26-AŞK BAZEN VAZGEÇİŞTİR(BADE)

32 5 4
                                    

Biraz +18 oldu rahatsız olanlar okumayı kesebilir. İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın

Sevdiğim adam düşüncelere dalmış sanki ben yokmuşum gibi sabit bir noktaya bakıyordu. Beklediğim tepki tam olarak bu değildi. Belki de bu fırtına öncesi sessizlik olabilirdi. Onu kaybetmekten çok korkuyordum. İlk defa bu duyguları yaşadım ve Bir daha aynı duyguları hissetmem mümkün değildi.

Sanki uykudan uyanmış gibi gözlerini diktiği noktadan bana çevirdi. Yüzü ifadesizdi. Beklemediğim bir çabukla yanıma geldi. Önce gözlerime baktı, gözlerimde ne aramaya çalıştığını bilmiyordum ancak ben onunkilerde benden vazgeçmemişliğin kırıntılarını arıyordum. Her zaman ışıltıyla bakan gözler bir az önce paylaştığım sırdan dolayı solgundu. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan;

"Biliyorum bana kızgınsın ve sonuna kadar da haklısın. Fakat bir de beni anlamaya çalış. Bu hastalıkla yaşamak zaten çok zor bir de bunu sevdiğime anlatmak hayatımda girdiğim en zor sınav. Ve ben çok korkuyorum bu sınavdan kalmaktan. Seni kaybetmekten ölesiye korkuyorum. Bana hayal gibi gelen bir kaç ay yaşattın. Beni dünyanın en mutlu insanı yaptın. En önemlisi de bana kadın olduğumu hissettirdin. Sadece sana ait olduğumu."

Konuşmama ara verdim belki birşeyler söyler diye fakat ağzını bile açmadı. Tişörtümü giymek için elime aldığımda Çağrı biraz daha yanıma yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma değdirdi. "Seni Seviyorum. Benden birşeyler gizlemiş olsan da seviyorum. Bu hastalık senden vazgeçmem için bir sebep olamaz. Çünkü ben senin yüreğini sevdim. Masumiyetin yaktı yüreğimi. Duru güzelliğin çaldı bu kalbimi. Ben şimdi senin vücudunda yara var diye bıraksam sanıyor musun ki seni unutabilirim? Böyle birşey mümkün değil."

Birlikte ayağa kalktık. Bel hizama kadar eğildi, yüzüne huzurla harmanlanmış bir tebessüm yerleştirdi. Ne yapmak istediğini anlamıyordum. Sonra dudaklarını vücudumda gezdirmeye başladı. Vücudumun herbir zerresini ezberliyordu sanki. Eskisine nazaran sık olmayan yaralarımın üzerine öpücükler bırakıyordu. Şaşkındım. Bu adam nasıl bu kadar yürekli olabiliyordu? Ben bile bazen onları göremeye tahammül edemezken o beni yaralarımdan öpüyordu. Ve ne gariptir ki bu dudaklar şifa dağıtıyor gibi acılarımın dinmesine vesile oluyordu.

Dudakları arzuyla vücudumda gezerken kadınlığımın ıslandığını hissettim. Yaralarımı iyileştiren dudaklar dudaklarımı bulunca inledim. Bu zamana kadar varlığından bir haber olduğum duygularım vücudumu istila ediyordu. Tam herşeyin bittiğini düşündüğüm anda sevdiğim adam beni herşeyi yapamaya hazırlanıyordu.

Kulağıma "seni istiyorum" diye fısıldadı. Dilim lal olmuştu sanki tek bir kelime edememiştim. Tutulmuştum resmen bu adamın arzusu karşısında. Birşey söyleyememe rağmen dudaklarım dudaklarına vat ettiklerini veriyordu. Daha önce yaşamadığım hisler beni uçurumun kenarına sürüklemeye hazırdı. Fakat kendimden beklemediğim bir istikrarla bedeni mi bedeninden uzaklaştırdım. Ona teslim olmaya henüz hazır değildim. Arsız düşünceler vücudumu ele geçirse de zihnim buna izin vermeyecekti.

Ben annemin biricik kızı Bade ERDEM, telli duvaklı gelin olupta kocamın helali olacaktım. Daha küçük yaşta bu sözü vermiştim anneme. Teyzemin durumunu öğrendiğimden yanlış birşey yapamayacağım konusunda söz
vermiştim anneme. Ve ben tüm zorluklara rağmen korumuştum vücudumdaki en önemli yeri. Kızlığımı, kadınlığımı, bakireliğimi, namusumu milletimiz her ne diyorsa.

