Bölüm*30* Final*

12K 800 335
                                    

Bu Bölümü sarenisax adlı tatlı okuyucuma ithaf ediyorum ^^

Keyifli Okumalar...

Duyguların değişkenliği çoğu zaman şaşkına düşürür insanı. Ruh halimiz ise her saniye değişime açık... İnsanın ne zaman, ne yapacağı ya da nasıl davranacağı hiç belli olmaz. Bir anda sinirlenebilir ya da bir anda oturup deliler gibi gözyaşı da dökebilir. Ruhumuzda dalgalanan bu duygu değişiminin aslında sebebi nedir? Çoğu zaman biz de bilemeyiz.

Şifa, yüzündeki kocaman gülümseme eşliğinde kendisine uzatılan kitapları imzalayıp, sorulan sorulara cevaplar verirken birkaç okuyucusunun fotoğraf çekilme isteklerine karşılık vermekten de geri durmuyordu. Okuyucularıyla tanışmak, onlarla sohbet etmek, kitaplarını imzalamak her zaman büyük bir zevkti Şifa için ancak şimdi aklında onlarca şey dolaşıyor ve bir türlü kendini bulunduğu ortama veremiyordu.

Yorgundu, karnı acıkmıştı, aklında başka senaryolar dönüp duruyordu...

"Sizinle tanıştığım için çok mutluyum, uzun zamandır bu imza gününü bekliyordum." Şifa karşısındaki kadının sözlerine karşılık kocaman bir gülümsemeyle önündeki kitabı imzaladı.

"Geldiğiniz için teşekkür ederim."

"Rica ederim, benim için büyük bir mutluluk. Bu arada kaç aylık?" Kadının karnındaki bakışlarına karşılık Şifa da cevap vermeden önce kendisini iyice belli eden karnına bakışlarını çevirdi.

"Beşinci ay bitmek üzere."

"Allah bağışlasın, Allah analı babalı büyümeyi nasip etsin."

"Amin, teşekkür ederim."

Kadın başka bir şey söylemeden sıradan çıktığında Şifa, bakışlarını sıradaki genç kızın üzerine çevirdi. Onlarca yeni yüzün, yeni sesin aksine daha önceki imza gününde tanıştığı yüzleri de görüyordu.

Saatler akıp gittiğinde Şifa yorgunluktan masanın üstüne yığılıp kalma noktasına gelmişti. Zaten günün çoğunu uyuyarak geçiriyor ve en ufak bir şeyinde hemen yorulup oturuyordu. Bedeni bu hareketsiz yaşamına öyle bir adapte olmuştu ki oturduğu yerden kitap imzalarken bile kendisini yorgun hissediyordu. Ama üzerindeki bu yorgunluk kesinlikle tatlı bir yorgunluktu. İnsanın ruhunu doyuran, onu mutlu eden bir mutluluk...

Masanın üzerindeki ellerinin üzerine koyduğu çenesini kaldırmadan göz kapaklarını araladı ve masasının önünde duran bir çift bacak gördü. İmza saati bitmişti ancak geç kalan bir okuyucu olmalıydı. Başını kaldırıp karşısındaki kişiye baktığında Alparslan ile karşılaştı.

"Alparslan."

"Yazar hanım, imza saatini kaçırdım mı yoksa?"

"Evet, biraz önce bitti."

"Ah, bana bir ayrıcalık tanıyamaz mısınız? İşten yeni çıktım ve hemen buraya geldim." Şifa, cevap vermeden önce ellerini önünde birleştirerek polis üniforması içerisindeki Alparslan'ı süzdü.

"Şimdi size iltimas geçersem diğerlerine karşı adaletsiz davranmış olurum."

Alparslan, bu sözlere karşılık gülümseyerek çevrede gözlerini gezdirdi ve daha sonra Şifa'nın olduğu masaya yaklaşarak ellerini masaya koydu ve Şifa'ya doğru eğildi.

"Şuan benden başka kimse yok. Bence kimse görmeden bir imzanızı alabilirim. Bir de fotoğraf çekilebilirsek eğer çok memnun olurum."

Şifa, Alparslan'ın masanın üzerinde duran kitaplardan birini alıp önüne koyması karşısında sessizce kitabın kapağını açtı.

Sen Benim RomanımsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin