Keyifli okumalar...
Genç kızın bakışları kollarının arasındaki kitaplarında dolaşırken bir yandan da adımları ezbere bildiği yolları arşınlıyordu. Yeni aldığı kitabın içeriği hakkında kendince tahminler yürütmeye çalışırken sert bir bedene çarpmasıyla geriye doğru sendeledi. Elindeki kitaplar çoktan kaldırımın üstüne saçılmıştı. Çarptığı kişiye bakmadan kendi kendine söylenerek dizlerinin üstünde yere çöktü ve etrafa dağılan kitaplarını toplamaya başladı.
Şifa, klavyenin üzerinde gezinen parmaklarını durdurup yüzünü buruşturarak yazdığı satırlara baktı. Yine mükemmel bir kurgu bulmuştu! Şuana kadar kimsenin aklına gelmeyen çarpışarak karşılaşma ve ardından adamın centilmenlik yaparak kızın kitaplarını toplamasına yardım etmesi sonra da bu kitaba ikisi aynı anda ellerini uzattıklarında birbirine değen parmaklarını takip eden gözleri... Ne özgün karşılaşma sahnesi ama!
Başını sert bir şekilde yatağın başlığına yaslarken sesli bir şekilde iç çekerek yağlı saçlarının arasında ellerini dolaştırdı. Uyanır uyanmaz belki birkaç güzel satır yazabileceğiniz umut etmişti ama nafile bir çaba içerisinde olduğunu anlaması uzun sürmedi. Üretken ruhu içinde bir yerlere saklanmış olmalıydı. Yoksa bu bayat kurguyla yılın aşk yazarı değil ancak yılın en iyi klişeler yazarı olabilirdi. Tabi kitabını basacak bir yayın evi bulursa.
Şifa, yağlı saçlarına daha fazla dokunmaya katlanamayarak bileğindeki tokasıyla kıvırcık saçlarını başının üstünde gelişi güzel bir topuz yaptı.
"Şifa kalkmadın mı hâlâ?" Annesinin kendisinden önce gelen sesine karşılık olarak yüzünü buruşturmuştu ki odanın kapısının açılması karşısında hemen surat ifadesini düzeltti.
"Kalkıyorum şimdi."
"Öğlen oldu sen daha yeni mi kalkıyorsun?! Misafirlerim gelecek bugün kalk da bana yardım et."
"Yine mi misafir?"
"Küçük çocuklar gibi söylenmeyi bırak da kalka artık şu yataktan. Tatlıları yetiştiremedim gelip bana yardım et." Şifa işittiği sözlerin doğruluğunu ölçmek istercesine gözlerini kocaman açarak annesine baktı bir yandan da yağdan elini yağlı saçları arasında gezdiriyordu.
"Mutfak ve ben?"
"Boşver boşver vazgeçtim. Sen şu yataktan kalkıp hemen banyo yap. Ayrıca şu odanı da toplayıp havalandır. İçeride ceset varmış gibi kokuyor."
"Abartma anne." Şifa sessiz bir şekilde kendi kendine mırıldanırken annesi çoktan odanın kapısını açık bırakıp mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı. Laptobunu kapatıp komidinin üzerine koyduktan sonra ilk olarak yataktan kalkarak penceresini açtı ve odasını toplamaya başladı.
"Şifa, sen hala evde misin?" Annesinin sorusu üzerine Şifa mutfak kapısına tutunarak başını içeriye uzattı.
"Başka nerede olabilirim anne?"
"Topla şu saçlarını diye kaç defa söyleyeceğim sana. Etrafa saçlarını döküyorsun."
"Başlı başına sorun kaynağıyım resmen." Şifa'nın söylenmelerine kayıtsız kalan annesi Şifa'nın yanına gelerek elindeki parayı kızının avucuna tıkıştırdı.
"Al bu parayı çık dışarıda biraz gez. Hatta laptobunu da al belki ilham falan gelir."
"Sen şuna kısaca evden git de bizi rahat bırak desene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Romanımsın
General FictionO, aslında kimdi? Bir adam, gizemlerle dolu... Geceleri, şehrin karanlık sokaklarında Barut ismiyle hayat buluyor. Ve şehrin yüzlerce mahallesinden birinde genç bir kadın, onlarca yazma girişimine rağmen asıl romanını yazmak için ilham kaynağını bek...