Dünya durmuş gibiydi. Etrafta ki kimseyi duymuyordum. Shawn'ın Cameron ile öpüşmemem için verdiği çaba bazen kulağıma gelen sesler arasındaydı. Gilinsky ve Johnson'da ona destek veriyordu. O kalabalığın için de 2 saniyeliğine Cameron ile göz göze geldik. Hiç konuşmuyordu. Sadece bana bakıyordu. Gözlerimi ondan kaçırdım. Nihayet sessizlik oluşabilmişti. Öyle çok korkuyordum ki.
"Seni bekliyoruz Carly !" dedi Caroline. Onu öldürmek istiyordum.
"Cameron ile öpüşmek istemiyorum." dedim.
"Bak işte Carly'de istemiyor." diye araya girdi Johnson. Caroline ona ters birşey daha söyledi ve ortalık tekrardan karıştı. Onu öpmek zorunda olduğumu biliyordum.
"Tamam, onu öpeceğim." dedim. Bütün herkes sustu. İçeride öldürücü bir sessizlik oluşmuştu. Sadece Shawn'ın alaylıca güldüğünü duymuştum. Oturduğum yerden kalktım ve yavaş adımlarla Cameron'ın yanına gittim. Cameron yanına oturmam için, bağdaş kurduğu bacaklarını kenara kaydırdı. Çekingence yanına oturdum. Bakışlarım Shawn ile denk geldiğinde hemen kaçırdım. Yüzümü Cameron'a döndürdüm. Oda en az benim kadar korkuyor görünüyordu. Onu, benim öpmem gerekiyordu ancak buna dair hiç bir adım atmamıştım. Yüzüm ona dönük, onun beni öpmesini bekliyordum. Elini çekimserce kaldırdı ve saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Elleri ile yanağımdan tuttu. Titrediğimi hissettim. Korkudan titriyordum. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Cameron kimsenin duyamayacağı bir ses ile "Özür dilerim." dedikten sonra yavaşça dudaklarıma uzandı. Dudaklarımız birbirine dokunduğu anda, vücuduma bir tür ısı dalgası yayıldı. Cameron ilk öpücüğümü verdikten sonra, bu ısı daha çok arttı. Karşılık vermeye başladığımda, elim Cameron'ın ellerini buldu. Şuan bizi kimsenin izlememesini o kadar çok isterdim ki. Sadece Cameron ve ben.. Cameron'ın beni her öptüğünde içimde onu öpmek için garip bir istek ortaya çıkıyordu. Cameron farklıydı. Onun yanındayken, kontrol tamamen onun elinde oluyor ve hiç yorulmuyordum. Her zaman beni gülümsetmeyi başarabiliyordu. Shawn ile ilk önce tanışmasaydık, kesinlikle aramızda farklı şeyler olabilirdi.
"Durun artık !" Bu Shawn'dı.
Shawn'ın ikazından sonra Cameron öpmeyi bıraktı. Öpmüyordu ancak dudaklarımız hala birbirine değiyordu. Yavaşça kafamı geri çektim. Dudakları dudaklarımdan ayrıldığı an , vücudum tekrar buz gibi olmuştu. Gözlerimi yavaşça açtım. Öne gelen saçlarımı geriye ittim ve dudaklarımın ıslaklığını kolum ile sildim. Kafamı kaldırdım. Herkes korkunç bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerim Shawn ile denk geldiğinde, kalbimin parçalandığını hissettim. O an canım yanmıştı ve Cameron ile öpüşürken düşündüğüm düşüncelerden utanmıştım.
Shawn süzülen gözyaşlarını elinin tersi ile sildi. O an ona sarılmak istiyordum. Ama içimde bunu yapmamamı söyleyen birşey vardı. Bu defa herkes Shawn'a döndü. Birşeyler söylemesini bekliyorlardı. Ses çıkmayınca, Caroline araya girdi.
"Doğrusu çok ateşli bir öpücüktü. Kalıp biraz daha oynamak isterdim ancak işlerim var. Sonra görüşürüz." dedi. Hic kimseden cevap alamayınca kendisi kalkıp gitti. Ardında Nash
"Aslında bizde gitsek iyi olur. Ne dersin Cam ?" dedi. Cameron'a baktım. Kafasıyla onayladı. Onlarda gitti. Ardından Johnson ve Gilinsky 'iyi geceler' diyip odalarına çekildi. Kocaman salonda sadece Shawn ve ben kalmıştık. Sessizlik yine aramızdaydı. Bundan kurtulmak istiyordum.
"Shawn." dedim sessizce. Cevap vermedi.
"Shawn ?"
"Efendim." Sesi korkunç çıkıyordu. Onun bu haline karşın benim de gözlerim dolmuştu.
"Yalvarırım birşeyler söyle." dedim.
"Söyleyebilecek birşey bulamıyorum Carly." dedi.
"Kızdın mı?" Belki de bu durumda söylenecek en saçma şey buydu. Shawn cevap vermedi ve ayağa kalkıp herkes gibi oda gitti.
***
Havuzun başında biraz oylandıktan sonra odama çıktım. Neredeyse 2 haftadır Shawn ile beraber uyuyorduk. Ancak bugün kendi odasına gitmeyi tercih etmişti. Bozulmuştum. Kendimde bir hata görmüyordum. Bana Cameron'ı öpmem söylenmişti ve bende öpmüştüm. Sonuçta Shawn'ı aldatmış falan değildim.
Nihayet bir karar verip, ayaklarımı Shawn'ın odasına çevirdim. İçeri girdiğimde Shawn'ın kapıya arkası dönük yattığını gördüm. Yavaş adımlarla yanına ilerledim. Yatağa oturduğum anda, uyumadığını anladım. Gözleri açık, pencereye bakıyordu.
"Shawn." dedim sessizce. Cevap vermedi. Bu defa yanına uzandım. Uzandığım anda gözlerini kapattı.
"Hadi ama çok abartıyorsun." dedim. Tekrar cevap vermedi.
"Birşeyler söyle." dedim sonunda. Gözlerini araları. Her zaman ki gibi bir gözü daha az açılmıştı.
"Ne söyleme mi bekliyorsun ?" dedi.
"Herhangi birşey." dedim ve gözlerimi devirdim.
"Sevgilisinin önünde başka biriyle öpüşen birine göre çok rahat davranıyorsun." dedi. Kavga yeni başlıyordu.
"Zorlu öptürülen." diye araya ekledim.
"Ne farkeder ki?" Aşırı sakin konuşuyorduk. Garipti.
"Ne demek istiyosun Shawn?" dedim nihayetinde.
"Bilemiyorum Carly, sadece bugün çok sürtük gibi davrandın. Sanki Cameron'ın dudaklarını öpmek için aylardır bekliyor gibiydin. Garip." dedi. Kafamı yastıktan kaldırıp, oturur pozisyona geldim.
"Sürtük. Hmm." diye tekrar ettim. "Ama asıl garip olan ne biliyor musun ? İlk seferini Bella ile yaşaman."
"Bella senin aksine gayet iyiydi." dedi. Şuan birbirimizin canını yakmak için büyük bir çaba harcıyorduk. Normal ses tonumuzla biraz garip oluyordu.
"Biliyor musun Cameron ile öpüşürken, salonda kimsenin olmamasını istedim." Doğruydu.
"Caroline gibi davranıyorsun." dedi. Canım gerçekten yanıyordu ve onunkini de yakmak için biraz daha dayanmalıydım.
"Ara verelim mi? " dedim nihayetinde. Shawn devam etmem için bana baktı. "Ya-yani ilişkimize. Diğer çiftlerin aksine birbirimizi kötü etkiliyoruz. Doğrusu çift olduğumuzu falan da zannetmiyorum. Yani zaten eğer özlersek, döneriz, ama eğer ayrıyken daha mutluysak öyle devam ederiz." Shawn şaşkınca bana bakıyordu. Şuan en mantıklı şey bu gibi duruyordu. .
"Galiba haklısın." dedi. Kırılmıştım. 'Bitmesin' demesini beklerken, bunları duymak acıtmıştı. Yataktan kalktım.
"Pekala. Yarın vedalaşırız. " dedim ve odadan çıktım. Gözlerim dolmuştu. Kendimi öyle çok sıkmıştım ki. Hemen karşıdaki Gilinsky'ın odasına girdim. Ben girince baş ucundaki, odayı loş aydınlatan lambayı açtı. Üstünde tişört yoktu. Uyumak üzereymiş gibi bir hava vardı. Hemen yanına gittim ve sarıldım. Ne olduğunu sormadı ve sadece saçlarımı okşadı. Sakinleştiğim de geri çekildim.
"Ne oldu ?" dedi telaşla.
"Shawn ile ayrıldık." dedim hıçkırıklarımın arasında.
"Ne-ne nasıl?"
"Konuşmak istemiyorum. Sadece uyumak istiyorum." dedim. Gilinsky üstelemedi. Yatağa birlikte uzandık. Beni kollarını arasına aldı. Lambayı kapatmak üzere kollarını üstümden çektiği anda telefonumu aldım ve babama mesaj attım.
"İlk uçakla yanındayım. California'dan biraz uzaklaşmak istiyorum. Seni seviyorum."
Sonra tekrar kafamı Gilinsky'ın göğüsüne yasladım. O da tekrar beni kollarıyla sıkıca sardı. Neler olacağını düsünmek istemiyordum. Sadece uyumak istiyordum. Bir daha uyanmamak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
life of the party // shawn mendes
Fanfiction"Messi mi Ronaldo mu?" dedi. Kahkaha atmıştım. "Ah hadi ama bi çok kız Ronaldo hayranı. Sadece merak ettim." "Pekala. Kesinlikle Messi." dedim. Hala gülüyorduk. "Neden?" "Çünkü Messi ve Ronaldo futbolcu değilde aynı okula giden arkadaş olsalar, Rona...