17-KADERİMSİN

36 13 3
                                    

Kollarımın arasının boş olduğunu hissettiğimde uyandım. Sanki senelerdir bu kızla uyuyordum da bir an yatakta beni yalnız bırakmış olması garip gelmişti. Yatak odasından çıktığımda balkonda elinde bardağıyla düşünceli bir kız gördüm. Dalmış, beni farketmemişti. Adıyla seslendim. İrkilerek başını çevirdi, zümrüt yeşili gözleri benimkilerle buluştu. Telaşlıydı bakışları, ne düşünüyordu bilmiyordum ancak ikimizle alakalı olduğu kesindi.
"Uyuyamadın mı?"
"Evet. Benimle birlikte uyumanı istesem de alışık değilim biriyle aynı yatağı paylaşmaya."
"Rahatsız ettiğim için üzüldüm"
"Asıl böyle düşündürdüğüm için ben üzüldüm şimdi"

Yanındaki sandalyeye oturdum. Kolumu omuzuna attım. Buram buram yasemin kokan saçları tüm duyularımı harekete geçiriyordu. Vücudumdan gelen sinyalleri duymazlığa geldim. Birlikte bir süre yıldızları, dolunayı izledik, karanlık gecedeki sessizliği dinledik. Belki ikimizde birbirimizin hayallerinin baş rollerini paylaştığımız senaryolar kurduk kafamızda.

Badenin yanına gelince ona soracağım ne varsa uçup gidiyordu aklımdan. Söyleyip duruyorum ya bu kız bana neler hissettirdiğini bilseydi beş metre yakınıma yaklaşmazdı. Öyle masum bir güzelliği vardı ki insanı günaha davet ediyordu. Cesaretimi toplayarak;
"Bade, biliyorum muhakkak ailen vefat ettikten sonra kötü zamanlar geçirmişsindir ama ben neler yaşadığını merak ediyorum. Nasıl bu durumla baş edebildin?"

Gözlerinin bir an hüzünle dolduğuna yemin edebilirim. Bu nasıl bir değişimdir böyle. İnsanın geçmişi nasıl bir anda gözlerinin içine dolar akar ki? Bade bir damla gözyaşını elinin tersi ile silerek;

"Madem merak ediyorsun, anlatayım" dedi.

"13 yaşındaydım. Ailecek İzmit'e bir yakınımızı ziyarete gitmiştik. Dönüşte yollar çok sıkışıktı. Babam çok iyi araba kullanırdı aslında. Sıkışık olan trafik bir anda açıldı ve babam gaza olabildiğince yüklendi. Trafik sıkışıklığında kaybettiği zamanı şimdi kazanmak ister gibiydi. Hızlanan aracımıza arkadan vuran araçla önce çokta büyük olmayan bir sarsıntı yaşadık, ardından babam direksiyon hakimiyeti kaybederek önümüze geçmeye çalışan araca, daha sonra bariyerlere çarpıp karşı şeride yuvarlandı. Araç ters bir şekilde durdu. O anlar dehşet vericiydi. Kardeşimle ben emniyet kemerimizi takmıştık. Arabanın bariyerlere çarpması ile hava yastıklarımız açılmış ters dönen araçtan hafif çiziklerle çıkabilmiştik. Kaza anında durumu idare edemeyen babam ve maalesef emniyet kemeri takmayan annem kötü derecede yaralanmışlardı. Araçta sıkışan babam uzun süre bizimle konuşmaya çalıştı. Korkmayın kurtulacağız dedi. Fakat bu söylediğine ne biz ne de kendisi inanıyordu. Annem aracın bariyerlere çarpması ile camdan dışarı fırladı. Onu göremiyorduk. Ne halde bilmiyorduk. Korkumuz Ambulansı beklerken daha da büyüyordu. Bir süre sonra babam konuşmayı kesti. Kardeşimin zorla bulabildiğim elini tuttum. Arabadan sadece dumanlar ve acı haykırışlar çıkıyordu. Bizim için dakikalar saatlere dönüşmüştü. Etrafımızda görmediğimiz kalabalığın sesini ambulans sireninin sesi susturdu. Daha fazlasına dayanamayan vücudum kendini boşluğa bıraktı."

Uzun bir süre hıçkırıklarının dinmesine izin vererek sessiz kalmayı seçti. Bu arada sırtını sıvazlayıp ona güç vermeye çalışıyordum. Hıçkırıklarını bastırarak devam etti. Belki anlatmak ona da iyi geliyordu.

"Umutla açmayı çalıştığım gözlerimi, babam ve annemin öldüğünü öğrendiğimde sımsıkı kapattım. Böyle bir acı yoktu. Hem öksüz hem yetim kalmıştık. Çığlıklarım hastaneyi inletirken, ellerimle saçlarımı yoluyordum. Kulaklarımı kapatıyordum etraftaki sesleri duymamak adına. Kendimi kaybetmeye başladığımı düşündüğüm an yüzümde küçük soğuk bir el hissettim.

" 'Abla ben varım. Ben seni korurum' dedi kardeşim sesini güçlü tutmaya çalışarak. Kimim kalmıştı ki ondan başka. Sıkı sıkı sarıldım ona. Anneme sarılır gibi, babamı kucaklar gibi sarıldım. Tüm geçmişime geleceğime sarılır gibi sarıldım. Bunun geçirdiğimiz son anlar olduğunu bilmeden sarıldım. Maalesef kardeşimi son görüşlerimmiş. Cenazeleri defnetmek için halam yurt dışından geldi ve dönerken Ahmet'i de yanında götürdü. Bana bakamayacağını söyleyip yetimhanenin soğuk duvarlarının ardında bırakmıştı. Orada yaşadıklarımı belki başka bir gün anlatırım. Hepsi çok ağır gelecek."

Daha sıkı sarıldım bedenine, başını okşadım. Yaşadıklarının acıları silmek ister gibi. Eksik kalmış baba şefkatini, kardeş hasretini, anne özlemini dindirmek ister gibi.

"Çok özür dilerim seni daha önce bulamadığım için. Belki o zaman bu kadar yara almazdın. Seni koruyabilirdim."

"Özür dileme. Hiçbiri senin hatan değil, hepsi benim kaderim. Seninle tanışmama vesile olan o kaza da kötü görünmesine rağmen kaderin güzel bir oyunu benim için ve şöyle söyleyeyim Çağrı benim KADERİMDEN ÇIKILMAZ. "

Burnunu çekti, gözyaşlarını sildi ve gözlerindeki aşk ruhuma işledi.

"Senin Kaderinden çıkmak isteyen kim ki" dedim sıkıca sarılarak. Birlikte güneşin doğuşunu izledik.

Bade, mucize süt tarçın bal karışımdan bana da hazırladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bade, mucize süt tarçın bal karışımdan bana da hazırladı. Sabah el birliği ile hazırladığımız kahvaltıyı balkonda uzun uzun çay keyfiyle taçlandırdık. Ayrılık vakti geldiğinde, karşımda dudaklarını büzmüş bir şekilde duran güzelliğe sıkıca sarıldım. Boynunun çukuruna yüzümü gömerek kokusunu içime çektim. Ondan bir an bile ayrılmak istememem normal miydi acaba? Dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım ve ardından alnına gitti dudaklarım.

"KADERİMSİN" dedim.

"Unutma bu KADERDEN ÇIKILMAZ" dedi.

KADER ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin