Beynimin geçirdiği değişiklik onu biraz yormuştu. Aslında beynim değil, ruhum değişmişti. Kısa sürede inanılmaz biri olmuştum. Ve ben bu halimi çok beğenmiştim. Aynaya baktığım her an kendimle gurur duyuyordum. Neredeyse haftalardır buradaydım. Artık buraya alışmış, yeni bir çevre edinmiştim. Bembeyaz bir sayfa açmıştım hayatımda. Sayfa beyazdı ama defter hala aynıydı.
Eski yaşadıklarımı elbette unutmamıştım. Unutmakta istemiyordum zaten. Sadece umursamıyordum onları. Evet, ögrenmiştim umursamamayı. Belki bu günlerimi almıştı. Ancak akıl hocam harika bir şekilde bana bunu ögretmeyi başarmıştı. 6 aşamalı bir durum söz konusuydu.
1. Aşama : Özgür olduğunu hisset.
2. Aşama : Hayatının başrolü ol.
3. Aşama : Yeni çevre edin.
4. Aşama : Kendine yeni uğraşlar bul.
5. Aşama : Farklı bir sabaha uyan.
6. Aşama : Cody bu aşama hakkında hiçbir bilgi vermedi.
İlk aşamada, onunla birlikte bara gitmiştik ve ilk defa kendi başıma bir iş yaptığım için kendimi özgür hissetmiştim.
İkinci aşamada, garip olabilir ama, bir tiyatro oyununa gidip beni başrol oyuncusu ile tanıştırmış, bir başrolun nasıl olması konusunda akıl vermişti.
Üçüncü aşamada, kendime yeni arkadaşlar bulmuştum. Vanessa, Ed ve Cody. Bu aralar hep birlikte takılıyorduk. Ve onlar harika birer arkadaştı.
Dördüncü aşama biraz tesadüf olmuştu. Okulların başlaması bana zaten yeni bir uğraş olmuştu.
Beşinci aşamayı ise bir cumartesi sabahı yaşıyordum. Bugün yeni bir güne uyanmıştım. Herşeyin farklı olduğu bir güne. Güneş sanki değişik parlıyor gibiydi.
Yatağımdan doğruldum ve saate baktım. Öğleye yaklaşıyordu. Okul olmadığı için şanslıydım.
Odamdan çıktığımda mutfaktan sesler geldiğini duydum. Babam kahvaltı hazırlıyor olmalıydı. Yanına indim.
"Günaydın." diyip yanağına öpücük kondurdum.
"Günaydın." diyerek karşılık verdi. Burnuma mis gibi kokular geliyordu. Masanın üstündeki telefonumdan ses geldi. Mesaj gelmişti. Ed, Vanessa, Cody ve benim içinde bulunduğum konuşma grubu açmıştık. Sanki yüzyüze konuşmak yetmiyormuş gibi birde orada konuşuyorduk.
"Günaydın." diye mesaj atmıştı Vanessa.
"Günaydın." diyerek karşılık verdik Ed ile. Telefonu tam masanın üstüne koyacakken tekrar ses geldi. Bu defa Cody bana özelden mesaj atmıştı.
"Günaydın ;)" Her sabah bunu yapardı. Biz gruptan günaydınlaşırken, o bana özelden günaydın derdi ve bu doğrusu çok hoşuma gidiyordu.
"Neye gülüyorsun ?" diye araya girdi babam. Doğrusu güldüğümden bile haberim yoktu.
"Bir mesaj vardı da." dedim.
"Cody'den mi?" diye sordu. Gülümseyince ondan olduğunu anlamıştı.
"Bayağı iyi anlaşıyorsunuz sanki." diyip göz kırptı.
"Yapma baba, o sadece arkadaşım." dedim.
"Kendini üzecek birşey yapma Carly." dedi.
"Ben iyiyim baba." dedim ve masanın üstümde duran salatalıktan bir dilim aldım.
"Shawn.." diyip duraksadı. "Yani Shawn ile tamamen herşey bitti mi?"
"Onunla hala arkadaşım. Ama duygusal açıdan hiçbirşey beslemiyorum." dedim umursamazca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
life of the party // shawn mendes
Fanfiction"Messi mi Ronaldo mu?" dedi. Kahkaha atmıştım. "Ah hadi ama bi çok kız Ronaldo hayranı. Sadece merak ettim." "Pekala. Kesinlikle Messi." dedim. Hala gülüyorduk. "Neden?" "Çünkü Messi ve Ronaldo futbolcu değilde aynı okula giden arkadaş olsalar, Rona...