Pt.22 "Annem izin vermez."

593 84 42
                                    

Hoseok, içindeki çocuk sevinciyle Hyungwon'un arkasından çıktı müzik odasından.

Yaklaşık iki buçuk saat almıştı çalışmaları ve oldukça verimli geçmişti bu zaman dilimi. İkisi de, birbirlerinin içindeki o eşsiz mutluluktan habersizdi. Bu güzel bir duyguydu aslında. Bir şeylerin en güzel olduğu zaman...

"(..) Yani, son olarak; hoşgeldiniz."

Ok hocası, yeni gelenlere ithafen yaptığı uzun konuşmasını sonlandırmıştı.

"Ders verecek arkadaşlarınızın yanına ilerleyebilirsiniz."

Erkekler Changkyun'un yanına ilerlerken kızlar da geçen seferki kızın yanına dağılmıştı. Erkeklerden yeni gelen beş, kızlardan dört kişi vardı. Kızların sayısı tamdı fakat erkeklerden bir kişi eksikti.

"Koç," dedi Changkyun. "Bir kişi eksiğiz."

Koç sandalyesine oturmadan önce sağa sola bakındı. "İşi falan çıkmıştır belki," biraz durdu. "Peki peki, siz başlayın. Beklemeyin. O da eğer gelirse katılır."

Changkyun başıyla onaylayıp yeni gelenlerin yanına giderek onlara ok ile ilgili temel şeyleri anlatmaya başladı.

"Dik durmak önemli. İşaret, orta ve yüzük parmağı ile ilgileniyoruz. Diğer parmaklar ile işimiz yok beyler."

Tam alıştırma lastiklerini alıp yeni gelenlere veriyordu ki, kapıdan içeri giren beden dikkatini çekti.

Aslında, o saniyeler şöyle gerçekleşti;

İlerledi, renkli alıştırma lastiklerine uzandı, bu sırada içeri giren or-  - neyse ağzını bozmasına gerek yok- o kişiyi gördü, önüne döndü, o kişinin kim olduğunu idrak edince hızla ve iri gözlerle tekrar ona baktı bir süre, göz göze geldiler, sinirle önüne dönerken bu sefer küfür etti.

Böyleydi.

Tahmin edersiniz, o kişi Jooheon idi.

Jooheon, sinir bozucu bakışlarını Changkyun'un üzerinden çekerken koç ile konuşuyordu. Daha sonra Changkyun'un yanına ilerledi.

þróun •Monsta xHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin