Resimdeki: Fatih Işık
''Abi babam nasıldı?''
Fatih abi bir kaç saat önce İtalya'dan dönmüştü. İnci ise ona durmaksızın sorular sorup duruyordu.
''İyiydi.''
''Peki ne işin vardı da daha uzun kaldın orada?'' Fatih abi derin bir nefes alıp İnci'ye baktı. ''Sana ne?''
''Ya abiğğğğğğ'' diye tuhaf bir ses çıkardı bu sefer İnci. Ne meraklı kız bu!
İnci ve Fatih abi atışırken konuyu dağıtmak istercesine araya girdim. ''Bu akşam Çınar ve Özgür'ü yemeğe mi çağırsak?''
İkisi de bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı. Çünkü gerçekten alakasızdı. İnci bir kaç saniye düşündükten sonra gülümsedi. ''Bence süper olur! Hem bir okul yılını daha geride bırakmanın mutluluğunu kutlarız.''
Bugün okulun son günü olduğundan ve tatile girdiğimizden dolayı gerçekten mutluyduk.
Fatih abi de o an bizi başından sağmak için kafa salladı. ''Olur olur. Bize gelsinler.''
''Tamam abicim. Sen ara o zaman onları, biz de yemek yapalım.''
''Geleceklerine ne kadar da eminsiniz? Ya işleri varsa?'' dedi Fatih abi. İnci tek kaşını kaldırdı. Ardından bana baktı. ''Çınar Beril'le olmak için tüm işlerini iptal eder. Eminim.'' Bense gülümsedim.
Zaten şu anda İncilerde olduğumuzdan anında İnci'yle mutfağa koştuk. Saat pek de erken sayılmazdı. O yüzden acele etmemiz gerekliydi.
Bir kaç saat içinde yemekleri hazırlamıştık. Ben yemek konusunda, İnci ise tatlı ve hamur işleri konusunda iyiydi. Aslında ben de tatlı ve hamur işi yapabiliyordum ama İnci hiçbir şekilde yemek yapmayı beceremezdi. En azından uğraşmazdı.
Biz sofrayı da hazırlamayı bitirdiğimizde kapı çaldı. Gelmişlerdi. Hızla kapıya doğru gittim. Kapıyı dikkatlice açtım. Bu sefer yere yığılan, sarhoş bir Çınar görmeyeceğim için de mutluydum.
''Hoş geldiniz.'' dedim nazikçe. Onlarda gülümseyerek içeri girdiler. Ayakkabılarını çıkartıp içeri geçecekken ise Çınar, Özgür'ün ilerlemesini bekledi. Özgür'ün uzaklaştığından emin olduğunda ise beni kendine çekip sarıldı. Yanağıma da ufak bir öpücük bırakınca gülümsedim.
Ardından biz de içeri geçince hep birlikte balkonda hazırladığımız sofraya oturduk. Ben yemek servisini yaparken İnci de içecekleri dolduruyordu.
Bol sohbetli ve neşeli bir yemeğin ardından İnci tatlıları getirdi. Biz tatlılarımızı yerken Özgür konuştu. ''Barıştığınıza gerçekten sevindim Beril.''
Bende gülümseyerek ona baktım. ''Daha fazla dayanamadım. Bendeki de kalp canım.''
Çınar bir kahkaha attı. ''Sen bir de bana sor. Delirdim resmen. Hele eve girdiğimde evde başka bir bakıcı görmek. O anki ruh hâlimi sana anlatamam.''
Bunu bilmiyordum. Rüya'nın başka bakıcısı mı vardı?
''Rüya'nın yeni bakıcısı kim?'' dedi İnci benden önce davranarak. Bu sefer Özgür girdi araya. ''Genç bir kadın o da. Ama evliymiş.'' Sonra bana döndü. ''Rüya senden sonra biraz zor alıştı ona.''
Buruk bir ifadeyle baktım ona. Tabiki Rüya'nın başka bakıcısı olacaktı. Bunu düşünmemiştim. ''Çok özledim ben boncuğu.''
Çınar bana baktı. ''En kısa zamanda buluştururum ben sizi. Merak etme.'' Neşem anında yerine gelirken gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...