1.6

9.8K 642 369
                                    


"Cidden, ben ısmarlamak istiyordum Chaeyoung," Jimin dudaklarını büzerek bana bakarken restoranı çoktan terk etmiş bir şekilde girişte dikiliyorduk. Jimin'in aldığı ramenler çoktan çöpü boylamıştı. "Bir dahaki sefere ben ısmarlayacağım."

Bir dahaki sefere mi?

Bir dahaki sefer?

Boğazımı temizleyip hafifçe tebessüm ettiğinde bana attığı bir adım yüzünden bir adım geriye gittim.

Yakınlaşmak istemiyordum, ne olursa olsun doğru olmazdı.

Bakışları telefonundan bana döndüğünde ellerimle oynamayı bıraktım. Boş boş dikiliyorduk, ağzımı açmam gerekiyordu.

"Aslında Lisa'ya sözüm v..."

"Bana bir kahve için zaman ayırabilecek misin?"

Bir dakika, Tanrım... Ne?

Aynı anda konuştuğumuz için utanarak başını eğdiğinde gözlerimi etrafta gezdirdim.

Pek insanın bulunmadığı bir sokaktı ve biz idoldük. Haberler ve paparazziden uzak kalmak ikimiz içinde iyiydi. Fakat kahve içmekten bahsediyordu, tehlikeliydi.

Gözlerimi Jimin'den başka her yerde gezdirmeye devam ettim ve...

Ah, yaklaşık on metre ötemdeki siyah Jeep'e yaslanmış olan bir kızıl vardı.

Tanrım...

Burada işi neydi? Gidip stajyerlerimizle güzelce sohbete dalabilirdi, neyi bekliyordu?

Jimin yürürken telefonuyla ilgilenip arada bana bir şeyler söylerken gözlerimi Jungkook'tan ayırmadım.

Kırıldığımı - ya da ne haddimeyse - üzüldüğümü ona belli etmek istiyordum. Bilmiyordum işte, sadece istiyordum.

Taktığı siyah maske ve kepini düzeltip bana doğru adımladığında ayaklarım birbirine dolandı ve kendimi bir kez daha etrafı kontrol etmek zorundaymışım gibi hissettim.

Yakalansak büyük bir facia olabilirdi, bir kişinin bile bizi görmesi sonumuz olurdu.

Aniden sırtıma dokunan kemikli bir elle daha ne ara yanıma geldiğini sorgulayamadan o el belime yavaşça indi ve kasıldığını hissettim.

"Jungkookie? Ne işin var burada?"

Kabul etmeliydim ki Jimin'in bazen içinden narin, sevimli, alımlı küçük bir kız çıkacak zannetmiyor değildim.

Jungkook'un temasından kaçınmak amacıyla hafifçe ileriye doğru adımladığımda benimle birlikte geldi ve Jimin'in şüpheli bakışları ikimizde gezindi.

Cidden burada ne işi olduğunu bende bilmiyordum.

"Chaeyoung'u çalıyorum, beste üzerinde çalışacağız."

Belimden tutup beni döndürdüğü gibi son sürat arabaya yürerken Jimin'in arkamdan, "İyi de bugün izinli değil miydin!" diye bağırdığını işitiyordum fakat Jungkook'un umurunda değildi.

Yolcu kapısını açıp beni oturttuğunda sessizliğimi korumaya devam ediyordum. Kemerimi hızla bağlayıp arabanın kapısını çarparak kapattığında yerimde sektim.

Tanrı aşkına! Bir de sinirli miydi?

Burada sinirli olması gereken kişi bendim.

Arabaya bindiği gibi gaza bastığı an arabanın tekerlekleri çığlık attı ve yolda hızla ilerlemeye başladık.

Korkuyla kapıya tutundum.

red | jungkook • roséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin