Resimdeki: Beril Özer
Arkadaşlar, hikâyeye başlamadan önce ufak bir şey söylemek istiyorum. Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. Özellikle de yorumlarınız benim için çok değerli. Sizi seviyorum♥ İyi okumalar.
Öğretmenlik mesleğimin yanında yapmak için ek iş arıyordum. Annem ve babama destek olmak istiyordum. Durumumuz o kadar da kötü olmasa da öyle holdingimiz, havuzlu villamız yoktu. Babam Demir Özer dişçi, annem Azra Özer küçük bir butik sahibiydi. Ama durumumuz iyiydi. Küçük kardeşim Emre Özer daha 18 yaşında, çalışma hevesi vardı. Çizimler yapar babamın mimar arkadaşına gösterirdi. Çizimleri de gayet iyi olurdu. Ben ise Beril Özer İngilizce öğretmenliği yapıyorum. Ama haftanın 3 günü dersim olmadığından evde boş bir gün geçiriyorum.
Bu günlerimin boş geçmesini istemeyip hem de bir yararım dokunsun diyerek ek iş aramak için dolaşıyordum. İnternette okuduğum bir ilanda bakıcı ilanı görmüştüm. Neden olmasın diyerek yazan adrese gitmek için bir taksiye bindim. Bizim ev ile arası 10 dakika kadardı. Eve vardığımda taksiye parasını ödeyip indim.
Ev 2 katlı, müstakil bir evdi. Bahçesi çiçeklerle donatılmıştı ve havuzu vardı. Beyaz bir masanın kenarında 4 tane sandalye, 1 tane de şirin mi şirin bebek sandalyesi vardı. Bakacağım bebeğin 1 yaşında olduğunu biliyordum ve kız olduğunu biliyordum. Adı yazmıyordu ilanda. Bahçeye bakınmayı kesip kapıyı çaldım. Kapıyı uzun boylu güzel bir yüz yapısına sahip maviş bir abla açtı. Maviş dememin nedeni gözlerinin mükemmel bir mavi tonunda olmasıydı.
''Merhaba, ne için gelmiştiniz?''
''Ben bakıcılık ilanı için gelmiştim.''
''Buyurun içeri geçin, ben ilan için geldiğinizi haber verip geliyorum.''
Maviş'in geçmem için gösterdiği salona gidip büyük, beyaz koltuğa oturdum. Amerikan mutfak stili kocaman bir salondu. Köşeli koltuğun arkasında siyah beyaz renkleriyle dolu bir mutfak vardı. 2 kapılı salon kapısında uzun boylu güzel bir hanım belirdi. Mavi gözlü, sarı saçlı güzel bir kadındı.
''Merhaba ben Çisil, bakılacak bebeğin annesiyim.''
''Merhaba Çisil hanım. Beril ben de.''
Ayağa kalkıp el sıkıştım. Bana oturmam için işaret yaptı ve kendi de oturdu.
''Anlat bakalım biraz kendini.''
''Ben Beril Özer. Öğretmenlik yapıyorum. İngilizce öğretmeniyim. Haftanın 3 günü dersim olmadığı için aileme yardım amaçlı ek iş arıyordum. Durumumuz kötü değil ama yine de boş oturmaktan çalışmak iyidir diye düşünüyorum.''
''Daha önceden bir deneyimin var mı?''
''Hayır ama kardeşime bakmıştım. Erkek kardeşimi ben büyütmüş sayılırım.''
''Anladım. O zaman 1 hafta deneme süreci yapalım. Kızım 1 yaşında. Adı Rüya. Haftanın hangi günleri dersin yok?''
''Pazartesi, Salı ve Çarşamba. Benim pozisyonumda bir öğretmen daha var. O günlerde benim yerime o derslere giriyor.''
''Peki, o zaman gel seninle kızımı tanıştırayım. Hakkında araştırma yapacağım.''
Çisil hanımı takip ederek merdivenlerden çıktım. 5 tane kapı vardı.
''Koridorun sonundaki kapı, lavabo onun dışındakiler odalar. Rüya benim odamda gel''
Merdivenlerin sağında kalan kapıyı açıp içeri girdik. Sade ama şık bir odaydı. Yatağın üzerinde minnacık bir bebek duruyordu. Emre'den sonra her bebek bana minnacık geliyor. Çok hızlı büyüdüğü için bebekliğinin nasıl geçtiğini anlamadım. Maviş olarak adlandırdığım güzel abla ile oynuyor, kahkahalar atıyordu.
''Beril'cim, bu Derya. Evin ablasıdır. Yemekler ve temizlikte bir numaradır.''
Mavişin adı Derya'ymış demek.
''Derya, bu Beril. Rüya'nın yeni bakıcısı. Deneme sürecinde.''
''Merhaba Beril. Sana yardım edeceğime emin olabilirsin.''
''Teşekkür ederim Derya hanım.''
''Hanımı at. Derya de bana.''
''Peki Derya.''
Gülümsüyordum çünkü ben çok sevmiştim bu aileyi.
''Siz Rüya ile kaynaşın. Çünkü Rüya yabancılara pek kolay alışamıyor. Sen değiştirdiğimiz 3.bakıcısın.''
Sanırım işim biraz zor olacak.
''Peki Çisil hanım''
Derya ve Çisil hanım odadan çıkınca Rüya'nın yanına gittim. Bana uzun uzun baktı. Annesi gibi masmavi gözleri vardı. Bu evdeki herkes mi mavi gözlü ya?
''Merhaba Rüya. Bundan sonra birlikteyiz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...