Resimdeki: Azra Özer
Gözlerimi açtığımda soğuk hastane odasında olduğumu fark ettim. Doğrulmaya çalıştım ama kalça kemiğimde bir ağrı vardı. Üstelik başım da ağrıyordu. Ne olduğunu hatırlamaya çalışırken merdivenlerden düştüğümü hatırladım. Tek elimi alnıma koydum. Diğer kolumda serum olduğu için haraket ettiremedim ama kolumdaki serumun bitmek üzere olduğunu gördüm.
"Ya ben ne kadar sakar bir insanım ya!"
Kendi kendime söylenip homurdanırken odanın kapısı açıldı. Ve içeri Çınar bey girdi.
Kahretsin! Ben onun gözlerinin önünde düşmüştüm!"Uyandığında sevindim."
"Üzgünüm."
"Ne için? Ayağın takıldı diye mi? Bunun için özür dilemene gerek yok."
"Şey, saat kaç? Hava kararmış gibi duruyor."
Kolundaki saate bakıp bana döndü.
"Saat akşam 9'a geliyor."
"NE? OLAMAZ!"
"Sakin ol. Niye bu kadar telaş yaptın?"
"Ailemin haber yok. Yani yoktur değil mi? Off bana çok kızacaklar."
"Merdivenlerden düştün Beril. Eminim kızmazlar.
Kafamı tekrar yatağa yasladım. Gözlerimi kapattım. Başıma birden bir ağrı saplanmıştı çünkü. Gözlerimi tekrar açıp kafamı kaldırdım. Ve o zaman ayağımdaki sargıyı fark ettim.
"Ayağıma ne oldu benim?!"
"Bileğin burkulmuş düşerken."
"Offff."
"Bu arada senin geri zekalın yine aramış. Derya söyledi."
"Lanet olsun. Anneme söylememiştim. Emre beni öldürecek. Şey, benim telefonum nerede?"
"Merdivenden düşerken telefonunda düşmüştü, seni kaldırırken yerde kaldı. Yani bizim evde."
Annem Emre'nin dışarı çıkacağını bilmediği için Emre'yi arayıp ona sıkı bir fırça atmış olmalıydı. Ben ise Emre'den sıkı bir fırça yiyecektim. Ama benim şu an Emre'yi aramam lazımdı.
"Çınar bey?"
"Efendim?"
"Rica etsem telefonunuzu kullanabilir miyim?"
Çınar bey kafasını sallayıp cebinden telefonunu çıkardı. Ve bana uzattı.
Hızılca Emre'nin numarasını tuşladım. Ezberimdeydi çünkü onu sürekli aramam gerekirdi ve ben de arkadaşlarımdan arardım.
Telefon bir süre çaldı. Numara kayıtlı olmadığından açıp açmamak arasında geliyordur kesin. Ama en sonunda açardı. Açtı da.
"Alo?"
"Emre benim. Beril."
"ABLA SEN NASIL ANNEME SÖYLEMEZSİN?"
Emre öyle bir bağırmıştı ki telefonu kulağımdan çekmek zorunda kaldım. Sesinden dolayı başımın ağrısı artmıştı.
"Geri zekalı ne bağrıyosun?"
"YA SENİN YÜZÜNDEN ANNEMDEN BİN TANE LAF İŞİTTİM. REZİL OLDUM KIZA!"
"Bir, arayamazdım çünkü baygındım. İki, o lafları işitmeyi göze almak istemeseydin annemi arayıp sen söylerdin. Üç, hangi kız?"
"Ne baygınlığı abla?"
"Sonra anlatırım. Sen sizinkilerle çıkmayacak mıydın?"
"Ya arkadaşın sevgilisi geldi. Çok güzel kızdı. Annem aradı herkesin içinde ya."
"Bana bak geri zekalı.."
"Ya abla tamam. Sen neredesin hem. Annem seni 30 kez aradı. İşe gitmişsin. Hâlâ gelmedin."
"Geliyorum birazdan sen babamın yanında mısın?"
"Evet. Annem sağ olsun fırçalayarak çağırdı beni."
"İyi olmuş sana."
Emre ile Çınar beyin telefonundan konuştuğumuzu unutmuştum. Hızlıca konuşmayı bitirmeye odaklandım.
"Neyse ben geleceğim birazdan. Geç kalmamın nedenini anlatırım."
"Abla bu kimin telefonu?"
"Onu da anlatırım. Hoşçakal."
Bir şey demesine izin vermeden kapattım telefonu. Ve telefonu Çınar beye uzattım.
"Teşekkürler Çınar bey."
"Rica ederim."
"Ben ne zaman çıkabilirim."
"Doktoru çağırayım."
Çınar bey odadan çıkınca kafamı yasladım. Ayağım burkulmuştu, kalça kemiğim ağrıyordu. Ve başım çatlıyordu. Resmen pert olmuştum. Ama umarım bu gece burada kalmam gerektiğini söylemezlerdi.
Bir süre sonra Çınar bey ve doktor odaya girdi.
"Beril hanım, nasıl hissediyorsunuz?"
"Başım çok ağrıyor."
"Düşerken kafanıza sert bir darbe almışsınız. Ağrıması normal. Ama biz bir şey görmedik. Yani ağrı kesici etkisini gösterdiğinde geçecektir."
"Peki ben ne zaman çıkabilirim?"
"Bu gece burada kalmanız gerekiyor. Önlem amaçlı."
Bu olayı annemlerin bilmesini istemiyordum. Ama korktuğum başıma geldi ve hastanede kalmak zorundaydım. Üstelik daha hangi hastanede olduğumu bile bilmiyordum.
Kendi kendime mırıldanmakla yetindim. ''Ne salak, ne sakar kızsın Beril ya.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...