Resimdeki: Beril Özer
Rüya beşiğinde uyumaya devam ederken odasını incelemeye başladım. En sevdiğim renk mor olduğu için bu odaya aşık olmuştum. Mor ve Sarı benim için vazgeçilmezdir. Perdeler bile lila rengi tülden yapılmıştı. Her şey kusursuzdu. Dolabın kapağını açtığımda şirin mi şirin kız kıyafetleri ile karşılaştım. Elime alıp bir kaç tanesine bakındım. Bunlar ciddi anlamda çok güzeldi.
1 saat kadar odayı inceledim. Hikaye kitaplarına baktım. En sevdiğim şey ise odanın manzarası olmuştu. Arka bahçeye bakıyordu. Bir süs havuzu, hamak, barbekü malzemeleri, renkarenk çiçekler.. Hepsi bir arada harika duruyordu. Ön bahçeyi daha önce görmüştüm. Havuz ordaydı ve yemek masası ordaydı. Arka bahçede de yemek masası vardı.
Canım sıkılmaya başlamışken Rüya o mavi gözlerini araladı. Beni gördü ve gülümsemeye başladı. Battaniyesi ile birlikte kucağıma aldım onu. Ben de ona gülümsedim.
Burnuma kötü bir koku gelince Rüya'nın altını değiştirmem gerektiğini anladım. Bu boncuğu bez değiştirme masasına dikkatlice yatırıp altındaki çekmeceden bir bez ve ıslak mendil aldım.
Rüya'nın altını değiştirdikten sonra onu kucağıma aldım ve odadan çıktım. Çok dikkatli bir şekilde merdivenlerden inmeye başladım. Başımıza bir şey gelmeden aşağı indik. Salona geçtiğimde Derya'nın mutfakta kahvaltı hazırladığını gördüm. Mutfak kısmına geçip Rüya'yı mama sandalyesine koydum."Rüya'nın yemeği nerede?"
"Şu üst dolapta, biberon ise şuradaki dolapta."
Derya'nın bahsettiği yerlerden malzemeleri alıp hızlıca mamayı hazırladım.
Rüya'ya bir yandan biberonu içirirken bir yandan Derya ile konuşuyordum."Nasıl düştün Beril?"
"Ayağım takıldı. Ben de anlamadım."
"Allah'tan Çınar evdeymiş. Biliyorsun biz parka gitmiştik. Ayağın acıyor mu?"
"Yok. Yani çok zorlarsam acıyor. Dün başım çok kötüydü, ama geçti. Kalçam da öyle."
"Geçmiş olsun. Biz eve geldiğimizde seni bulamayınca gittin sandık. Ama telefonun yerdeydi. Eşyaların da burdaydı. Çınar'ı aradım. Merdivenlerden yuvarlandı, hastaneye getirdim deyince çok telaş yaptım. Rüya'yı bırakıp gelemedim de. Çisil hanım gelince o da çok korktu. En son Özgür geldi zaten yanına eşyalarını getirmeye. İyi olduğunu söylemişsin ona öyle rahatladık."
"Ben sakar bir insanım malesef."
Rüya'nın yemeği bitince onu kucağıma aldım ve salona geçtim. Bir süre oyun oynadık. Öğle uykusu zamanı geldiğine onu yukarı odasına çıkardım. Beşiğine yatırdım ve bir süre salladım. Nini söylemeye başladım. Boncuk gözlerini yavaş yavaş kapattığında ben de sesimi alçalttım. Tamamen uyuduğuna emin olduğumda bir süre izledim onu. Arkamdan biri fısıltıyla bir şey söylediğinde bir tırsmadım değil.
"Sesin güzelmiş."
Bir anda sustum ve arkamı döndüm. Özgür bey kapıya yaslanmış, bize bakıyordu.
"Teşekkürler."
"Nasıl hissediyorsun?"
"İyi."
Özgür beyle bakışırken birbirimize gülümsemeye başladık. Birden başımın döndüğünü hissettiğimde tek elimle başımı tutup diğer elimle beşikten destek aldım. Özgür bey hızlı adımlarla yanıma gelip kolumdan tuttu.
"Beril iyi misin?"
Başımın dönme nedenini biraz düşündükten sonra aklıma gelince somurttum. Ben hiçbir şey yememiştim. En son 2 veya 3 gün önce yemiştim. Hastaneden çıktıktan sonra 1 kâse patlamış mısır yemiş, bir de bu sabah coco pops yemiştim. Onun dışında açtım.
"Ben bir kaç gündür doğru düzgün bir şey yemiyorum. Açlıktan döndü başım."
"O zaman mutfağa inelim."
Özgür beyin desteği ile mutfağa indim. Derya hızlıca bana bir tabak yemek ısıttı. Tabağı bitirdikten sonra daha iyi hissediyordum.
"Eline sağlık Derya."
"Afiyet olsun Beril'cim."
"Size de teşekkür ederim Özgür bey."
"Rica ederim. Bundan sonra yemek yemeyi unutma. Bu arada beyi kaldırmıştık biz. Özgür'düm ben."
''Ay doğru.''
Üçümüzde gülerken Rüya'nın telsizinden ağlama sesi geldi.
"İzninizle."
Mutfaktan çıkıp Rüya'nın odasına gittim. Boncuğu kucağıma alıp sallayarak salona indim. Onu yürütecine koyunca gülmeye başladı. Zıplayarak el çırpıyordu. Bu tatlı hâlini videoya çekmek istedim. Cebimden telefonumu çıkartıp bu güzelliği çekmeye başladım. Rüya bir şeyler mırıldanıyordu. Bildiğim kadarıyla Rüya daha ilk kelimesini söylememişti. Bir süre videoyu kaydettim. Ama ağzından bir kelime çıkmadı.
Tam videoyu kapatıcakken Rüya'nın ilk kelimesini duydum."Abi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...