pt. 38 "Birtakım, çok fazla sorunsal"

216 32 62
                                    

"Kalkın lan!"

Kapıları tek tek yumruklayarak aşağı kata indi Kihyun. Biraz daha iyiydi artık ve bu tür faaliyetleri yapabilecek kadar da gücü vardı, evet.

"Ne bu enerji fırıldak? Gece toz moz mu attın?"

Hoseok, eski haline dönüş yapmıştı bir gecede. Dün geceki halinden eser yoktu. Hadi tahmin edelim. Acaba neden?

"İki ay boyunca ot gibi yaşadıktan sonra hayatın kıymetini anladım ve oğlum." Saç bandını düzeltti ve sonra elindeki sporcuların kullandığı su şişesinden bir yudum su çekti Hoseok'a bakarken.

"Sen de dönmüşsün eski ayarlarına bakıyorum." Dedi göz kırparak. "Canına can gelmiş."

"Yeni bir gün yeni bir başlangıç demektir oğlum." Gitarını okşadı. "Bebeğimle de uzun süredir ayrı kalmıştık zaten."

"Hyunwoo!" Diye bağırdı Kihyun Hoseok'a güldükten sonra. "Hadi oğlum ya!"

"Azıcık beklesen ölürsün sanki." Beyaz tişörtünü giyerek aşağı inmişti Hyunwoo da. Arkasından hâlâ uykulu olan Changkyun da geliyordu.

"Taksi gelecek oğlum. Arkandaki mal hâlâ uyanamamış bu arada." Dedi başıyla küçüklerini gösterirken. "Tipe bak, tipine soktuğum."

"Ya sen beni kıskanıyosun demi hyung kaptan? Kıskanıyosun sen beni." Dedi okçuluk takımlarını almadan önce. "Kıskanma, senin de olur."

"Bak bak ağzına çaktığımın laflara bak." Yavaşça Changkyun'a doğru yürüdü. "Abinle düzgün konuş  çakmıyım kafana."

"Dün gece rüyamda zaten beni sokak boyunca kovalarken 'sokak direğini bir tarafından sokup ağzından çıkaracağım ulan!' diye bağırıyordun zaten. Kabustu."

"Götünden sokacağım demişimdir, bir tarafın deseydim yerinde duramazsın acaba nereden diye düşünmekten." Gülerek ellerini şortunun cebine soktu. "Ayrıca o rüya değildi."

"Nası ya?" Dedi Changkyun dehşet içinde. "Başka ne gerçekti?"

"Duymak isteyeceğinden emin değilim ki umrumda da değil," Tehditkâr gülümsemesini yeniden taktı yüzüne. "Her gece gay pornosu izlediğini söylemen de gerçekti mesela."

"İftira!" Dedi Changkyun. "Hyung şahsıma atılan bu kirli iftirayı duyuyor musun?" Hyunwoo'nun tişörtününden tutarak yere çöktü. "Görüyor musun hyung küçük kardeşine nasıl muamele ediliyor?"

"Evet, görüyor ve duyuyorum küçük kardeşim fakat bu iftira değil, itiraftı; senin tarafından yapılan bir itiraf." Sonra Changkyun'un saçının ucundan iğrenir gibi tutarak onu kendinden uzaklaştırdı. "Az ötede ağla."

"Kimse benim ergenliğimi anlayışla karşılamıyor!"

"Ne o?" Dedi Kihyun gülerken. "Kimse beni anlamıyor diye ağlayarak kapıları mı çarpacaksın şimdi de?"

"Hayır. Aklımda böyle bir şey yoktu ama çok mantıklı." Dedi ve timsah gözyaşları içinde yerden kalktı ve dış kapıya yöneldi. "KİMSE BENİ ANLAMIYOR!" diyerek kapıyı çarpıp çıktı sonra.

"Aptal puşt ya." Diyerek elini alnına vurdu Kihyun.

"Bunun ergenliği daha bitmedi mi ya? Nedir bizim bu bebeden çektiğimiz?" 

þróun •Monsta xHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin