Derinlerden gelen telefon sesi beynimi uyanması için zorluyordu. Gözlerimi hafif araladığımda dışarının hala karanlık olduğu fakettim. Telefonuma uzandım. Shawn'da sesten etkilenmiş olmalı ki hareket ediyordu.
Telefonu elime aldığımda arayanın Cody olduğunu gördüm. Saat 2'de aramasının sebebi neydi ki?
"Tanrı aşkına neler oluyor Cody?" diyerek açtım telefonu.
"Üzgünüm Carly, ancak şimdi havaalanındayım ve 1 saat sonra uçak kalkacak. Sadece sana hoşçakal demek için aramıştım." dedi. Algılamakta zorlanmıştım.
"Ne-nasıl ?"
"1 hafta önceden biletimi almıştım Carly ancak sana söylemedim. Sadece veda etmek istemiyorum. Çünkü bu veda değil. Tekrar geleceğim." dedi.
"Hemen oraya geliyorum." dedim. Shawn da uyanmıştı.
"Gerek yok Carly, inan bana."
"Kapa çeneni. Aniden gidişinin hesabını gelince soracağım. Ben gelmeden hiç bir yere gitme." dedim ve telefonu kapatıım.
Shawn dirseklerinden destek alarak oturur pozisyona geldi.
"Neler oluyor Carly?"
"Cody gidiyormuş." dedim. "Havaalanına gitmemiz lazım."
"İyi de bu da nerden çıktı ?"
"Her zaman ki Cody işte." dedim ve hazırlanmak üzere yataktan kalktım.
***
"Acele eder misin Shawn son 10 dakika ?" dedim. Gece olmasına rağmen yollar oldukça kalabalıktı.
"Neredeyse geldik Carly." dedi Shawn. Sonra arabayı durdurdu. "Sen git ben arabayı parkedip geliyorum." Kafamı onaylar manada salladım ve hızlıca arabadan indim. Nereye gideceğimi az çok biliyordum.
X-Ray cihazında biraz vakit kaybetsemde yetişebilmiştim. Cody bavuluyla ayakta bekliyordu.
"Cody !" diye bağırdım. Dönüp herkes bize baktı. Umrumda olmadan ona doğru koşmaya başladım. Cody kollarını açmış beni bekliyordu. Nihayet yanına vardığımda kollarımı boynuna doladım. Nefes nefes kalmıştım. Ona öyle sıkı sarılıyordum ki. Dışardan bizi gören birinin sevgili sanması olağandı.
"Ah Carly, gelmene gerek yoktu." dedi Cody kollarını benden çekerken.
"Senden nefret ediyorum." dedim huysuzca. "Herşey tam yoluna girmişken nereden çıktı bu?"
"Benim hayatım orada. Arkadaşlarım, kız kardeşim, herkes."
"Haber vermeliydin."
"Verdim işte." dedi gülerek. O sırada Shawn'da yanımıza geldi.
"Tekrar gelecek misin ?" dedim
"Bilemiyorum. Ancak bu yaz sizi Manhattan'a bekliyorum." dedi eliyle Shawn ve beni göstererek. Gülümsedim.
"Eski Cody olmayacaksın değil mi?" dedim. Kafasını öne eğdi.
"Hey sana soruyorum !" diyerek omzuna vurdum.
"Bunu deneyeceğim Carly. Senin için. Ama belki arada küçük kaçamaklar yapabilirim." Cümlesini bitirir bitirmezz uçağının anons sesi geldi.
"Gitme vakti." Ona son kez sarıldım ve kulağına "Seni özleyeceğim." diye fısıldadım. Ayrıldıktan sonra Cody elini Shawn'a uzattı. Pekala böyle birşey kesinlikle beklemiyordum. Shawn gülümsedi ve oda Cody'e elini uzattı.
"Ona iyi bak ve üzme" dedi Cody.
"Güvende." diye karşılık verdi Shawn.
Cody bavulunu aldı ve ilerlemeye başladı. Onun arkasından bakarken Shawn beni kendine çekti ve bende kafamı omzuna yasladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
life of the party // shawn mendes
Fanfiction"Messi mi Ronaldo mu?" dedi. Kahkaha atmıştım. "Ah hadi ama bi çok kız Ronaldo hayranı. Sadece merak ettim." "Pekala. Kesinlikle Messi." dedim. Hala gülüyorduk. "Neden?" "Çünkü Messi ve Ronaldo futbolcu değilde aynı okula giden arkadaş olsalar, Rona...