Keyifli Okumalar 💞
+20 yorum sınırı var arkadaşlar
Lütfen yorum ve vote atarak bize destek olun.Yoongi'nin Anlatımından;
Kollarımdaki bedeni bir kez daha öpüp önümdeki harika hazırlanmış sofradan bir zeytin daha attım ağzıma. Sabah sekiz gibi gelmiştik eve ve geldiğimizde Jimin, Min Hee ve Yun tarafından hazırlanmış harika bir sofraya oturmuştuk. Minik kızım gece olanları başta idrak edememiş, ettiğinde ise geceyi ikiliye zehir etmişti ama şuan fazla uslu bir şekilde kucağımda oturuyordu.
Beline sardığım elimi, elleri ile sıkıca tutarak ona ne versem sessize yiyordu. Onu yurtta tek başına bıraktığım için onda oluşan korku ile bunu yapıyordu. Yetimhanede de böyle olmuştu sadece beni seyretmiş, yediği yemekle ilgilenmemişti. Ona bunu yaşattığım için hep nefret edecektim kendimden. Benden her uzak kaldığında bunu yaşayacaktı.
"O kadar kötü değildi hyung." dedi Jimin. "Ya da Min Hee olduğundan bana daha kolay geldi." diye devam etti ve Min Hee'ye gözlerini yok olana kadar gülümsedi.
"Teşekkür ederim Min Hee." dedim bende. Ona fazlasıyla minnettardım. "Yun çok mu üzdün ablayı?" dedim. Bir tepki vermeden beni izliyor elimi hala sıkıca tutuyordu. Onun sessizce izlemesi beni üzüyor ve sinirlendiriyordu. Onu yeniden eski haline getirmek istiyordum.
"Yun?" dedim yeniden. Kafamı eğmiş ona bakıyordum. "Baba işteydi ve geldi." dedim. Somurtmuş olduğu suratını bu sefer bozup bana aşık olduğum gülümsemesini sundu. Sanki beni anlamış gibiydi ama hala sessizdi. Kafasını göğsüme yasladı. Gülüşü suratından silinmemişti ancak korkusu çok belliydi.
Pamuktan bile daha yumuşak siyah tutamlarını öperken tüm içimi onun kokusuyla doldurdum. Ne güzel bir kokuydu bu böyle. Burnumun ondan uzakta kaldığımda neden sızladığını şimdi daha iyi anlıyordum.
"Haksızlık ama bu minik tüm gece şaklabanlık yapmaktan ölecektim ben." dedi Yun'a bakarken Jimin. "Min Hee ablanla ağlamaman için her şeyi yaptık ama yinede ağladın." diye devam etti. Yun kafasını göğsümden kaldırmadan gülerek dediklerini dinliyordu. Normalde o da ona karşılık kendince bir şeyler derdi ama sadece gülmeyi seçmişti.
"Babana da ağlasana ne bu haller? Kıskanıyorum ama." dedi ben dayanamayıp dediğine kahkaha attığımda Yun'un kafası sallandı ve kafasını bana kaldırdı. Benim kahkahama onun tiz kahkahası karışınca herkes gülmeye başladı.
Onun tiz kahkahası kulaklarıma ulaştığında, bu sesin bir kez daha ne kadar güzel ve özel olduğunu anladım. İki kolumla onu sımsıkı sardım, hala gülerken o. Ne kadar sıksamda az gelecekti sanki. Sarılışıma gülüşünü arttırarak cevap verdi.
"Eee, diğerleri nerede?" dedi hepimiz sakinleştikten sonra Jin Hyung.
"Ben önden geldim onlarda işlerini halledip Bangtan'a gitmişler." dedi Jimin bir yandan da tabağındakileri yemeyi ihmal etmiyordu. "Siz?"
"Değişim yaptık geldik işte." dedi Jin Hyung. Jimin sadece yemeğe odaklanmışken, Min Hee hiç bir zaman anlamadığı ama tehlikeli işler yaptığımızı bildiği için onları pür dikkat dinliyordu. Yun bile dikkatle dinliyordu.
"Bugün bir iş var mı hyung?" dedi Jimin bu seferde.
"Hayır yok ama olsa da bugün bu masadakiler bence dinlenmeyi haketti." dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mercy | MYG
FanfictionKüçük kızını her türlü beladan uzak tutan baba Min Yoongi hikayesidir. Aşırı sevimliliğin yanında birde; -Kan -Şiddet İçermektedir. Rahatsız Olacaklar Lütfen Okumasın!