4.4 | final

11.1K 505 502
                                    


"Görüşmek üzere blinks! Teşekkür ederiz!"

"Sizleri çok seviyoruz!"

Kulaklığımı çıkarıp arenadan ayrılırken arka kulise girip kalabalığın içinde menajerimizi aradım. Bir konsere giriyor, diğerinden çıkıyorduk ve bunların arasında ödül töreni de vardı; hemde bu akşam.

Kulağımı acıtan ağır küpelerimi çıkarıp rastgele bir sehpaya koydum. Kulise gelen fanlar fotoğraf çekmek için güvenlikten izin almaya çalışıyor; menajerimiz telefonla bağıra bağıra bir şeyler söylüyorken hepsi birbirine girmiş ve geriye büyük bir baş ağrısı bırakmıştı.

"Chaeyoung! Hey!"

"Bir fotoğraf çekebilir miyiz?" diye bağıran fanlara karşı güvenlik sertçe onları geriye ittiğinde tüm yorgunluğuma rağmen kalkıp yanlarına gittim. "Onlara bu şekilde davranma lütfen, sorun yok. Çekebilirler." dediğim sırada hayranların şanssızlığını gösterir şekilde menajerimiz yanıma geldi ve kolumdan tutup çekiştirdi.

"Gitmeliyiz, daha akşam için pratik yapmalısınız." Kafamı çevirip fanlara dudak büzerken üzgünce el salladım. "Üzgünüm!"

Jennie ve Jisoo yanımıza geldiğinde en son arkamızdan mutsuzca Lisa'ya takıldım, konserde enerjisi güzeldi ama neden şu an böyle olduğunu anlamamıştım. Göz göze geldiğimizde tek kaşımı ne oldu der gibi kaldırdım fakat kafasını sallayıp omuz silkince geri önümde döndüm ve arabaya doğru adımladık. Arkamızdan çığlık atanları duydukça baş ağrım ikiye katlanıyordu. Tanrım, migrenim mi tutmuştu acaba?

Arabaya bindiğimiz anda derin bir nefes aldım ve geriye yaslanıp dışarıya baktım. Güvenlikler arabaya bindiğimizden emin olup fanları serbest bıraktığı anda şoför gazı köklemişti. "Nasılsınız?"

Jisoo, "Berbat." diye mırıldanınca Jennie de onu onaylayan mırıltılar çıkardı ama hepimiz suskunduk. Gözlerim tekrardan Lisa'ya kayınca ağladığını gördüm. Anında kalkıp yanına zıpladığımda kafasını ellerine daha çok gömdü.

"Lisa? Neyin var bebeğim?"

"Neyi varki- Tanrım neden ağlıyorsun?"

Hıçkırıp kafasını salladığında ellerini çekip onu göğsüme yatırdım. "Şş, hey, neyin var?"

"Taehyung'la tartıştık, konserden sonra." O yüzden bir ara ortadan kaybolmuştu...

Jisoo saf gibi, "Taehyung konsere mi geldi?" diye sorunca dudaklarımı birbirine bastırdım. "Telefonda kavga etmişlerdir.

"Konu neydi ki?"

Kafasını kaldırıp kırmızı gözlerle bana baktığında içim sızladı.

"Başkalarıyla yakıştırılmam, artık gizli bir ilişki istememesi, daha bir sürü saçma şey... Bir anda oldu işte ben bile anlamadım." dediğinde omzunu okşadım. Aslında Taehyung da haklıydı bu yüzden bir şey diyemiyordum.

"Halledersiniz, üzülme."

-

"...Ve Ceo'muz Yang Hyunsuk'a da ayriyeten teşekkür ederiz. Destekleriniz için çok sağolun blinks! Size çok değer veriyoruz!" Konuşmamı bitirdikten hemen sonra eğilerek selam verdik ve alkışlar eşliğinde geri yerimize oturduk.

Hayatımda bu kadar ruhsuz bir ödül töreni görmemiştim ama yansıtmamaya çalışıyordum. Ya da yorgun olduğumuz için bana öyle geliyordu, bünyem günde iki konseri kaldıramamıştı.

red | jungkook • roséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin