"Sizden, önümüzdeki maçlara daha sıkı hazırlanmanızı istiyorum." Dedi koç ellerini arkadan birbirine bağlamış oyuncuların önünde bir sağa bir sola giderken.
"Eskisinden daha güçlü olmanız gerekiyor. Ayrıca," herkesin çehresine tek tek baktı. "Grup içinde hiçbir şekilde rekabet istemiyorum, başka konuları kapsayan rekabetler. Takım olmanızı istiyorum!"
Minhyuk göz ucuyla Kihyun'a baktı. Aslında, salondaki herkesin gözleri ikilinin üzerindeydi. Kihyun ve Minhyuk dışında herkesin arası gayet güzeldi.
"Ek olarak, kaptanlık müsabakası iptal edildi." Minhyuk yandan sırıtışıyla baktı Kihyun'a. Başı yere eğik, ayakkabısının bağcıklarıyla oynuyordu.
"Kaptan değişmiyor. Kihyun aynı pozisyonda kalacak. Bu zamana kadar takımı gayet iyi idare etti, bundan sonra değişmesi dengesizlik oluşturur. Şu noktadan sonra risk alamayız."
Kihyun şaşkınlıkla başını kaldırmış Koç'a, Minhyuk sinirden ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bir Koç'a bir Kihyun'a bakıyordu. Diğer oyuncular ise mutluluk nidaları savurarak Kihyun'a yönelmişlerdi.
"Diyeceklerim bu kadar. Dağılabilirsiniz."
Koç, salondan çıktığı an herkes ayaklanıp Kihyun'a yöneldi ve tebrik etmeye başladılar.
Kihyun şaşkınlık ve mutluluk duygusunun arafında kalmış bir şekilde tebrikleri kabul ederken Minhyuk kalabalığı yarıp Kihyun'a ulaştı.
"Koç'a söylemedin değil mi?"
Kihyun'un yüzü yavaşça düşerken ellerini şortunun cebine soktu. "Hayır, söyledim."
"Söylemiş olsaydın kaptan olamazdın, çünkü kaptanlıktan çekilmiş olurdun!" Minhyuk'un sinirli sesi salonu inletirken ortamın kızıştığını hisseden oyuncular korkuyla geri çekilip ikisi için büyük bir ortam oluşturdu.
"Söyledim diyorum." Dedi Kihyun sakince. "Zorlama."
"Zorlarsam ne olur, Yoo Kihyun?" Dedi adım adım ona yaklaşrken. "Ah, pardon. Kaptan diyip önünde eğilmem gerekiyordu."
Kihyun'un da sinirleri geriliyordu. Eğer Minhyuk, Kihyun'a inanıp susmazsa çok kötü şeyler olabilirdi.
"Minhyuk, kaç kere demem gerek? Koç'a söyledi-"
"Şerefsiz piçin tekisin Kihyun!"
Kihyun, zayıf noktasından vurulmanın etkisiyle bir hışımla Minhyuk'un suratına okkalı bir yumruk attığında Minhyuk yere yığılmıştı.
"Anneme bir daha asla küfür etme pezevenk herif!"
Kihyun, Minhyuk'un üzerine çıkıp ardı arkası kesilmeyen yumruklarını yollarken sinirle kükredi.
Minhyuk, zor da olsa bir hamle yaparak Kihyun'u altına aldı. Bu sefer yumruklar Kihyun'un yüzünde patlıyordu.
"Eğer öyle olmasaydın, etmezdim."
İkisinin de suratı kanlar içinde kalmışken, gürültüye gelen Koç, Minhyuk'u Kihyun'un üzerinden çekip ikisini ayırdı.
''Ne yapıyorsunuz siz!?"
İkisi de söylenenleri algılayacak durumda değildi. İkisinin de yüzü kanlar içindeydi.
"Daha iki dakika önce size iyi geçinmenizi söyledim! Karşılı-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
þróun •Monsta x
FanfictionBirbirlerinden ölesiye nefret eden iki grup düşünün. ... Şimdi içeri gelin lütfen. 💧 [25.7.18]