Silahlar: Ahşap Yay + Keskinleşmiş Kısaltılmış Demir Kılıç
Envanter: Meridianın Küresi + Gümüşümsü Cevher
Bilinen Büyüler: İyileştirme(1 BR/s) + Alev Rüzgarı(1 BR/s)
Muhafızlardan biri: "Helal olsun delikanlı, o büyüyü öyle bir ana odakladın ki lanet kertenkele içine çekmek zorunda kaldı."
Diğer muhafız(Alf): "Bu köylünün bir yıkım büyüsüne sahip olmasından daha şaşırtıcı şey onu böyle iyi kullanabilecek zekaya sahip olması."
Üçüncü muhafız: "O halde karşılaşacağın bütün köylüler seni şaşırtıcak alf, çünkü hepsinin senden zeki olduğu kesin."
Irileth: "Laf kalabalığını kesin de yaralanan arkadaşlarınıza yardım edin. Okçular ne halt ettiniz siz ? Ejdere bi tane ok saplanmadı?"
Okçu muhafızlardan biri : "Pulları çok sert kumandanım. Ben şahsen 3 tane isabet ettirdim fakat hiç biri saplanmadı."
Irıleth: "Neyse, yaralıları rahibe götürün."
Tulkas "Sanırım birine yardımcı olabilirim." diyerek şanssız askerlerden birinin üzerine ellerini koydu. Deniz üzerinden doğan güneşi düşündü. Bu güneşin buzları erittiğini düşündü. Elleri de parladı oysaki. Tabi sadece 2 saniyeliğine. Tulkasın rezervi tükenmişti. Askere neredeyse hiç faydalı olamadı.
Yaralı asker: "Hey dert etme, idare ederim."
Yaralıları taşıyarak şehre döndüler. Salona vardıklarında Balgruf tam rapor istedi. Irilethden olanları öğrendikten sonra Tulkas'a dönerek:
" Tulkas, yaptıklarını duydum. Sonunda bir insanoğlu bir ejdere üstün gelebildi. Akçaya büyük hizmet ettin. Hizmetlerinin karşılığında sana bir at hediye ediyorum. En iyilerinden! Ayrıca Farangar'a söyleyeceğim, seni asistanı olarak alacak."
Bunu duyan Farangar, araştırmalarından başka bir şeye zaman ayırmak istemediği için söze girdi.
"Efendim, Bence çocuğu büyü kolejine yollayın. Benden öğrenebileceğinden çok daha fazlasını orada öğrenebilir. Ayrıca oradaki ustaları ejder araştırmalarına yöneltebilirse çok daha hızlı sonuçlar elde edebiliriz."
Balgruf:"Doğru söylüyorsun Farangar. Kolej dekanı Aren'e seni kabul etmesi için bir mektup yazacağım. Ama o idealist adam seni yine de kabul etmeyebilir. Farangar, Tulkasa birkaç tane daha büyü öğret böylece işimiz garanti olsun."
Farangar iç geçirerek: "Emredersiniz Lordum."
Balgruf: "Ulva, senin ejderi kılıcıyla yaralayabilen tek kişi olduğunu duydum. Bununla kendini kanıtladın. Benden nasıl bir ödül istersin söyle!"
Ulva: "Efendim, bildiğiniz gibi bu sıska büyücü çırağını tek başına kışyarına yollarsanız yarı yola kadar varamadan ölür. Beni de onunla yollayın. Yol üzerinde çeşitli cevherler bularak demirciliğimi geliştirmek ve size daha iyi hizmet etmek istiyorum."
Balgruf: "Sana burada ihtiyacımız var Ulva. Fakat yaptıklarından sonra sana nasıl hayır derim. Peki, Tulkasla git ve dön. Sana da ahırlardan bir at verilecek. Fakat bütün demir eşyalarını zavallı hayvana yükleyim deme sakın. Ah! Bugün iyi günümdeyim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Ejderden kurtulduğunu duyan balgruf)
Ulva sevinçli bir sesle: "Teşekkürler Lordum. Ömrünüz uzun olsun."
Diğerleri de hep bir ağızdan "Ömrünüz uzun olsun." Dediler.
