Büyü Rezervi: 16 saniye
Para: 235 gümüş
Silahlar: Ahşap Yay + Kısaltılmış Demir Kılıç
Envanter: Meridianın Küresi + Gümüşümsü Cevher +Binek Atı
Bilinen Büyüler: İyileştirme(1) + Alev Rüzgarı(1) + Alev Topu(40) + Korku(1) + Cam Ward(1)
Ulva: Çelik Kılıç + Çelik Donatılı Kalkan + Mithril Tişört + Binek Atı
O anda Ulva, Ancanonun taşaklarına bir tekme attı. Fakat bu büyünün tamamlanmasına engel olacak kadar hızlı olmamıştı. Mutfak Mor bir dumanla doldu. Ulva kendini Tulkasın yanına attı.
Ulva: "Silahın yanında mı?"
Tulkas: "Silahlar işe yaramayacak Ulva. Benimle gel."
Mutfağın ahşap tabanını metalden bir şey ezdi. Dumanın arasında kapkara zırhlı bir şey vardı. Tulkas bunun bir dremora olduğunu anladı. Dremoralar, bela prenslerinin şahsi askerleriydi. İnsansı vücutları vardı ve kendi gezegenlerindeki bir metalden yapılma zırh ve silah taşırlardı. Bu metal simsiyahtı. Çelik kadar sertti fakat çeliği çizebilir, eritebilir, zarar verebilirdiniz. Ebony'i ise asla. Dünyada çok az bulunurdu. Ulvanın "aranıyor" listesindeki metallerdendi.
Tulkas ise dremoranın tamamen varlığı ile ilgileniyordu. Çağırım büyülerinin 4. veya 5. seviyelerinden bir çağırım büyüsüyle ancak getirilebilirdi. Öyle yüksek büyü rezervi isterdi ki normal insanlardan onu çağırabilen olmamıştı, çağırabilen olduysa da en fazla bir kaç saniye burada tutabilmiştir. Dremora çağırısının bir ilerisi bela prensinin kendisini çağırmak olurdu herhalde.
Tulkas Ulvanın elini tuttuğu gibi çıkışa kaçtı. Arkalarından Dremoranın adımları gürültüyle geldi. Giydiği zırh onu yavaşlatıyor olmalıydı. Fakat hala hızlıydı. Tulkas bir adım eksik atsa belki de yakalayacak ve insan boyundaki siyah kılıcını sırtlarına indirecekti. En azından bunu Ulva ve tulkas atlarına binerken yapacaktı. Tulkas babasının ejder tarafından kıstırıldığını hayal etti. Elini dremoraya çevirdi. Dremoranın gözlerinin önünde ufak bi kırmızı bulut oluştu. Dremoranın kedi gibi çizgi gözleri bir an büyüdü. 1 saniye yerinde durdu.
1 saniye.
Tulkasın Tüm rezervini eklediği korku büyüsü onu sadece 3 saniye durdurabildi.
Neyseki bu ekstra süre atlarına atlamalarına yetti. Ormana doğru dörtnala sürdüler. Tulkas arkasına baktığında dremoranın mor bulut içinde kaybolduğunu gördü. Onun arkasında Ancano onlara bakıyordu. Ancano parmaklarıyla Tulkası işaret etti.
Elfler böyleydi işte.Sanılanın aksine sonsuza kadar yaşamazlar, yaşlanıp ölebilirler. Fakat yaşlanmaları 1000 yıl sürer. Hayatlarının ilk 100 yılında neredeyse cinsellikten başka bir şey düşünmezler. O dönemden sonra kafaları başka şeylere çalışmaya başlar fakat tam düzelmezler. Bu duruma rağmen 100 yılda bir kere doğum yapabilirler. Yani oldukça zor çoğalırlar. Bu nedenle insanlarla savaşlarını hiç kaybetmeseler bile orduları eski gücüne kavuşamazken, insanlar 20-50 yılda sıfırdan ordu kurabilirler. Diğer ırklardaki bireylerden de "hoşlanabilirler". Böylece elflerden daha kısa yaşayan melezler dünyaya gelebilir. Fakat elf sosyetesine kabul edilmezler. Uzun yaşamları, inanılmaz seviyede büyüsel bilgi birikimine ulaşmalarını sağlar. Bir insan doğduğu günden ölene kadar büyü çalışsa bile bir elf büyücünün yanına yaklaşamaz. Bir kadın elfin diğer ırklardan hamile kalması yasaktır ve cezası hapistir. Bu sırada zorla ilişkiye sokulur. Diğer yandan bir erkek elf, düzenli olarak bir dişi elfle ilişkiye girdiği sürece, diğer ırklardan bi dişiyle evlenebilir. Eşcinsellik yasaktır ve cezası melez doğuran elfle aynıdır. (Elfler doğurganlığa aşırı önem verirler. Irklarının yok olmaması bu katı kurallara bağlıdır.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dreadra
FantasyEğer boyun eğersen, Ödülün Büyük olacak. Ben Belaların Prensi Clavicus Vile!