Shawn'ın odasındaki siyah renkli perdenin ucundan içeri giren güneş ışığı tam gözüme geliyordu. Hareket etmeye çalışıyordum ancak Shawn beni sıkıca sarmıştı. Bu hareket etmemi zorlaştırıyordu. Kendi etrafımda yarım tur döndüm ve Shawn'ın yüzünü görmeye başladım. Ancak bu kadar hareket edebiliyordum. Onu izlemeye başladım. O beni uyurken izliyormuydu bilmiyorum ama onu izlemek en büyük zevklerim arasındaydı. Saatlerce ona öyle bakmak. Elimi yavaşça yanağına getirdiğimde o yumuşaklığı hissettim. Bebekler uyuduktan sonra oluşan o yumuşaklık gibiydi. Pürüssüzdü. Yüzünü sağa sola ilerletince uyanmaması için hemen elimi çektim. Salak salak tebessüm ediyordum. Kolunu üstümden çekti. Uyanık mı diye baktım. Nefesini dinledim. Hala uyuyor olmalıydı. Kolunu tuttum ve tekrar beni sarmasını sağladım. Kendi kendime sırıtıyordum. O sırada kapının dışarısından ayak sesleri geldi. Hızlıca gözlerimi yumdum. Sonra kapı açıldı. Kim olduğunu deli gibi merak edip utancımdan da ölmek üzereydim. Gözlerimi hafif araladım. Bayan Mendes pencereye doğru ilerliyordu. Siyah perdeyi açtığında içeriye güneşin tamamen girmesine izin verdi. Bu defa güneş Shawn'ın yüzüne geliyor olmalıydı. Bayan Mendes Shawn'ın alnından öptü.
"Kahvaltı hazır. Kardeşinde geldi. Haydi sizde aşağıya inin." dedi. Shawn uykuluca
"Tamam." dedi. Sonra kapı tekrar kapandı. Uyuyormuş taklidi yaparak hafiçe gözlerimi açtım.
"Ne oldu?" dedim. Sesimi de uykuluca çıkarmayı başarmıştım. Kolları ile beni iyice sardı.
"Günaydın." dedi. Tebessüm ettim ve "Günaydın" diyip kafamı göğüsüne yasladım. Kafasını saçlarıma gömdü. Hala ayıkamamıştı.
"Aşağıya inmeliyiz ama ben biraz daha burada kalıp seninle uyumak istiyorum." dedi.
"İlk günden kötü 'kız arkadaşı' görüntüsü vermek istemiyorum. Bu nedenle şimdi kollarını üstümden çek. Yoksa dayanamayıp bütün gün bu yatakta sana sarılmayı planlayacağım." dedim. Güldü ve
"Bana aşıksın." dedi.
"Dün gece bunu bildiğini zaten söylüyordun. Şaşırmamalısın." dedim. Hala kollarını üstümden çekmesini bekliyordu.
"Harika uyumuşum." dedi ve nihayet kollarını üstümden çekti. Ben de yatakta doğruldum. Karşıma videolarında gördüğüm boylamasına uzun olan dikdörtgen tablo ile karşılaştım. Üstünde güzel sözler yazıyordu. Bunu canlı canlı göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Shawn'da kalktı ve nihayet kahvaltıya inebildik.
***
Aaliyah bana öldürücü bakışlar atıyordu. Kahvaltı boyunca atmakla yetinmemiş salonda otururken bile atıyordu. Ayrica Shawn'a yapışık bir sekilde olmadan hayatını devam ettiremiyormuş gibi davranıyordu. Kız kardeşi bile olsa suan Shawn'a öyle davranmasından hoşlanmamistim. Belki de kıskanmıştım.
"Neden bugun Carly ile Kanada turuna çıkmıyorsun Shawn?" diyerek sessizligi bozdu Bayan Mendes.
"Dogrusu bunun icin bugun bir plan yapmistim." dedi Shawn.
"Harika!"
Hazırlanmak icin ayaga kalktigimiz da kafamda ne giyecegimi planlamistim ve bu kiyafetler Shawn'ın bavulundaydı. Birlikte odasina cikarken Aaliyah merdivenlerde bizi durdu ve
"Ben de geleceğim." diyerek ellerini belline koydu. Şaşırdım.ve Shawn'a döndüm. Shawn ise kendinden gayet emin bir tavırla
"Gelmeyeceksin." dedi. Yürümeye devam ederken tekrar yolumuzu kesti ve
"İnan yanınadaki kızdan daha eğlenceliyimdir." demesi ile sanki felç geçirmiş gibi hissettim. Beni ne zannediyordu bu kız ya? Eger Shawn'ın kardeşi olmasa ona yapacagımı bilirdim ama neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
life of the party // shawn mendes
Fanfiction"Messi mi Ronaldo mu?" dedi. Kahkaha atmıştım. "Ah hadi ama bi çok kız Ronaldo hayranı. Sadece merak ettim." "Pekala. Kesinlikle Messi." dedim. Hala gülüyorduk. "Neden?" "Çünkü Messi ve Ronaldo futbolcu değilde aynı okula giden arkadaş olsalar, Rona...