Resimdeki: İnci Işık (Bu kız aslında doğal sarışın değil biliyorum. Ama sanki doğuştan sarışınmış gibi hayal ettim ben. Yani İnci doğal sarışın skshzngsnsb)
Yerde yatan Fatih abi ile kaç dakika bakıştık bilmiyorum. Ama en sonunda hepimiz kendimize geldiğimizde İnci koşarak Fatih abinin yanına gidip çömeldi. "Abi!" diyerek haykırırken ben de İnci'nin ardından yere çömeldim.
Fatih abinin elinde telefon vardı. Sanırım telefonla konuşuyordu.
Çınar ve Özgür de yanımıza geldiğinde o an dördümüzün de fark ettiği şey ile yutkunduk.
Fatih abinin, başı kanıyordu...
.....
"Ne demek dördünüzü de hasta odasına alamam?! Alırsın.''
"Beyfendi lütfen zorluk çıkarmayın. Aynı anda şu anda dört kişiyi odaya sokamam."
Fatih abiyi hastaneye getirmiştik. Aradan 1 gün geçmişti. Fatih abinin her an uyanabileceğini söylemişlerdi. Şu anda ise sadece odaya 1 kişiyi, 4 kişiyi birden alamayacağını söyleyen hemşireye çemkiren bir Özgür vardı karşımızda.
Özgür birden cüzdanını çıkartıp etrafa bakındı. Katta görünürde kimse yoktu. Cüzdandan bir 100tl çıkartıp hemşireye uzattı.
"Bizi odaya sok."
Kadın paraya bakıp eline aldı. "Tabiki. Bir saniye lütfen." Kadın uzaklaşırken arkasından bakakaldık. İnci ise söylenmeye başlamıştı.
"Ulan şu hemşireye bak. Bunlara para verseler git şu adamı öldür dese bir düşman, gider öldürürler hastane odasında. Ne mal insanlar var ya."
Az sonra hemşire bizi odaya soktu. Hemşire de çıkınca hepimiz yatağın etrafına üşüştük. İnci ise abisinin yatağının hemen yanındaki sandalyeyi alıp Fatih abinin yüzünü görebilecek şekilde koyup oturdu.
İnci ağlamaklı bir sesle "Abi.. Abim.. Uyan artık.. Baş belan geldi." Buruk bir gülümseme ile gülümsedi.
"Sarı papatyan, deli kardeşin geldi.." Hafif kıkırdayıp tekrar buruk gülümsemeye teslim etti mimiklerini.
"Mavi gözlü meleğin geldi." Elini uzatıp abisinin elinin üzerine koydu.
"İlk aşkın geldi.. 'Kimselere vermem ben papatyamı' dediğin kardeşin geldi." Uzanıp yanağına bir buse kondurdu.
"Uyan be abi.. Üzme beni daha fazla. Hani ben üzülürsem bu dünya'yı yakardın? Çok üzülüyorum abi. Uyan lütfen." Gözlerini yumdu. Bir damla göz yaşı firar etti güzel gözlerinden.
Ben? Ben ağlıyordum. Sessiz sessiz. Kafamı Özgür ve Çınar'a çevirdiğimde ikisininde gözlerinin dolduğunu gördüm.
"Abi.. Eğer şimdi uyanırsan, sana söz veriyorum senden aldığım uğurlu tişörtünü geri vereceğim." Üzgün bir kahkaha attı.
"Hani şu senden zorla aldığım siyah olanı. Benden alma diye odamda ölümüne sakladığım tişörtü söz geri vereceğim." Elini uzatıp yanağına koydu.
"Sen uyan, ben sana ellerimle tekrar sarma da sararım." Yanağını okşadı.
"Hemde incecik, kalem gibi olanlardan.. Hani sen çok beğenmiştin. Ben de üşenip tekrar yapmamıştım ya, yaparım. Senin için her şeyi yaparım."
İnci abisinin karnına doğru yatıp kafasını yumdu. Bende gözlerimi kapattım. Gözlerimden akan yaşlar zaten görüntüyü bulanıklaştırmıştı.
Gözlerimi tekrar araladım. İnci hâlâ aynı şekilde duruyordu. Tam o sırada Fatih abinin mavi gözlerini araladığını görür gibi oldum. Ama sanırım yanılmıştım. Hep hu buğulu gözlerden. Yanılttı beni. Heyecanlanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...