Merhaba:) Çok bekletmeden gelmeye çalıştım. İki bölüm sonra artık finali yapıp Çağan ve Bahar'a veda ediyoruz. Sanırım sona yaklaştıkça yazmakta daha da zorlanıyorum. Onlardan ayrılmak istemiyorum galiba:)
Hatalarım varsa kusura bakmayın, kontrol etsem de gözümden kaçanlar olabiliyor. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar:)
Bölüm 34
Toplantı için hazırlıklarımı tamamlayıp odamdan çıktım. Abimin odasına giderken onun toplantı odasında olduğunu öğrendiğimde ben de yönümü oraya doğru çevirdim. Üzerimdeki ceketi düzeltip kapıyı açtım ve içeriye girdim. Bakışlarım tam karşıda oturan abimi bulduğunda bir terslik olduğunu hissettim. Abim, bana tedirgin ve sıkıntılı bir şekilde bakıyordu.
Bakışlarımı odada gezdirdiğimde gördüğüm yüzle istemsizce yüzümü buruştursam da duruşumu düzelttim.
''Kusura bakmayın biraz geç kaldım sanırım.'' Dedim ve abimin yanındaki sandalyeye oturdum.
''Hiç önemli değil Çağan Bey, biz de yeni geldik zaten.''
Duyduğum sesle birlikte başımı isteksizce sesin geldiği yöne çevirdim. Aradan dört yıldan fazla bir zaman geçmişken bu kadını tekrar görmek hiç de iyi olmamıştı.
''Sizinle son görüşmemizin üzerinden oldukça uzun bir zaman geçti. Sanırım dört yıl değil mi?'' Dedi ben bir şey söylemeyince. Ellerimi sandalyenin kenarlarına koydum ve ciddi bir sesle yanıt verdim.
''Olabilir Hande Hanım, sizin aksinize ben yılları saymadım.'' Yüzündeki gülümseme solarken bakışlarımı masanın etrafındaki diğer kişilere çevirdim ve hafifçe gülümsedim. Hande Hanım'ın neden burada olduğunu bilmiyordum ama bu durumdan hoşlanmamıştım. Bahar'ımın o kadın yüzünden üzülmesini istemiyordum, özellikle de böyle hassas bir dönemdeyken.
Bahar'ım aklıma geldiğinde dudaklarım sıcak bir gülümsemeyle kıvrıldı. Hamileliğinin beşinci ayındaydı artık ve birkaç hafta önce bir oğlumuz olacağını öğrenmiştik. İki tane canımdan çok sevdiğim minik kızım vardı ve şimdi minicik bir oğlum olacaktı. Onlar aklıma her geldiğinde kalbim sanki kanatlanıyor gibi hissediyordum. Eve gittiğimde kızlarımın bana sarılması sanki tamamlıyordu beni. O küçücük kollarıyla bana sarıldıklarında, yanağıma öpücüklerini kondurduklarında kendimi sanki dünyadaki en güçlü adam benmişim gibi hissediyordum.
Bana her 'baba' deyişleri içimde sıcacık duyguların akıp gitmesine neden oluyordu ve ben bunu üçüncü miniğimle yaşayacağım anı iple çekiyordum.
''Birlikte yürüteceğimiz projenin sorumlularından biri Hande Hanım olacak Buğra Bey.''
Duyduğum sesle düşüncelerimden çıktığımda başımı konuşan kişiye doğru çevirdim. Kaşlarım hafifçe çatılırken abimin derin bir nefes aldığını duydum.
''Daha önceki toplantıda bize projeden sorumlu olacak kişinin Hakan Bey olduğunu söylemiştiniz ve şu an bu durum bizim için biraz şaşırtıcı oldu.''
Aramızda geçen konuşmayı abime anlatmıştım, o yüzden abim de Hande Hanım'a karşı biraz tepkiliydi. Bu tepkisini de belli etmekten çekinmiyordu.
''Haklısınız ama Hakan Bey'in kısa süre önce işten ayrılması gerekti. Bu yüzden biz de ondan sonra proje hakkında en yetkili kişi Hande Hanım olduğu için işi onun sorumluluğuna verdik.'' Dedi Ekrem Bey ve kısa bir an Hande Hanım'a bakıp tekrar bize döndü.
''Bir de Hande Hanım işi almak için çok ısrarcı olunca ona bir şans vermek istedik.'' Hande Hanım, yüzünde eğreti olan bir gülümsemeyle bana baktığında bakışlarımı abime çevirdim. Abim kısa bir an bana baktı ve bu işten memnun olmadığını belirten sıkıntılı bir nefes aldı. Hande Hanım'ın o holdingde çalıştığından haberimiz yoktu ve bu durum bizim için gerçekten sürpriz olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)
General Fiction''Geç kaldım değil mi?'' diye sordum ümitsizce bakışlarımı tekrar ona çevirirken. Gözlerimin en derinine baktı. ''Bana söylediklerin... Çok kırdı beni, kendimi çok kötü hissettim Bahar, senin canını yaktığımı düşündükçe kendimden nefret ettim.''...