölüp bir kez daha doğmuştum. Gözlerimden akan yaşlarla ona daha sıkı sarıldım ve fısıldadım.
''Geldim Bahar'ım! Buradayım, sonunda buldum seni.'' İçine çektiği titrek nefesi duydum ve sonrasında hissettiğim kollarıma düşen bedeni oldu.
Kaç saattir hastane koridorunda, Bahar'ı aldıkları odanın önündeydim bilmiyordum. Beklemek her saniye kalbime yeni bir yük ekliyor, ruhum karanlık bir enkazın altında can çekişiyordu. Titreyen ellerim ruhumdaki depremleri dışa vuruyordu. Odanın kapısı açıldığında hızla yaslandığım yerde doğruldum ve odadan çıkan doktora korkuyla baktım.
''Bahar'ım nasıl?'' Telaşla doktora baktığımda yüzündeki ufacık gülümseme bana umut oldu.
''Bahar Hanım şu anda daha iyi.'' Dedi yatıştırıcı bir sesle. Derin ve şükür dolu bir nefes aldım.
''Başına bir darbe almış ancak korkulacak bir durum yok merak etmeyin, sadece birkaç gün ağrı olabilir. Onun dışında şu an serum desteği veriyoruz. Bu onun toparlanmasına yardımcı olacaktır. Bileklerindeki yaralar da derin değil, vereceğim ilaçları düzenli kullanırsanız kısa sürede çok daha iyi olacaktır.'' Ben doktoru dikkatle dinlerken doktor kısa bir an bize baktı ve gülümsedi.
''Peki onu görebilir miyim?'' Beni başıyla onayladığında hızla içeriye girdim. Bahar'ım yatakta hareketsizce yatıyor, göğsü derin bir uykuda olduğunu belli eden nefeslerle inip kalkıyordu. Yavaşça yanına oturdum ve karnının üstündeki elini tuttum incitmemeye dikkat ederek. Bileğindeki sargıyı hafifçe okşadım ve bileğine küçük bir öpücük bıraktım. Bakışlarım yüzünün her santiminde yavaş yavaş dolaşırken gerçekliğine inanmaya çalıştım. Buradaydı, yanımdaydı ve iyi olacaktı. Uzanıp alnına dudaklarımı bastırdım ve gözlerimde biriken yaşları sessiz hıçkırıklarımla birlikte serbest bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)
General Fiction''Geç kaldım değil mi?'' diye sordum ümitsizce bakışlarımı tekrar ona çevirirken. Gözlerimin en derinine baktı. ''Bana söylediklerin... Çok kırdı beni, kendimi çok kötü hissettim Bahar, senin canını yaktığımı düşündükçe kendimden nefret ettim.''...