Elindeki telefonu sinirle yanındaki komodinin üzerine koydu. Sıkılıyordu, çok sıkılıyordu. Utanmasa, sıkıntısından ağlayacaktı.
Arkadaşları okuldaydı. Bugün haftanın ikinci günüydü ve her gün okulda olmaları gerekti. Pekâlâ, lise gibi değildi üniversite fakat birnevi yetenek ve sanat okulu olduğu için, sürekli aktiflerdi. Ha, bir de gösteri vardı tabii.
Tommy vardı aklında. Keşke aşağı inebilseydi. Ya da, keşke Tommy yanına gelebilseydi...
O kadın Tommy'nin burada olduğunu söyledikten sonra Kihyun güvenliği çağırıp güvenli bir yere koymalarını ve güzelce bakmalarını rica etmişti. onlardan. Sağolsunlar, geri çevirmemişlerdi.
Yanındaki kumandaya uzanıp televizyonu açtı. Hiç olmazsa biraz magazin programı falan izlerdi!
✉
"Çok güzel ilerliyoruz," Hyunwoo kan ter içinde kalmış arkadaşlarına baktı. "Böyle başlayıp böyle bitirelim, en güzel gösteri olacak."
Dersin ve çalışmanın bittiğini işaret edince herkes salondan çıktı. O da biran önce duş almak için hızla çıktı. Kihyun'un yanına gidecekti.
Duştan çıkmış, kantinde oturduğu sıra telefonu çaldı.
Arayan kişi onu bayağı şaşırtmıştı çünkü aylardır aynı evde yaşamalarına rağmen toplasak beş cümle bile konuşmadıkları ev arkadaşı arıyordu.
"Alo?" Sesinde apaçık merak vardı.
"Hyunwoo," dedi diğeri. "Bir şey demem gerek."
Hyunwoo son dönemlerde yaşadığı şeylerden ötürü korkuyla ayaklandı. Kalbi çoktan korkuyla çarpmaya başlamıştı. Aklına hemen arkadaşları, hastanede yatan Kihyun gelmişti. Bir de Minyeon...
"N-ne oldu?!" Korku ve endişenin getirdiği etkiyle bağırdı.
"Ne bağırıyorsun Hyunwoo?!" O da bağırdı. "Evden çıkıyorum ben, onu söylemek için aradım!"
Hyunwoo, korkudan başlayan sinirinin geçmesini bekledi bir süre. Ardından rahatca nefes vererek tekrar oturdu sandalyeye. "Bu muydu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
þróun •Monsta x
FanfictionBirbirlerinden ölesiye nefret eden iki grup düşünün. ... Şimdi içeri gelin lütfen. 💧 [25.7.18]