"Üzgünüm, yapamam Çağrı"
"Anlıyorum, özür dilerim ileri gittim" dedi fakat yüzü düşmüştü. Sonuçta o bir erkekti ve istediğini almak erkekler için en kolayıydı.

İzin isteyerek banyoya geçtim. Aynaya baktığımda domatesi andıran yanaklarımla karşılaşmak hiç şaşırtıcı değildi. En ufak yakınlaşmada bu haldeysem ilk gecemizde ne halde olacağımı hayal dahi edemiyordum. Tabi ki sevdiğim adam hayatının geri kalanını benim gibi hasta bir kızla geçirmek ister mi? Bu da bir tartışma konusu.

Dışarı çıktığımda Çağrı balkonda düşüncelere dalmış ve ocağa çay için koyduğu suyun kaynadığını farketmemişti. Çayı demledim ve yanına geçtim. Onunla birlikte gün batımını izlemeye daldım.

Aynı mekanda aynı havayı soluyup, ayrı kalmak zorunda olmaktır bazen aşk. Birleşip birleşip ayrılan dudakların sonsuza kadar kenetleneceği günü beklemektir. Yol arkadaşını bulduğunda ona kucak açmak yerine sırtını dönmek zorunda olmaktır, vazgeçiştir sevdiğin adamın iyiliği için, terk ediştir.

Talihsiz düşünceler kalbimi zorlarken Sevdiğim adam yanıma yaklaşıp kolunu omuzuma attı. "Hiç birşey değişmedi Bade biliyorsun dimi? Ben seni herşeyinle sevdim, gördüklerim ve görmediklerimle. senin kalbinin bir serçe misali bana kanat çırpışını izlerken senin gökyüzümde süzülüşüne nasıl izin vermem? Seviyorum seni. Üç beş yaranın varlığı bunu değiştiremez. Bu kalp yalnızca senin için atıyor ve nefes aldığım sürece de bu değişmeyecek."

"Keşke bende senin gibi süslü sözler edebilsem ancak gerçekler buna müsade etmiyor. Ben diğer insanlardan farklıyım. Normal bir kadınla sürebileceğin hayattan çok farklı olacak eğer beni kabul edersen. En basiti tatile bile gidemeyiz. Güneşlenmek nedir hiç bilmedim ben. Eğer çaresi bulunmazsa bu hastalık benim sonum olacak. Belki sana bebek bile veremem."

"Badem, kadınım lütfen yapma böyle. Her hastalığın bir devası vardır. Muhakkak senin hastalığının da bir çaresi vardır. Birlikte araştırırız, tedavin için çabalarız. Hem benim doktor tanıdıklarım var bir de onlar bakarlar."

"Şimdi böyle diyorsun Ama zamanla biliyorum ki sen de sıkılacaksın bu durumdan. Normal, sıradan bir hayatın olsun isteyeceksin ve beni yarı yolda bırakıcaksın. O yüzden Çağrı istersen yol yakınken dönebilirsin. Sen benim ilk ve son aşkım olarak kalırsın. Bu saatten sonra başka ten haram bana. Ama sen yeni bir hayat kurabilirsin ve beni unutabilirsin."

"Seni asla bırakmayacağım. Bu saçma düşünceleri kov aklından." Kollarını sıkıca sardı vücuduma.

İşte ben ona git diyordum ama giderse ben ne yapardım onu bilmiyordum.

Terkedilmiş bir köy misali boş sokakları, sessiz evleri ve unutulmuş hayallerimle kalakalırdım. Ona git diyordum ama eğer giderse ben biterdim. Darmadağın olmuş psikolojim enkaza dönüşürdü.

Ona git derken içimde susmayan bir ses yaradana gitmesin diye dua edip duruyordu.

Ve evet gitmedi sonsuza kadar mı bilinmez? Çağrı şu an en zorlu sınavı başarı ile geçti.
Mutlu son yakın mı hepimiz göreceğiz. Yoksa bitmeyen engeller tekrar mı yapışacak yakamıza?

Kader ağlarını örerken bu kaderden çıkılmayacağını öğretecek mi bize?

KADER ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin