27-GEÇMİŞ YAKAMI BIRAKMIYOR

32 3 3
                                    

Not: Görseldeki Gizem karakteri :)

Kalbimin sahibi güzel kadınım aşk fedakarlık ister ve ben bunun için hazırım.

Bade'nin benden uzak durmasının sebebi hastalığından dolayıymış diye düşünerek ona olabildiğinden fazla yaklaşıp onu korkuttum sanırım. Sadece ondan çekinmediğimi yaralarının benim için önemsiz olduğunu göstermeye çalışıyordum. Ancak kadınımın vücudu her ne kadar yaralı da olsa çok seksiydi ve ben kendime engel olamadım.

Beni durdurduğunda bir kez daha anladım onun diğer kadınlardan farklı olduğunu. Aslında içindeki acemi arzunun farkındaydım fakat O telli duvaklı gelinim olduktan sonra helalim olmak istiyordu. Haklıydı ve onun bu düşüncesine saygım sonsuzdu.

Onu yalnız bırakmak istemesem de, eve gidip dinlenmek zorundaydım. İşe gitmek ve kafamı toplamak için fazlası ile gerekliydi. Beyaz çarşafım beni kucaklarken, sanki senelerdir uykusuzluk çekiyormuşum gibi anında uykunun kollarında buldum kendimi. Ne kadar uyudum bilmiyorum telefonumun ısrarla çalan mesaj sesi ile uyandım.

Ekranda gördüğüm numara bir zamanlar ezbere bildiğim, çok ama çok sevdiğim kadına aitti. O kadar sene ondan bir haber yaşamıştım. İhanetini hiç olmamış varsayıp beni defalarca aramıştı fakat bir süre sonra aramaktan vazgeçmişti. Şimdi neden seneler sonra tamda onu unutup Bade ile gelecek planlarları yaparken mesaj atmıştı ki?

İstemeyerek açtığım mesajda. "Çağrı seni unutamıyorum. Lütfen bana geri dön. Yaptıklarımdan çok pişmanım. Bir kez olsun bana bir şans ver" yazıyordu. Elim ateşe değmiş gibi telefonu kendimden uzaklaştırdım. O mesajı hiç açmadan silmeliydim. En doğrusu bu olurdu. Şimdi Bade ye karşı kendimi kötü hissediyordum. Ona bunu anlatsam kıskançlık yaparak bunu takıntı haline getirebilirdi. Anlatmasam kendimi suçlu hissedecektim. Kararsızlık kötü bir iletti insanın içini kemiren.
Mesajı silerek hiç yaşanmamış farz etmeye karar verdim.

Uykuya devam etmek istesemde bu pek mümkün görünmüyordu. Saat sabahın dördüydü. Balkona çıktım ve etraftaki sessizliği dinledim bir süre. Çıt çıkmıyordu sokaktan. Gündüzleri şen şakrak olan bu şehir geceleri bir dilsiz kadar sessizdi. Sessizliği seven kişiliğim sayesinde huzuru yakaladım bir an. Fakat beynimi kemiren düşünceler yüzünden tekrar karamsarlığa büründüm.

Gece sabaha kavuşurken Badem'e bir günaydın mesajı yazmayı ihmal etmedim. " Günaydın güzeller güzelim". Cevap gecikmedi. "Günaydın yakışıklı prensim".
Başkalarına cıvık gelebilecek konuşmalarımız bana fazlası ile doğal geliyordu. İşte insan sevince içinden böyle güzel sözler geçebilirdi. Gerçek aşkı yaşamayan bilemezdi söylediklerimi. Uyanırken ilk gördüğüm yüzün onun olmasını istememi, gülüşünün bahşettiği gamzesini görmek için neler verebileceğimi ya da gözünden akacak tek bir damla göz yaşına sebep olanlardan nasıl hesap soracağımı bilemezdi aşkı tatmayan.

Uykusuz ve düşünceli bir şekilde işe gitmek üzere yola koyuldum. Ayaklarım, her bir adımda beynimin karmaşasına ayak uyduruyor bana hiç yardımcı olmuyordu. Hal bu ki öyle rahatlatırdı ki beni yürümek. Bu kez ne kadar yürürsem yürüyeyim bütün sokaklar çıkmaz sokak gibi hissediyordum. Geçmişim film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor, ihanetin acısı hala kalbimin derinliklerindeki bir yeri acıtıyordu. Bade'yi sevdiğime emindim fakat şimdi neden Gizem hayatıma girmeye çalışıp kafamı katıştırıyordu ki?

Hastaneye vardığımda her gün ki rutin işlerle meşgul oluyordum. Sonra çağrı telefonumuz çaldı. Hasta hakkında bilgi verildi. Duyduklarımı kulaklarım inkar etmek için hazırlanıyordu. "Gizem Acar. 25 yaşında, kadın. Bileklerini kesmiş ve aşırı kan kaybetmiş." Bu cümlelerin ardından söylenenleri kulaklarımın uğultusu yüzünden duyamamıştım. Adresini zaten gözüm kapalı biliyordum. Bir anlık şokun ardından, ekiple birlikte yola çıktık. Kısa sürede Gizem'in evine ulaştık. Kapıyı kardeşi Hale açtı. Gözleri ağlamaktan kızarmış, korkudan ölmek üzereymiş gibi görünüyordu. hızlıca boynuma sarıldı. "Çağrı lütfen ablamı kurtar" diye haykırdı. Başını elimle okşadım. "Merak etme o iyi olacak" dedim.

Banyoya girdiğimizde Gizem'i kan dolu küvetin içinde baygın bir halde bulduk.

Nabzı atıyordu fakat rengi bembeyazdı, çok fazla kan kaybetmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nabzı atıyordu fakat rengi bembeyazdı, çok fazla kan kaybetmişti. Onu şu an bu halde görmek sarsılmama neden oldu. Bir zamanlar deli gibi sevdiğimi düşündüğüm kadın bu kadın mıydı? Nasıl bu kadar zayıf bir kadını sevebilmişim dedim kendi kendime? Bir yanımda onun için fazlası ile üzgündü.

Arkadaşlarla birlikte hemen Gizem'i küvetten çıkarttık. Çıplak vücuduna havlu örttüm. Kanı durdurmak için hemen bileklerini sardık. Gözüm kan dolu küvete takıldı. Bu küvette tutkuyla seviştiğimiz günleri hatırladım. Gizem belki bana bir ders vermek istemişti. Ona cevap vermediğim için yapmıştı bunu. Gerçekten onu hiç tanıyamamış olduğumu bir kez daha anladım. Banyodan çıkarken klozetin üzerinde siyah bir zarf buldum. Üzerinde ÇAĞRI'YA yazıyordu. Uzanarak zarfı aldım ve acele ile cebime attım.

Hastanenin acil servisine bıraktığım eski sevgiliden haber almak için acilin kapısında bekledim. Onu şu an sevmiyor olsam da bir zamanlar benim değerlimdi. En azından iyi olduğunu bilmeye hakkım vardı.

Omuzuma dokunan el ile irkildim. Haleydi bu. Yanıma oturdu ve konuşmaya başladı. Sesi boğuk ve üzgün çıkıyordu.

 "Ablam seni yüzünü bile bir daha görmediği biri ile aldatmış. Senin öğrendiğini anladığında gözyaşları ile anlattı bana. İş yerinden arkadaşları ile dışarı çıkmışlar. Biliyorsun ablam içkiyi kaçırınca kendini kaybeder. Barda tanışmış o kişi ile. İnan ismini dahi bilmiyor. Seni unutamıyor. Çok çalıştı ama olmadı. Sensizlik onu ölüme sürüklüyor. Lütfen Çağrı ona bir şans ver."

"Olmaz Hale. Ben başka biri ile birlikteyim ve onu çok seviyorum. Ona geri dönmek düşüneceğim sen son şey bile olamaz. Ama tabi ki onun iyileşmesini istiyorum ve merak ediyorum. Ama sadece eski bir tanıdık olarak."

"Anlıyorum" dedi başını yere eğerek. "Umarım çok mutlu olursunuz..."

İçten olmayan bu dileğine teşekkür ettim. Bu esnada Gizemden haber geldi. İyiydi fakat kana ihtiyacı vardı. Onun için yapabileceğim son iyi şeyi yaptım. Damarlarında dolaşacak kanımı onun için verdim. Kan verme işlemi sırasında cebimdeki siyah zarfın varlığını hatırladım. Ellerim titreyerek zarfı açtım...


KADER ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin