Keyifli Okumalar...
birdelicaglaa bu bölümü hikayeme ve bana verdiği desteklerden dolayı bu güzel kalpli okuyucuma ithaf ediyorum.
Çatalını tabağındaki balığın beyaz etine saplarken bıçak keskinliğindeki bakışlarını da karşısındaki ikilinin üzerine çevirmeyi ihmal etmemişti.
Abisi, kırk yıllık dostunun evine gelir gibi gelmiş ve sofraya oturmuştu. Şimdi karşısındaki iki adam kendisinin daha önce hiç duymadığı olaylar hakkında hararetli bir sohbete girişmişti.
Cinayet silahları, hedefler vs. Konular, kulağına oldukça cazip gelse de şuan içinde bulunduğu öfkeli durumu göz önüne aldığında bu cazip konular bile tam olarak dikkatini çekemiyordu.
Çatalındaki eti ağzına götürdüğünde bakışları abisiyle kesişti.
"Şifa, midemi deşip yediğim lokmaları çıkarmak ister gibi bakıyorsun." Abisinin alayla söylediği sözler üzerine elindeki çatalı ona doğru uzatıp tehditkâr bir havayla salladı.
"Sen, bizim güzel akşam yemeğimizi mahvettin. Gidip sevgilin ile yemek yesene."
"Çağla bugün nöbetçi." Ağzındaki lokmayı bitirmeden konuşan abisine yüzünü buruşturarak baktı. "Hem burası Alparslan'ın evi sana ne oluyor? Geldiğimden beri rahat vermedin."
"Sen ne ara Alparslan ile bu kadar yakınlaştın ki?"
"Uzaklaşayım mı? Bunu istediğine emin misin? Hani ileride damat olarak falan aileye sokmak istersen diye soruyorum."
"Abi, ne kadar boş boğazsın. Belki bizim öyle bir düşüncemiz yok sen niye böyle diyerek Alparslan'ı da zor duruma sokuyorsun?"
"Böyle bir düşüncemiz yok derken? Ben sana evlenelim dedim." Alparslan, araya girerek söylediği sözlerin üzerine beklenti doku bakışlarını üzerine dikmişti.
"Kız kardeşime evlenme teklifi mi ettin?! Ulan daha iki gün önce çıkmaya başlamadınız mı siz? Ayrıca Şifa ben sana demedim mi bu yıl senin düğünün olamaz."
"Bir saniye. Bu yıl niye Şifa'nın düğünü olmuyormuş?" Alparslan'ın bakışları bu sefer yanında oturan Berk'e döndüğünde Şifa konuşmanın iyice farklı yerlere kaydığını fark etti.
"Öyle, bu yıl ben evleneceğim." Berk adeta itiraz etmeyen bir ses tonu ile konuştuğunda Şifa daha fazla susmayıp araya girdi.
"Bu konuşma cidden saçma yerlere gitmeye başladı. Zaten benim bu yaz evlenmek gibi bir düşüncem yok. Sen rahat rahat evlen abi."
"Biz evlenmek için bir sene bekleyecek miyiz?" Alparslan'ın rahat bir tavırla sorduğu soru üzerine Şifa bugün geçirdiği şaşkınlık krizlerinden birine daha yakalandı. Bu adam neden durmadan evlilik deyip duruyordu ki?
"Barut, daha yeni sevgili olduk ya biz."
"Ha bir hafta ha bir yıl geçmiş ne fark edecek? Ben seninle her türlü evleneceğim zaten."
"Aferin, Alparslan. İlk başta seni hiç gözüm tutmamıştı ama gittikçe sevmeye başladım." Abisi bir elini kaldırıp Alparslan'ın omzuna koyduğunda Şifa karşısındaki ikiliye garip garip bakmaya başladı. İlk başta kanlı bıçaklı gibi olan iki adam ne ara bu hale gelmişlerdi ki?
"Ben size hiçbir şey söylemiyorum. Biriniz çay suyu koysun, biriniz de sofrayı toplasın. Ben ellerimi yıkamaya ve sizden biraz uzak kalmak için banyoya gidiyorum." Şifa başka bir şey söylemeden sofradan kalkıp mutfaktan çıktığında kulağına dolan seslerden iki adamında söylediği şeyleri yapmak için hareketlendiğini anladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Romanımsın
General FictionO, aslında kimdi? Bir adam, gizemlerle dolu... Geceleri, şehrin karanlık sokaklarında Barut ismiyle hayat buluyor. Ve şehrin yüzlerce mahallesinden birinde genç bir kadın, onlarca yazma girişimine rağmen asıl romanını yazmak için ilham kaynağını bek...