Yaptığı şeyin yanlış olup olmadığını düşünüyordu soğuk gecede, bahçedeki banklara oturmuş vaziyette. Daha doğrusu, yaptığı şeyin ne kadar yanlış olduğunu düşünüyordu.
En yakın arkadaşını, kardeşini ölüme gönderen kişiyi tekrar hayata bağlamak... Belki de doğru değildi. Bu, ihanet sayılır mıydı?
Kafayı yiyecek gibiydi.
Başını elleri arasına alarak uzun saçlarını kavradı. Düşünceleri kafasının içinde durmadan koşuşturuyordu.
Ağlayacak gibiydi fakat güçlü durması gerektiğini de biliyordu. Derin bir nefes alarak başını karanlık gökyüzüne kaldırdı. Karanlık hava, içini daha da karartıyordu. Fakat bu sessizlik, kafasını boşaltıyordu adeta.
"Oturmamda sakınca var mı?"
Gözleri, önünde, elleri cebinde ona bakan bedene döndü. Müsaade mi istiyordu o?
Bir şey demeden, biraz daha yana kaydı oturduğu bankta. Tek bir kelime etmemişti.
Hoseok, derin bir nefes eşliğinde yanına oturdu Hyungwon'ın.
Bir süre konuşmadan öylece gökyüzünü izlediler. Hoseok, konuya nasıl girmesi gerektiğini bilmiyordu.
"Teşekkürler." Dedi en sonunda. Hyungwon sessiz kaldı. "Yaptığın şey, çok erdemli bir hareketti."
Hyungwon keyifsizce güldü. "Ben bundan emin değilim."
Hoseok, şaşkınca ona döndü. Hyungwon bakışlarını gökyüzünden ayırmadı. "Arkadaşıma ihanet etmişim gibi hissettirdi."
Hoseok, içindeki burkulmaya lanet etti. Keşke şu an başka şartlar altında olsalardı.
"Sana çok önyargılı davranmışım." Dedi Hoseok birden. "Şu an objektif olunca," başını çevirip kendisine kaşları çatık bir şekilde bakan Hyungwon'a baktı. "İçindeki o erdemli insanı görebiliyorum. Dışarıya yansıttığın sana kıyasla."
Hyungwon şaşkınca bakmayı sürdürdü Hoseok'a. Bir şeyler içirmiş olmalılardı ona. Ya da;
"Arkadaşının avuçlarına hayatı yeniden koydum diye yağ çekmeye çalışma. Yapmasaydım ve arkadaşın ölseydi, vicdanım beni rahat bırakmazdı."
Hoseok gülümseyerek başını tekrar gökyüzüne çevirdi. "Daha yaşayıp yaşamayacağı muamma." Dedi gözyaşlarını geri göndermeye çalışırken. "Muamma."
Bu sefer Hyungwon gülümseyerek Hoseok'un yaptıklarını tekrar etti. "Tıpkı Minhyuk gibi." Dedi. Sesindeki tını, çaresizliği barındırıyordu.
"Keşke Minhyuk için elimizden bir şey gelse."
Hoseok, bunu söylediği an Bayan Jiu geldi aklına.
"Bütün okul iki grup arasındaki bu amansız ve anlamsız çekişmeyi biliyor. Siz gençsiniz, Hoseok. Böyle şeyler illaki olacak fakat bu biraz aşırı olmuyor mu sence de? Birlik olup eğlenseniz daha güzel olmaz mı mesela? Bence ilerde bunlar için pişman olacaksınız. Buzları eritmeye bir yerden başlamak gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
þróun •Monsta x
FanficBirbirlerinden ölesiye nefret eden iki grup düşünün. ... Şimdi içeri gelin lütfen. 💧 [25.7.18]