3.6

11.5K 323 54
                                    

Resimdeki: Özgür Çelik

İnci'den

O an aklımda dolanan binlerce senaryo beni telaşlandırmıştı. Elenora'nın kucağımdan kalkmasına izin verince koşarak evden çıktım. Fernando'ların evine geldiğimde kapıyı kırarcasına yumruklamaya başladım. Peşimden ise herkes gelmişti.

Elenora anahtarı almadan çıkmış olmalıydı. Fernando'nun ailesi ise iş gezisi için İspanya'dalardı. Şu anda evde bulunan tek kişi Fernando olmalıydı.

''Kahrestsin!'' diyerek kapıya bir tekme savurdum. Kapıyı yumruklamaktan ellerimin yan kısmı kıpkırmızı olmuştu.

Kafamı kaldırıp 2 katlı eve baktım. Nasıl içeri girebilirdim?

Buldum!

Yedek anahtarlar!

Nerede olduklarını güç bela hatırlamaya çalıştım. Neredeydi bu anahtarlar? O an aklıma gelmesiyle gülümseyip hızla yedek anahtarlarının yanına koştum. Onları bulup geri geldiğimde ise kapının yanında Julian'ı görmemle gülümsedim. -Julian, İtalya'daki en yakın 'kız' arkadaşım olur.-

''Hey, Fernando iyi mi? Sana geliyordum ama evde göz yaşı döken bir Elenora ile karşılaştım. Elenora öyle bir anlattı ki çok telaş yaptım.''

Hemen Julian'ın önünde duran Elenora'ya baktım. ''Ben de bilmiyorum. Öğreneceğiz Julian.''

Yedek anahtarlar ile kapıyı açınca, anahtarları hızla portmantoya fırlatıp üst kata koştum. Benimle birlikte gelen 6 kişi daha vardı.

Fernando'nun kapısının önüne geldiğimde deli gibi kapıyı yumruklamaya başladım. ''Fernando?! İyi misin?''

Fernando'nun Türkçesi gayet iyiydi. Benim sayemde kolayca öğrenmişti. Bu yüzden aramızdan İtalyanca yerine Türkçe konuşurduk.

İçeriden ses gelmedi. Ben ise daha çok telaş yaptım. ''FERNANDO?!''

Yaklaşık 10 dakika kadar daha kapıyı yumrukladım. En sonunda kapı yavaşça açıldı.

Sadece belinde havlu olan, saçları ıslak ve omuzlarında bir kaç damla su olan Fernonda ifadesiz bir şekilde bana bakmaya başladı. Belli ki duş almıştı.

''İnci sakin ol. Delirdin mi? Kapı kırıldı.''

''SEN BENİ DUYMUYOR MUSUN?''

''Dalmışım. Duymadım.''

Sinirle gözlerimi devirdim. Gözlerimi devirince ise gözüme bir şey takıldı. Fernando'nun kanayan eli.

Gözlerimi büyüterek Fernando'nun eline baktım. O da neye baktığımı anlamış olacak ki elini arkasına sakladı.

''E-Eline ne oldu?''

''Hiçbir şey.''

Derin bir nefes alıp verdim. Ardından sinirle Fernando'yu odaya ittim. Arkamdakilere ise son bir bakış atıp ben de odaya girdim. Ve kimsenin girmesine izin vermeden kapıyı kapatıp, kitledim.

Beril'den

''Çınar ellerini gözümden çeker misin?''

En sonunda Çınar ellerini çekti. Fernando kapıyı açınca -bütün baklava, kas ortadaydı- Çınar gözlerimi kapatmıştı. Aslında parmaklarının arasında küçücük bir ara vardı, ben de oradan azıcık bakmış olabilirim.

Onun dışında Fernando'nun kanayan elini hepimiz görmüştük. İnci'nin ise ne yaptığına anlam verememiştik. Kapıyı kitlemişti.

''Neler olduğunu İnci şimdi öğrenir.'' diyen Fatih abiye baktım. Hepimiz kafa salladık.

Kardeşimin BakıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin