0.1

28.3K 1.2K 986
                                    


Çikolata reyonunun önünde durup kimsenin bana bakmadığından emin olduğumda, maskemi aşağıya doğru çekiştirdim ve biraz hava almaya çalıştım. O kadar boğucuydu ki, bir el acımasızca ağzınızı ve burnunuzu kapatmış, nefes almanızı engelliyormuş gibi hissettiriyordu.

Gözüm en sevdiğim portakallı ve bitterli olan çikolataya kaydığında yutkundum.

Pekala.

Önemli bir diyetim vardı. Kilo vermem gerekiyordu ve...

Boş versenize.

Bir avuç çikolata alıp elimdeki kırmızı sepete atarken aynı anda birkaç kraker ve meyveli yoğurtlar da sepete atıldı.

Kafamı hangi cipsi seçmeye karar veremeyen Lisa'ya çevirdiğimde bir eli ensesinde, diğer eli de belindeydi.

"Ah, Lays'i istiyorum. Yoğurtlu ve soğanlı... Ah! Chaeyoung, kilo aldırmayan bir cips var mıdır?"

Bana bakmadan konuşmaya devam edince somurttum. Kilo almama takıntısı vardı, sekiz yıldır onu tanıyordum ve şu koskoca yılda sanırım en fazla iki ya da üç kilo falan almıştı.

Ben ise... En son on sekiz yaşımdayken, elli biri görüp ufak çaplı bir kalp krizi geçirmiş ve daha sonra zorunlu olarak diyete girmiştim. Gerçi hala diyetteydim ama tek fark, çıkış yapmadan önce verdiğim altı buçuk kiloydu.

Hala daha tombul görünüyordum ya, her neyse...

"Chae! Cips istiyorum!"

Lisa omzumdan beni sallarken etrafa baktım fakat minicik olan markette sanki sadece biz vardık. Rahatlıkla Lisa'ya dönerken yüzümden düşmek olan maskemi çıkarıp bileğime sardım.

"Al o zaman, ne yapabilirim?"

"Ama sivilce yapıyor..." Yüzünü buruşturup bana acıyla baktı. "Sivilce... Durumun vahimliğini görebiliyor musun? Sivilce için endişelenecek kız mıydım ben!"

Bana klasik bir dram filminden çıkmış bir kadın gibi rol yaparken gözleri kısa bir süreliğine arkama kaydı ve mimikleri durdu.

"Hey, orada ucuz bir cips var," Ellerini omzumdan çektiği gibi oraya doğru koştu. Cipsi eline alıp sallarken bir yandan da gülüyordu. "Sivilceymiş! Chae! Bu cips Lays'ten daha ucuz!"

Yanıma gelirken sırıttı.

"Ucuz cipsler daha lezzetli olur bebeğim."

Elindeki sarı kaplama cipsi tuttuğum sepete atarken diğer reyonlara yöneldi. Tanrım...

Lisa, cidden... Bir gün kafasını yaşamak istiyordum.

Saçları ağarmış, tombul bir adamın oturduğu kasaya ilerlerken, küçük markete siyah şapkalı ve maskeli, uzun boylu bir çocuk girdi ve hızla arka reyonlara yürüdü. Açık bıraktığı kapıdan içeriye hafif bir rüzgar estiğinde giydiğim kısa kolluya lanet ettim ve sepeti kasanın önüne bırakıp kollarımı birbirine bağladım.

"Lisa! Hadi!"

"Bunlardan da aldım, ve şu çikolatadan. Leo'ya mama da aldım, Jisoo yağsız süt de istemişt..."

"Tamam, tamam koy artık."

Şirince sırıtıp kollarındaki bir yığın dolusu kedi mamasını ve bir kutu yağsız sütü önümüze boşalttı.

"Paran var değil mi?"

Adam malzemeleri hızla okutup poşete doldururken ona yardım etmek amacıyla elime bir poşet aldım.

"Ödesen ölürsün değil mi?"

Bana inanmazca baktı.

"Tabiki ölürüm! Para yoksulluğu yaşıyorken bana ödetmeyi nasıl düşünürsün, bana, biricik Lalisa'na..."

red | jungkook • roséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin