Resimdeki: Dilan Uzun
''N'oluyor burada?!'' dedim şaşkınca.
''Bir dakika bir dakika, sen annemi tanıyor musun Beril abla?''
Şaşkın bakışlarımı Dilan'a çevirdim. Yutkundum. ''Evet. Hayır. B-bilmiyorum...''
''Bir karar ver abla. Tanıyor musun? Tanımıyor musun?'' Bu kez bakışlarım Emre'ye kaydı. Ardından üzgünce ''Tanıyorum.'' dedim.
''Neden tanıyordun da bana söylemedin?!''
''Bilmiyorum.''
''Beril abla, annemi benden neden sakladın?!!''
Ben ne cevap vereceğimi bilemezken Derya konuşmaya başladı. ''Dilan gitme üstüne Beril'in. Ben söyledim ona, sana söylememesi gerektiğini.''
''İyi de neden?''
''Çünkü sana ben söylemek istiyordum. Hani dedim ya, ben hep bugünü bekledim diye. Sana ben söyledim. Annen olduğumu canlı olarak benden öğrendin.'' Derya ayaklanıp yanımıza geldi.
O sırada Emre, ''Peki siz birbirinizi nereden tanıyorsunuz?''
''Ben bir evde çalışıyorum. Evin bütün işlerini ben yapıyorum. Beril de o evin sahiplerinin küçük kız çocuğuna bakıyordu.''
''Ne yani? Özgür ve Çınar abinin evinde mi çalışıyordun bunca zamandır? Bizim hiçbir şeyden haberimiz yokmuş ya!''
''Aynen öyle Emre'cim.''
Derya ise güldü. ''Siz Çınar ve Özgür'ü tanıyorsunuz demek.''
Emre gülümseyerek kafa salladı.
Bense üzgünce Dilan'a bakıyordum. En sonunda Derya ''Ben artık gideyim. Hem siz de benim yüzümden okuldan geri kaldınız. Herkesi telaşlandırmışsınız.'' diyerek çıkışa yöneldi. Biz de peşinden ilerledik.
Dış kapıya geldiğimizde Derya'ya sarıldım. Kızına kavuşmuştu sanırım. Hiçbir şeyden haberim yoktu ama öğrenecektim. Emre ile de sarıldılar. Dilan'la ise uzun uzun bakışıp sarıldılar. Derya kapıdan çıkıp asansöre ilerlediğinde Dilan mutlu bir sesle Derya'ya seslendi.
''Hoşçakal, anne...''
.....
''Derhal karşıma geçiyorsunuz ve bugün ne oldu, ne bitti anlatıyorsunuz!''
''Tamam abla, sakin ol. Anlatacağız.''
''Sakin falan olamam. Delirdim anlıyor musunuz? Neden telefonlarınız kapalıydı?''
''Annemle konuşurken kimse rahatsız etmesin istedim.'' dedi Dilan üzgün bir sesle.
Derin bir nefes aldım. ''En başından başlayın, lütfen.''
Dilan'dan
''Emre okula geç kalıyoruz acele etsene biraz!''
''Tamam sevgilim, bir saniye.'' Emre ayakkabılarını en sonunda ayağına geçirdiğinde asansöre yöneldik. Apartmandan çıktığımızda ise mis gibi bir yaz havası bizi karşıladı.
Birlikte derslerle ilgili bir kaç parça bir şey konuşarak okula gidiyorduk. Sonuçta seneye sınavımız vardı ve bu yıl bitmişti.
Okulun yakınlarına geldiğimizde ise tiz bir kadın sesi doldurdu kulaklarımızı. Biri bana seslenmişti. ''Dilan...''
Kim bana seslenmiş olabilirdi ki? Yavaşça arkamı döndüm. İşte o an dona kaldım. Annem... Annemdi bana seslenen.
Emre de benimle aynı hâldeydi. İkimizde ağzımız açık 'anneme' bakıyorduk. Sonra o yavaşça bize yaklaştı. Sanki ağır çekimde geliyordu yanımıza. Tam önümde durduğunda ise gözlerimi bile kırpmadan annemi seyrediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...