Resimdeki: Berke Eroğlu
EY İLHAM, NEREDEYSEN BANA DA BİR UĞRA N'OLUR!
Uzun hatta çok uzun bir zaman geçti, biliyorum. Ama LGS'ydi, tercihti, telaştı, azarlanmaydı, moral bozukluğuydu falan derken hiçbir şey yazamadım. Aklımı toparlamaya çalışıyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizi seviyorum.♥
Şöyle kısa bir özet geçeyim:
Beril ve Çınar barışıp, tekrar sevgili olmuşlardı. Ayrıca İnci ve Özgür de sevgili olmuşlardı. Fatih abi evlenmişti. İnci bunu öğrenmişti. Berke, Beril ve İnci'nin çocukluk arkadaşıydı. Hani şu bir trafik kazasında kaybettikleri arkadaşları vardı ya, onun kadar yakın bir arkadaşlarıydı.
Geçen bölümden:
''N'oldu?''
''Özgür beyimiz asistan kızımızla pek bir samimiydi bugün.''
Gözlerimi devirdim. ''Saçmalama İnci.''
''Ya hayır. O anlamda değil. Kız, Özgür'ün içine düşecek, Özgür'ün haberi yok!''
''Evet, kesinlikle anlıyor- AAAAAAAA''
''NOLDU BE?!''
Şaşkınlığımı çığlık atarak dile getirmiştim. Şaşkınlığımın sebebi ise İncilerin binasının önünde, Fatih abinin yanında hem Melis ablayı, hem de Berke'yi görmemdi. Onlar buradaydılar. Berke... O tekrar bizim yanımızdaydı.
İnci de benim çığlık atarak baktığım yere bakmaya başlamıştı. Bir süre Berke'ye öylece bakmaya devam ettik. O henüz bizi fark etmemişti.
Sonra durduk ve İnci'yle bakışmaya başladık. Ardından kafamızı yavaşça tekrardan Berke'ye çevirdik. Sonra ne mi oldu? Berke'nin gözleri de bizi buldu. O da derin bir nefes alarak bize şaşkın gözlerle bakmaya başladı.
O an hepimizin tek bir isteği vardı. Birbirimize sarılmak.
Sonra koştuk. İnci ve ben 'Berke' diye bağırarak koştuk Berke'ye doğru. O da bize doğru koştu. 'Kızlar' diye bağırarak koştu.
Ortada buluştuğumuzda sanki aramıza yıllar girmemiş gibi sarıldık. Hiçbir soğukluk olmadan, darılmışlık olmadan, eski samimiyetimizle sarıldık birbirimize. Onu o kadar çok özlemiştik ki gözyaşlarımızı durduramadık. Tamamen onu görmenin verdiği mutluluktan ağlıyorduk. Sonuçta ona doğru düzgün bir veda bile edememiştik.
Sarılmamızı bitirip ayrıldığımızda hiçbir şey söyleyemedi kimse. Derin bir sessizlik olmuştu. Biz İnci'yle sessiz sessiz gözyaşı dökerken Berke'nin de gözlerinin dolu olduğunu gördüm.
Bir süre sonra bu bakışmanın anlamsız olduğunu fark edip sessizliği bozan Berke olmuştu.
''Sizi o kadar çok özlemişim ki.''
''Biz de seni çok özledik.'' dedi İnci gözyaşları arasından.
''Tamam, ağlamayın artık. Dayanamıyorum ben sizin ağlamanıza.''
Gülümsedim. O sırada arkada Melis abla ve Fatih abi de bize gülümseyerek bakıyorlardı.
''Melis abla.'' diyerek bu sefer de onun yanına gidip sarıldık.
''Kızlar siz ne kadar büyümüşsünüz böyle.''
İnci'yle gülümsemeye devam ettik.
''Ee kapıda kaldık. Hadi yukarı çıkalım.'' Fatih abinin dediği şey mantıklı olunca hepimiz apartmana girip eve çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Bakıcısı
Teen FictionKapı durmaksızın çalarken yerimden zorla ayağa kalktım. Kapıya yaklaşıp, kapıyı açtım. Kapıyı açmam ile yere doğru bir adet Çınar yığıldı. "Çınar?!" "B-Beril.." Yere hızla çömeldim. Yoğun alkol kokusu burnumu doldurunca yüzümü ekşittim. "Çınar sen i...