Resimdeki: Emre Özer
Gün içerisinde ne Çisil hanımı ne de Derya'yı gördüm. Rüya uyandıktan sonra oyun oynadık. Evde yalnızdık yani. Çınar bey de bir süre sonra çıkmıştı. Çıkış saatime yakın eve Özgür geldi. Bir süre üçümüz oyun oynadık. Çıkış saatimde Rüya'yı, Özgür'e bırakıp çıktım. Taksiyle gitmek yerine yürüyerek gitmeyi tercih ettim. Yolumu 20 dakika uzatmıştım ama hava almaya ihtiyacım vardı.
Beni arayan kişinin kim olduğunu merak ediyordum. Derin düşünceler ile adım atıyordum kaldırıma. Her adımımda daha da korkuyordum. Sanki intikama daha da yaklaşırcasına atıyordum adımlarımı. İçimi ürperten korku beni bir alışveriş merkezinin bahçesine getirmişti. Kalbimin sesini dinleyip içeri girdim. Boş boş gezdim AVM'nin koridorlarında. Mağaza vitrinindeki rengarenk kıyafetler bile beni mutlu etmiyordu. Büyük bir sıkıntı vardı içimde.
Daha fazla kalbimin ağrısına dayanamadım. Çareyi Emre'yi aramakta buldum. Emre beni en üzüntülü anlarımda bile mutlu ederdi. O ne ince, ne de kalın olan sesi benim kulağıma ninni gibi gelirdi. Rahatlatırdı zihnimi.
Telefondan Geri zekalımı tuşladığımda telefon bir süre çaldı. Ama açan olmadı. Tekrar aradım ve tekrar. Üçünde de çaldı ve kapandı telefon. Ardından Dilan'ı aradım. Aynısı onda da oldu. Çaldı ve kapandı. Merak duygusu tüm bedenime hücum ederken herkesin AVM'nin bahçesine koştuğunu gördüm. Kimisi çığlık atarak içeri giriyordu, kimisi meraklı gözlerle etrafına bakınarak dışarı çıkıyordu.
Merakla insan kalabalığının içine daldım. Dışarı çıktığımda tam bir kaos gördüm. Bir insan kalabalığı, onun önünde polisler.. Silahlarını doğrultmuşlardı. Bir ara insan seslerinin arasından Emre'nin sesini işittim. İnsanları yarıp olaya yaklaşmak ince olduğum için kolay olmuştu. Herkesin önüne geçtiğimde birkaç polisin tutmayı çalıştığı kişiyi görmemle şok oldum.
Emre..
Bağrıyordu. Polisler bıraksa fırlayacaktı. Kafamı çevirdiğimde gördüğüm manzara ile gözlerim karardı.
Dilan.. Bir adam.. Silah mıydı o?
Kalabalığın uzağında bir adam kolları ile sarmıştı kızın zayıf bedenini. Diğer elinde silah, kafasına dayanmıştı.
Tutunacak bir yer aradım. Bayılacağımı düşündüm ilk. Ama sonra biri kolumdan tuttu. Beni tutan kişiye çevirdim korkulu bakışlarımı.
Serdar..
Eski sevgilim. Polis olan eski sevgilim.
"Beril iyi misin?"
Önce algılayamadığım ne dediğini. Önce duruşumu dikleştirdim ve bir çırpıda kurtuldum kolumu tutan elinden. Serdar iyi çocuktu. Bana hiçbir zaman bir yanlışı olamamıştı. Yürümediğine karar verip ayrılmıştık zaten. Ama o an ne Serdar'ı ne de geçmişi düşünebilecek bir haldeydim. Koşarak Emre'nin yanına gittim.
"EMRE! NE OLUYOR BURDA?!"
"ABLA!! YARDIM ET! DİLANN!"
Kafamı tekrar olayın olduğu yere çevirdim. Dilan ağlıyordu. Titrediğini burdan görebiliyordum.
"Emre, sakin ol ve bana neler olduğunu anlat."
"Dilan için geldik buraya. Daha giremeden bir adam yakaladı. İntikam diyerek."
İntikam.. Bu kelime kulaklarımda çınlınıyordu.
"Zaten bir adam beni aramıştı. İntikamımı alacağım diye. Ablasının intikamı mı neymiş? Abla bir şey yap lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...