"Midem bulanıyor," Lalisa yanımdaki koltukta aniden öne doğru kaydığında öğürme sesini bekledim fakat hiçbir şey yoktu. "Kusacak gibiyim."Elimi sırtına yavaşça koyarken kafasını dizlerine yasladı. Uçağa bindiğimizden beri solgun ve halsiz görünüyordu, mide bulantısına şaşırmamıştım.
"Lavaboya gitmek ister misin?"
"Hayır..." Derin bir nefes verdi. "Halledebilirim. Kusmak istemiyorum."
Üstüne gelmemek için elimi sırtından çekip geriye yaslandım. Kore'ye geri dönüyorduk, ikinci konserimizi tamamlamıştık ve hava karardığı gibi hazır olan eşyalarımızı alıp havalimanına gitmiştik.
Kulaklarım basınç yüzünden ağrımaya başladığında kulaklıklarımı çıkardım. Jennie ve Jisoo, bir koltuk arkamızdaydı fakat ses gelmediği için uyuduklarını tahmin ediyordum.
Birazdan inişe geçeceğiz, lütfen kemerlerinizi bağlayın ikazı duyulduğunda Lisa doğrulup kemerini bağladı.
"Daha iyi misin?"
"Sanırım," Tanrım, onu hiç bu kadar sıkıntılı görmemiştim. "Sana bir şey söylemem gerekiyor."
Kafasını arkaya çevirip kızları kontrol ederken tekrar bana döndü.
Bir şeyler sakladığını biliyordum.
"Lis... Neyin var kaç gündür?"
İri gözleri kucağındaki ellerine düştü.
"Taehyung'la aramızda ufak bir yakınlaşma geçti fakat tamamen beklenmedikti." dediği anda gözlerimin kocaman olduğunu hissettim.
Aklıma mide bulantısı geldiğinde istemediğim düşünceler aklıma doldu. "Tanrım, birlikte mi oldunuz?"
"Ah, hayır! Saçmalama!" Onun da gözleri büyümüştü. "Dans çalışması yapıyorduk... Sonra Hoseok odadan çıktı ve yalnız kaldık. Sonra, bilmiyorum işte. Zaten epeyce yorulmuştuk, bir anda oldu."
"Lisa! Ne bir anda oldu? Söyle artık."
Ofladı.
"Bana sebebini bilmediği bir şekilde hafiften ilgi duyduğunu söyledi. İnanabiliyor musun? Hafiftenmiş! Daha ne hissettiğini bile bilmeyen bir çocuk gibi, öyle şeyler kolay mı sanıyor? Sadece saçmalık, ilgi duymak o kadar basit değ..."
"O kadar basit, Lis," dedim sözünü keserken. Taehyung'un ondan hoşlandığı gayet açıktı ve bunu Lisa'ya farklı yoldan söylediği için sinirlenip Taehyung'a trip atması tuhaftı. "Biliyor musun? Jungkook'la aramda olanlar... Bir anda oldu. Birkaç kez karşılaştık ve daha sonra, oluverdi işte. Her şey o kadar basit olabiliyor yani Lice."
İnce kaşları çatılmıştı. Aslında durumunu anlayabiliyordum, en küçüğümüzdü ve benim Jungkook'la yaşadığım - artık adı her ne ise - şeyi gizlice Taehyung'la yaşamaktan korkuyordu. Çünkü dediğim gibi, gizliydi. Sevgili yasağımız vardı Tanrı aşkına!
Benim bile böyle şeyler yapmam ara sıra garibime gidiyordu.
"Bilmiyorum Chaeng, aniydi işte. Daha ne ara tanışıp konuştuk? Bana öylece ilgi duyabilir mi ki?"
Tebessüm ettim.
Kalbi fazla saftı.
"Duyabiliyormuş demek ki, istediğini yap Lisa, kimse seni zorlayamaz. Yaşamak istediğini yaşa."
"Teşekkür ederim Roce. Seni seviyorum, cidden," Yüzündeki masum ve çocuksu ifade bir anda sinsi bir sırıtmaya dönüştüğünde afalladım. Cidden çoğu zaman ürkütücüydü. "Bu arada..." Bir kez daha arkasını dönüp kızları kontrol etti. "Jungkook'la nasıl gidiyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red | jungkook • rosé
Fanfiction"Bana ait olmanı isterdim Chaeyoung, sadece bana." • 15.05.2018, İdol Kurgu. İkinci Kitap: Paint Me In All Red #rosekook : 1 (21.07.18) #fanfiction : 1 (13.12.18) #hayrankurgu : 1 (13.12.18) / (11.04.2021) #bangtanpink : 1 (14.12.18) / (16.12.2019...