Keyifli Okumalar...
Beklemek ne kadar zordu oysaki insanlar için. Ne zaman öleceğini bilmeyen insanoğlunun çoğu konuda beklemeye mahkum edilmesi ne kadar trajikti. Bazı insanlar bekleme konusunda insanı hayrete düşüren bir sabra sahiptirler, bazılarıysa 'bekleme' kelimesine bile tahammül edemez.
Geçen saniyeler Şifa'ya yıllar gibi gelmişti. Avuç içleri terlerken, kalbi göğüs kafesini yırtarcasına çarparken Barut'tan gelecek herhangi bir tepki ya da sesi bekledi.
"Efendim. Bir şey mi dedin Şifa?"
Şifa, Barut'un yüz hatlarında bakışlarını dolaştırdıktan sonra gülümseyerek başını iki yana salladı.
"Alparslan ismi nasıl diye soracaktım? Romanımın baş karakterine bu ismi vermeyi düşünüyorum da."
"Güzel isim."
"Bence de. Neyse hadi sen gidip diğerini de dene."
"Tamam." Alparslan, deneme kabinine girdiğinde kapıyı kapatıp başını sertçe kapıya dayadı. Roman için mi? Alparslan bunun kesinlikle roman için olmadığına emindi. Şifa nereden öğrenmiş olabilirdi ki?
Aklına gelen kişiyle hızla telefonunu eline alıp Berk'e mesaj gönderdi.
"Şifa'ya ismimi mi söyledin?"
"Hayır, nereden çıktı şimdi bu?"
"Bana, Alparslan diye seslendi."
"Sen Şifa'yla mı birliktesin?"
"Konu bu mu?"
"Konu tam olarak bu. Yakalanmak mı istiyorsun? Sana Şifa'dan uzak dur demiştim."
"Sen söylemediğine emin misin?"
"Söylemedim. Dün akşam, bu sabah sana verdiğim dosyayı bulmuş odamda. Onunla ilgili sorular sorunca yanlışlıkla ağzımdan 'Alparslan bunun üzerinde çalışıyor' lafı kaçtı. Ama bundan dolayı anlayacağını sanmam."
"Başka nasıl anlamış olabilir?"
"Bilmiyorum ama bence anlamamıştır. Sadece şüphelenmiştir, anlasaydı direk sana Alparslan derdi. Dikkat et de açık verme."
"Tamam." Alparslan telefonunu kapatıp cebine koyarken Şifa'yı daha fazla bekletmemek için üzerindeki gömleğin düğmelerini açmaya başladı. Diğer gömleği denerken kulaklarında Şifa'nın sesi yankılanıyordu. Ümit ve adamlarının yanında bu kadar açık veririm diye endişelenip, dikkat etmiyordu.
"Barut, kabinden çıkmayı düşünüyor musun?"
"Çıkıyorum şimdi." Kabinin kapısını açtığında karşısında Şifa'yı gördü.
"Bak bu d çok yakışmış. Sana zevklerim iyidir demiştim."
"Ben de beğendim. Bunu alacağım."
"Başka mağazalara da baksaydık, belki daha güzel ve uygunu vardır. İlk girdiğin mağazadan alacak mısın?"
"Bunları beğendim, gerek yok dolaşmaya."
"Tamam o zaman hadi üzerini değiştir sen, bekliyorum."
Şifa, kabinin kapısının kapatılması üzerine aynadaki yansımasına bakmaya başladı. Siyah kıvırcık buklelerinin kabarmasına karşı bezgin bakışlarını onların üzerine dikti. Ne yaparsa yapsın saçlarını bir türlü hizaya sokamıyordu. Ne inatçı ve asi bukleleri vardı böyle.
"Bence uğraşma, saçların böyle güzel."
"Güzel mi? Şu halime bak, nasıl kabarmışlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Romanımsın
General FictionO, aslında kimdi? Bir adam, gizemlerle dolu... Geceleri, şehrin karanlık sokaklarında Barut ismiyle hayat buluyor. Ve şehrin yüzlerce mahallesinden birinde genç bir kadın, onlarca yazma girişimine rağmen asıl romanını yazmak için ilham kaynağını bek...