Eski günlerimi özleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Bütün günümü onların hayalleri ile geçirdiğim günleri. Şimdi oturmuş o zamanlar gibi hissetmeye çalışıyordum. Sabah Matt, Cam ve Nash videolarını izlemiştim. Şimdi ise Jack G'ye beni takip etmesi için tweet atıyordum. Ama olmuyordu. Eski günler gibi hissedemiyordum. Shawn ile 2 gündür konuşmamıştık. Aramasını bekliyordum. Bazen telefonuma odaklanmış şekilde dakikalarca kalabiliyordum. Kalbim kırılmıştı ve Shawn'da kırdığını biliyordu ancak aramıyordu. Bazen onu aramak istiyordum ama sonra gururum buna müsade etmiyordu. O Shawn Mendes olabilirdi ama ben de Carly Lawrence'tım.
Sarah ile bu konuyu konuşmuştum. Hatta ağlamıştım da. O Shawn'ın beni arayacağını söylüyordu. Öyle olmasını ummaktan başka yapabilecek birşeyim yoktu. O gece olanalrı düşünüyordum. Yanlış anlayabilirdi ancak bana bu kadar kaba davranması gerekmezdi. Keşke dinleseydin beni Shawn.
***
İlk defa evde bunalmıştım. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Bilgisayarım bile bana huzur vermiyordu. Kısacası Allah belamı vermişti. Belki alışveriş yapmak bana iyi gelir dedim. Bi kaç saat klasik kızlar gibi davranmaya karar verdim ve bir alışveriş merkezine gittim. Mağazalara girdiğim de bi kaç elbise deniyordum. Beğendiğimi alıyor ve annemin kredi kartından çekiyordum. Annemin kızmayacağını biliyordum. Çünkü şuan onun hayallerindeki kızı canlandırıyordum. İhtiyacım olmadığı halde spor ayakkabısıda almıştım. Sonra bir çorapçıya girip nerede rengarenk çorap varsa bütün hepsini toplamıştım. Araya bi kaç tanede erkek çorabı atmıştım. Shawn'ı ilk gördüğüm yerde yüzüne fırlatacaktım.
Ellerim poşetlerle o kadar çok dolmuştu ki dengede durmaya zorlanıyordum. Bir poşetin yırtılmak üzereydi ve eğilip ona baktım. Bir yandan da yürüyordum. Dıırrkkkşş. Kafamı bir yere çarptım ve ayakta tutmaya çalıştığım dengem benimle birlikte yeri boyladı. Poşetler yüzüme yayılmıştı. Önümü göremiyordum. Ben onlardan kurtulmaya çalışırken biri de bana yardım ediyordu. Yüzümdeki son poşeti çeker çekmez şok geçirip poşeti geri kapattım.
"Seni gördüm, saklanma." dedi. Poşeti yüzümden çaresizce çektim.
"Rezilim." diyip dağılmış eşyalarımı toplamaya başladım. Jack G'de bana yardım ediyordu.
"Nasıl beni görmessin?" dedi. Gülüyordu. Omuzlarımı bilmiyorum manasında yukarı kaldırdım. Sonunda poşetleri toparladık.
"Shawn burada mı?" dedi. Ona öldürücü bakışlar atmaya başladım.
"Ne Shawn'ı ya? Shawn falan yok." diyip hızlı hızlı yürümeye başladım. Jack ise arkamdan geliyordu.
"Neler oluyor Ca--" sözlerini yarıda kesmeyi başarmıştım. Çünkü ayağım poşetlerime dolaşmıştı ve bir kez daha yeri boylamıştım. Jack koşarak yanıma geldi. Aldığım bütün çoraplar yerlere saçılmıştı. İnsanlar garip garip bana bakıyordu. Jack yere eğildi.
"İyi misin?" dedi. Çevreme baktım. Kendimi çaresiz hissettim.
"İyi değilim anlıyor musun? Hem de hiç iyi değilim." dedim. Ağlamaya başlamıştım. Kendime o kadar çok kızıyordum ki. Ayda yılda bir ağlayan ben hergün ağlamaya başlamıştım. Jack şaşırdı. Haklıydı çocuk.
"Hey neden ağlıyorsun ? Ahh Carly ayağa kalktı bir yerde adam akıllı oturup konuşalım." dedi. Tekrar eşyalarıı toplamama yardım etti. Çorapların hepsini kendim topladım. Jack neden bu kadar çok aldığımı sorduğumda sonra anlatacağımı söyledim.
Jack G siparişleri verdikten sonra bana döndü.
"Neler oluyor Carly?" dedi. Jack'e baktım, garsona baktım, pastalara baktım, tekrar Jack'e baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
life of the party // shawn mendes
Fanfiction"Messi mi Ronaldo mu?" dedi. Kahkaha atmıştım. "Ah hadi ama bi çok kız Ronaldo hayranı. Sadece merak ettim." "Pekala. Kesinlikle Messi." dedim. Hala gülüyorduk. "Neden?" "Çünkü Messi ve Ronaldo futbolcu değilde aynı okula giden arkadaş olsalar, Rona...