✌ - 9

8.2K 391 193
                                    

  Shawn. Bu dünyada başınıza gelebilecel en güzel şey. En güzel insan. Biran da duygularımı alt üst etmeyi başaran kişi. Kısacası şu anda en değer verdiğim şey. Şuan o kişi bana beni sevdiğini söylüyordu. Sevmeyi dünyadaki herkesten daha iyi yapabiliyordu ancak dile getirmede tam bir fiyaskoydu. Ama ben onu öyle sevmiştim. Biliyordum bu kelimeyi ağzından bir daha kolay kolay duyamayacaktım. Şimdi tadını çıkarmam gerekiyordu. Ama o hala onu affetmediğimi düşünecek olmalı ki bir kaç adım daha attı ve tamamen yanıma geldi.

 "Bak Carly sen çok haklıydın. Seni dinlemeliydim. Ama korktum anlıyor musun? Seni kaybet--" o güzel sesini daha fazla yormasını engelledim ve ona sıkıca sarıldım. İlk önce karşılık vermedi ve daha sonra ellerini belime doladı. Zamanı durdurmak istedim. Onunla sonsuza kadar bu şekilde kalmak. Belki bu biraz bencilce bir davranıştı ama umrumda da değildi.

 "Sana güveniyorum. Daima ve sonsuza dek." diyerek kulağıma fısıldadı. Geri çekilme vakti geldi gibi duruyordu. Ayrılmıştık ancak ellerimi hala tutuyordu. Utanmıştım ve aptal aptal sırıtmaya devam ettim. Oda güldü.

"O geceyi hayatımızda keseceğiz ve devamında bunu hatırlayacağız. Bu kadar saçma bir nedenden ilk kavgamızı yapamayız." dedi.

"Tamam bi dahakine daha mantıklı bir şeyler için kavga ederiz." dedim. Güldü ve tuttuğu ellerimi beline dolayıp ona sarılmamı sağladı. Uzun biri değildim ve ona sarıldığım zaman içinde kayboluyordum. Hatta kalp atışlarını duymak için kafamı biraz daha eğiyordum ve oda çenesini benim kafama yaslıyordu. İlk günden bu kadar sarılma yeterliydi. En azından artık sarılma pozisyonumuzu bulmuştuk. Geri çekildim.

"Burda bekle hemen geliyorum." dedim ve koşarak evin içine girdim. Odama çıktım ve aldığım onlarca renkli çorabın içinde erkek çorabını buldum ve aynı hızla aşağıya indim. Arkamda saklıyordum.

"Hey ne saklıyorsun yoksa bana hediye mi aldın?" dedi.

"Aslında yüzüne fırlamak için almıştım ama şimdi hediye olarak verebilirim." dedim ve çorabı ona uzattım. Shawn kahkaha attı.

"En sevdiğim renkler." dedi. Sonra saate baktı ve "Geç oldu gitmeliyim." dedi.

"Pekala ben de gitsem iyi olacak. Özür dilemem ve teşekkür etmem gereken kişiler var." dedim.

"Kulağa garip geliyor." dedi ve ön çıkış kapısına doğru yürümeye başladık.

"İnan Sarah'ın kalbini çok kırdım bugün." dedi.

"Anlatmak ister misin?" dedi. Onunla biraz daha vakit geçirmek için anlatmak isterdim ancak işin içine Jack G. giriyordu ve ben bunun aramızda sır olarak kalmasını istiyordum.

"Önemli birşey değil. Aramızda halledebiliriz." diyerek geçiştirdim.

"Peki ya kime teşekkür edeceksin ?" dedi. Ahh yalan söylemek kesinlikle istemiyordum.

"Bir arkadaşım." dedim ve arabaya gelmiştik. Teknik açıdan yalan söylemiyordum. Jack benim arkadaşımdı. En azından bugünden sonra. Shawn arabaya gelmemize rağmen binmiyordu.

"Ne oldu?" dedim. Güldü ve yanağıma öpücük kondurdu sonra da şöfor koltuğuna ilerledi. Bense kaldığım yerde kaskatı kesilmiştim.

"Sevgilimi öpmek istedim o kadar." dedi ve arabaya bindi. Güldüm. En azından gülmeye çalıştım. Sonra el salladım ve gitti. Bana sevgilim demişti. Bana. Ölmek üzereydim.

***

"Ah hadi ama Sarah daha kaç defa özür dileyeceğim?" dedim Bir yandan da yatağının üstünde zıplıyordum. Sarah hala cevap vermiyordu.

life of the party // shawn mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin