0.8

11.3K 719 287
                                    


"Pekala, o kalabalığı yarıp arabaya ulaşmayı nasıl düşünüyorsunuz acaba?"

Karşımdaki topluluğa baktım. Ellerindeki pankartları sallayıp ismimizi bağırıyorlardı.

Oh, hayır.

Öldürseler gitmezdim.

"Biliyor musunuz? Bir ilki gerçekleştirip SBS binasında uyumayı düşünüyorum," Arkamı dönüp gidecekken Jennie kolumdan tutup bana yapıştı.

"Burada uyuyamazsın Rosie."

Arkamdaki kulise baktım.

"Orada büyük koltuklar var, bence birine kıvrılıp yatabiliri..."

Jisoo elimdeki ödülü alıp sarıldı, sanki biri ödülü alıp kaçacaktı.

"Kızlar, yaralanmamaya çalışın."

Aniden öne atılıp kapıdan çıktığında minik olmanın verdiği avantajla aradan kolayca sıyrılıp korumalarında bulunduğu arabaya bindi ve bize sırıtarak el salladı.

Aniden öne atılıp kapıdan çıktığında minik olmanın verdiği avantajla aradan kolayca sıyrılıp korumalarında bulunduğu arabaya bindi ve bize sırıtarak el salladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir dakika...

Daha beş saniye önce yanımızdaydı. Sadece... How?

Lisa elindeki çikolatanın yarısını ağzına atıp bize döndü.

"Bende gidiyorum, arkamdan gelin."

Dolu ağzıyla tükürerek konuşurken yüzümü buruşturdum.

Önümüze geçtiğinde Jennie daha çok koluma yapışıp bir eliyle alnını kapattı ve SBS binasından tedirgin bir şekilde ayrıldık.

Kendimi Hindistan'da olan bir düğünde gibi hissediyordum. Herkes bağırıyor ve şarkı söylüyordu. Ah birde, Ddu-Du dansı yapanlardan bahsetmiyordum bile...

Lisa, bir nevi koruma amaçlı önümüzde durup ilerleyip ilerlemediğimizi kontrol ederken sol yanağımda hissettiğim bir acıyla afalladım.

Kafam ani bir şekilde fanlara döndüğünde birkaç sasaeng ellerindeki makinelerle bizi çekiyordu; ya da... Beni?

Yüzüme gelen beklemediğim bir şekilde ağır olan bir fotoğraf kamerasıydı. Ulu Tanrım, onlar cidden bunu fırlatmış mıydı?

Eğilip kamerayı aldığımda öfkemi kontrol edemeyerek birkaç fanı itekledim ve Jennie'yi çekerek arabaya soktum. Ardından Lisa da benimle birlikte bindiğinde kapıyı sertçe kapattım.

"Onlar cidden kafayı yemiş, Tanrım!"

Sinirle solurken Lisa'yla göz göze geldim fakat gözleri dehşetle yanağıma düştü ve aniden bana doğru atıldı.

"Chaeng! Yanağın kanıyor! Yanağın neden kanıyor! Tanrım! Yanağını ne ara çizdin?"

İnce parmakları titreyerek yanaklarımı bulurken yanağıma dokunduğu anda hissettiğim acıyla gözlerimi kapatıp elini ittim.

red | jungkook • roséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin