Resimdeki: Çınar Çelik
''Oh be sonunda.'' Uçaktan yeni inmiştik. Saat sabahın 6'sıydı ve biz Türkiye'ye yeni gelmiştik. Giderken dönüşü düşünmediğimizden biletleri son anda bulmuştuk, bu yüzden de geç kalmıştık. Üstüne üstlük bugün pazartesi. Okula gitmemiz gerekli. Geçen hafta, okulun son haftaları olduğu için rahatça izin alabilmiştik. Bu cuma da karne dağıtılacaktı. Yaz tatiline giriyorduk sonunda.
Bavullarımızı aldıktan sonra çıkışa yöneldik. Fatih abi bizimle gelmemişti. İşleri varmış. Biz de Çınar ve Özgür'le dönmüştük.
''Taksi nereden bulacağız biz şimdi?''
''Bilmiyorum İnci.'' Biz söylenirken Özgür ''Ne taksisi? Biz sizi eve bırakırız. Araba otoparkta.''
''Valla hayır diyemeyeceğim Özgür'cüm.'' dedim sakin bir ses tonunda.
......
Evin önüne geldiğimizde onlara veda edip arabadan indik. Özgür ve Çınar'ın yardımıyla da bagajdan bavulları çıkardık.
''Hoşçakalın.'' dedik İnci ile aynı anda. Onlarda ''Görüşürüz.'' deyip arabaya bindiler. Araba sokağın başından dönerken İnci'ye döndüm.
''Saat 7. Ben bir duş alıp çıkacağım.''
''Ben de öyle. Uyumak için zamanımız yok. Bu çok acı verici.''
''Katılıyorum. Allah'tan uçakta uyuduk. Yoksa yarın ölü gibi gezerdik vallaha.''
Kıkırdayarak birbirimize veda ettik. Ardından o evine girdi. Onun ardından ben de demir kapıya yöneldim. Anahtarlarımı çıkartıp apartmana girdim.
Sessiz olmaya özen göstererek asansöre bindim. Kata çıkınca ise aynı sessizlikte eve girdim.
Kapıyı sessizce kapatıp arkamdan kitledim. Bavulumla hiç uğraşamazdım. Onu ayakkabı dolabının yanına bırakarak merdivenlere doğru ilerledim. Ta ki salondaki gölgelere gözüm çarpana dek.
Salona yavaşça girdiğimde annemle babamın koltuklarda oturduğunu gördüm. Ben onların uyuyor olmasını beklerken, ikisi de uyanıktı.
''Beni mi bekliyordunuz?'' dedim yumuşak bir sesle. Annem beni görünce ayağa kalktı. ''Annem.''
Yanıma gelerek bana sarıldı. Ardından babam da aynısını yaptı.
''Ulaş iyi değil mi? Sormuştum biliyorum ama olsun.''
''İyi babacığım. Hatta çok iyi.''
''Özledik seni be yavrum.'' dedi annem tekrar sarılarak. Güldüm. ''Anneciğim alt tarafı 4 gün yoktum.''
''4 gün deyip geçme. Bir annenin evladını özlemesi için yeterli bir süre.''
''Zaten şu dört gün boyunca hiçbir akşam en az yarım saat konuşmadık anne. Özlemen normal.''
''Sus bakayım, anneye cevap verme. Ben ne diyorsam o. Özlediysem özledim.''
''Tamam annem sakin ol. Özledin.''
''Sen beni özlemedin mi yoksa?!'' Annem mavi gözlerini büyüterek bana baktı. Ben ise sessizce kahkaha attım. ''Saçmalama anne ya. Özlemez olur muyum hiç?''
Üçümüz de gülümsedik. ''Emre ve Dilan nerede?''
''Uyuyor onlar. Yarın okul biliyorsun. He Dilan senin odanda uyuyor yavrum. Bilgin olsun.''
''Tamam tamam sorun değil. Ben bir duş alıp çıkacağım zaten. Okula gitmeliyim.''
''Tamam kızım. Biz de babanla sen geleceksin diye erken kalktık. Hazırlanıp çıkarız birazdan.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Novela JuvenilKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...