life of the party // shawn mendes

✌ - 22

"Anlamıyorum Carly. Neden Cameron'a ikinizin adlarını koyduğun bir balık alıyorsun ki? Oldu olacak bir de bebek balık alsaydın." dedi. Sesi yüksek çıkıyordu. Bütün ev inliyordu.

"Abartıyorsun Shawn." Benim sesiminde ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Bunun üzerine Gilinsky ve Johnson odaya girdi. Shawn onları umursamadan devam etti.

"Carly, anlamıyor musun Cameron senden hoşlanıyor ?"

"Shawn anlamayacak kadar salak mı görünüyorum ? Sadece onunla arkadaş kalmaya çalışıyorum. Ve arkadaşların birbirine alabileceği bir hediyeydi bu. Aptal kıskançlık krizlerinden bıktım." Bağırmaktan boğazım acımıştı. Tam Shawn karşılık verecekken Gilinsky araya girdi.

"Yeter artık. İkinizde kesin şunu. Konuyu farklı yerlere getiriyorsunuz. Ben evimde gürültü istemiyorum. Uyuyun ya da daha sessiz kavga edin." dedi ve odadan çıktı. Johnson ise hala kavgamızı izlemek istiyormuş gibi bakıyordu. Üç kişi kısa bir bakışma anı yaşadık.

"Devam edin hadi." dedi Johnson sonunda. Kavganın içinde güleceğim hiç aklıma gelmezdi. Shawn benim aksime çok daha ciddiydi.

"Çık dışarı Johnson." diye bağırdı. Johnson'a döndüğümde yüzünün korkunç bir şekil aldığını gördüm. Kendi evinde kendi odasından kovuluyordu. Kapıyı çarparak dışarı çıktı.

"Ne yapıyorsun Shawn ? Aklını mı kaçırdın?" Johnson'ın üzülmesi dünyada son istediğim şeylerden biriydi.

"Evet kaçırdım. Cameron'ın ile ikinizi düşündüğümde sürekli olarak kaçırıyorum zaten." dedi. Kavga etmekten artık yorulmuştum.

"Shawn" diyip duraksadım. "Artık seni herşeyden çok sevdiğimi anlaman için ne yapmalıyım ?" dedim. Sesim diğerlerinin aksine o kadar sessiz çıkmıştı ki. Gözlerim dolmaya başladı. "Seni öyle çok seviyorum ki. Yemin ederim. Cameron'ı hayatımdan silip attım inan bana. Onunla aramda fan-sanatçı ilişkisi var sadece. Shawn ben sensiz yapamam." sona doğru göz yaşlarım sel olup gitmişti. Kafamı öne eğdim. Shawn adımlarını yaklaştırdı ve ani bir atakla dudaklarıma uzandı. İlk başta şasırmıştım ama sonra bende karşılık verdim. Beni döndürüp duvara yasladı ve

"Bunu gerçekten istiyor musun?" diye sordu.

"Evet." cevabını verdikten sonra tekrar dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum ve yatağa uzandık üzerimdekileri yavaşça çıkarıyordu ve bende içimden geleni yapıp onun tişörtünü çıkarırken hala öpüşmeye devam ediyorduk. Bu gerçekten garip hissettiriyordu ama Shawn bu konuda gerçekten ustaca davranıyordu. Gece uzun olacağa benziyordu.

 Sabah uyandığımda kendimi garip hissettim. Sonra dün geceyi hatırlayıp salak salak gülmeye devam ettim. Shawn'a baktığımda çarşafı yarım yamalak örtmüş olduğunu gördüm. Sadece belinden aşağısı çarşafın altındaydı. Ona yaklaştım ve uyanmaması için yavaş bir öpücük kondurdum. Sonra sandalyenin üstünde olan ona hediye aldığım formayı üstüme aceleyle giyindim. Bütün gece o kadar güzeldi ki. Tamamen onun olduğumu hissetmek harika birşeydi. Teninin kokusunu doyasıya içeme çekmiştim. Yavaş adımlarla banyoya girdim ve aynanın karşısında birsüre kendime baktım. Shawn'ın bana her dokunuşu aklıma geldiğinde dudaklarım biraz daha yuları kıvrılıyordu. Saçlarım feci şekilde dağılmıştı. Tarakla yavaşça taramaya başladım. Taradıktan sonra tişörü üzerimden attım. O an tişörtten dolayı almış olduğumu zannettiğim kokunun aslında üstüme sindiğini farkettim. Shawn kokuyordum. Kahkahalarla gülmek istiyordum. Suyun ısınmasını beklerken bu anın biraz daha tanıdını çıkardım. Ve sonra onun kokusuyla vedaşlaştım.

 Banyo yaptıktan sonra havlulardan birine sarındım ve dışarı çıktım. Shawn bıraktığım gibi uyuyordu. Dün yorulmuş olmalıydı (yazar şuanda skdajghjasdhdsasad bu şekil kahkaha atıyo). Kıyafetlerimi aldım ve sessizce giyindim. Yatağa oturmuş saçlarımı taramaya uğraşırken Shawn uyandı. Hafifçe doğruldu. Bana baktı ve gülerek tekrar kafasını yastığa attı. Kafasının içinde ne düşündüğünü o kadar çok bilmek isterdim ki.