Bölüm 41

752 50 100
                                    

Yorumlarınızı ve votelarınızı esirgemeyin bizden :(

Keyifli Okumalar ⚡️

Saat kaçtı? Ya da güneş doğmuş mu doğmamış mıydı? Şuan kimin umrundaydı? Hei, kanlar içinde kalan Jungkook'u zorda olsa eve taşıyabilmiş koltuğa yatırmıştı. Suratında ki kanları az da olsa temizlemişti ama sanki Hei'ye inat o temizledikçe yeniden kanıyorlardı. Sürekli kanayan burnuna bi pamuk bastırıp ayağa kalkmış ardından zorla çantasından bulduğu telefonuyla ağlayarak Taehyung'u aramıştı. Bu sırada barda olan Namjoon, Seokjin ve Hoseok'ta Taehyunga gelen telefon sayesinde Jungkook'un başına gelenleri öğrenmiş hemen telaşla arkadaşlarının yanına gitmişlerdi.

Jimin bu sırada Min Hee ile evindeydi. Yoongi de Yunla birlikte evinde olduğu için onlara yolda haber vermişlerdi. Jimin, duyduğu gibi gitmek için ayaklanmış ancak Min Hee'nin soruları karşısında cevapsız kalan Jimin onunla birlikte Jungkook'un yanına gitmeye karar vermişlerdi.

Jimin yeniden kendini kötü hissetmeye başlamıştı. Hep böyle oluyordu. Kendine bir şey olması sorun değildi ama çocuklardan birine bir şeyler olması ve olurken yanında olmaması bunun yanında neler olduğunu da bilmemesi ile fazlasıyla geriliyordu. Gerginliğini ise önceden hep sinir yoluyla dışa aktaran Jimin şimdi eskisi gibi sinirini atmak için adam dövemez ya da ortalığı dağıtamazdı artık eskisi gibi serseri olan yönünü en azından yanında Min Hee varken yapamazdı.

Min Hee'ye zarar vermemek veyahut onun kalbini kırmamak için susmayı ve tüm yol boyunca direksiyonu sıkması ile törpülemeye çalışmıştı.

Jungkook'un evine vardıklarında kapıyı açan Hei olmuştu. Onu ağlayarak gören Jimin tabi böylelikle daha da stres yapmış ve Min Hee'nin elini bırakarak hızla içeri girmişti. İçeri girdiğinde büyük köşeli koltuğun sağına Jin'i soluna ise Taehyung alıp oturan Jungkook'u görmek içine bir nebze su serpmişti. Anında onlara doğru yürümüş ve ayakta duran Namjoon ve Hoseok ikilisinin yanına geçip oturanlara tepeden bakmıştı.

"Kimin yaptığını cidden söylemeyecek misin Jungkook?" Jungkook kafasını kaldırıp burnundan akan kana pamuk bastırarak tam önünde duran Namjoon'a bakınca ondan önce Jimin konuştu.

"Ne olmuş?" Dedi hemen elini Jungkook'un kafasına götürmüş sağa sola çevirerek neresinde ne yarası var diye bakmıştı. Hoseok, Jungkook'tan önce davranıp hemen Jimin'i yanıtladı.

"Hei, evin önünden hızla giden üç araba görmüş arabalar gittikten sonrada yerde yatan biri olduğunu farketmiş koşup geldiğinde bizim ki olduğunu görmüş sonra başlamış ikisi de ağlamaya-" olayın ciddiyetinden çıktığını anladığı için "Düzgünce anlatsana hyung" Diyerek kafasına vurup Hoseok'u susturmuştu Jimin. Aslında Hoseok dalgaya alıp şaka yapmıştı ama anlattığı doğruydu ikisi de birbirlerini görünce ağlamaya başlamışlardı ama diğerlerinin bunu bilmesine gerek yoktu.

"Ee konuşun artık kimlermiş?" diye devam etti Jimin. Stresini bir yerden çıkartmak istercesine tek ayağını ritmik bir şekilde yere vuruyordu. Sevgilisinin yaşadığı stresi anlayan Min Hee arkada sessizce durmaktan vazgeçip stres küpü Jimin'in yanına gidip elini tutup başını omzuna yaslamıştı. Min Hee'yi yanında hissettiği anda birazda olsa sakinleşen Jimin elini daha da sıkı tutmaya başlamıştı sanki onun yanında olduğu için Min Hee'ye teşekkür ediyordu.

"İşte bizde bunu merak ediyoruz?" diye sinirle Jungkook'a bakan Jin onu yanıtlamıştı.

"Hyung bilmiyorum dedim ya. Sıradan sokak serserileriydi işte." Jungkook bunları derken elini bıkkınla saçından geçirmek istemişti fakat koluna aldığı darbe ile kolunu yarı yolda acı ile tekrar indirmek zorunda kalmıştı.

Mercy | MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin